Abdurrahman Dilipak
“İdare-i Maslahat” diye onun da içini boşaltmışız. “Kitabına uydurmak” diye bir sapkınlık var. Hükmü değiştirmeden “yolunu bulmak, kılıfına uydurmak”. Oysa Maslahat “sulhetmek anlamına gelir. Burada aslolan Hakkı koruma noktasında bir icraattır. En yüce değer Hak ve O’nun rızası olacaktır. Onun için ilk adım, aklımızla vijdanımızı barıştıracağız. İkici adım insanı insanla barıştıracağız. 3. adım insanı fıtrat, yaratılış ve tabiatla barıştıracağız. Bu 3 barış bizi Allah’la barışa götürecektir. Değilse insan Allah’la savaştadır. Unutmayalım, Allah’ın bir adı da “Barış/Selam”dır. İslam da o kökten gelir. Barışa giden yolda, kimse kimseye İlahlık ve Rablik taslamayacaktır. Herkes inandığı gibi yaşayacak, düşündüğünü özgürce ifade edebilecektir. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olacağız. Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da! Bir topluluğa olan düşmanlığımız bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek. Bu dünyada tartışıp durduğumuz konularda hakikatin bize gösterileceği bir gün var. Bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde Allah hayır murat etmiş olabilir. Herkesin dini, hayat tarzı kendine. Yeter ki 5 şarta aykırı olmasın. Onun dışında hoş görmesek de tahammül edeceğiz. Sabredeceğiz, ötekileri kazanmaya çalışacağız, tebliğ görevimiz var. “Müellefetül gulub”, “Hılful Fudul” geleneğimiz var.
Ötekilerle erdem üzere her zaman ittifaklar kurabiliriz. Erdem üzere olmasa bile değer üreten herkesle, başkalarının Hak ve hukukuna, temel emniyetlerine yönelik açık ve yakın bir tehlike oluşturmamak kaydı ile nimet ve külfet dengesine dayalı itilaflar kurabiliriz. Bizim elbette düşmanlarımız da var. İlk düşmanımız nefsimiz, kibrimiz ve buna dayalı ihtiraslarımız ve öfkemizdir. Ve sonra Hakka, hukuka, adalete karşı savaş açanlar! Hak, hakikat, adalet düşmanı müfsidler, müstekbirler, münafıklar.
Kamu düzeni, kamu güvenliği, kamu yararı sağlık, genel ahlak hepsi “Şeriat” kavramının içinde mündemiçtir. “Şeriat” Meşruiyetin temeli, kaynağı, esası ve özüdür. Şeriat’a uygun olmayan her şey “Gayri meşru”dur. Şeriat, bu temel değerler çerçevesinde herkes için en iyi olandır. Hiç kimsenin temel hak ve hukukuna karşı bir tehdit oluşturamaz. Böyle bir şey varsa, (ki her zaman olmuştur ve bundan sonra da olacaktır. Şeytan insanları Allah’la aldatmak için onların nefis kapılarını çalmaya devam edecektir) o Şeriatın istismarı ve suiistimalidir..
Bakın her halukârda haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun” duracağımız yer belli. Sözü dinleyecek, işe bakacak, doğrusuna tabi olup, yanlışına karşı çıkacağız”. Bir karar verirken istişare ve şûradan ayrılmayacağız. İşi ehline vereceğiz ve liyakattan ayrılmayacağız. Irkçılık, kavmiyetçilik, dincilik, hemşehricilik, partizanlık, trollük, tetikçilik yapmayacağız. Sabırlı olacağız, kibirlenmeyeceğiz. Yoksa Allah’ın yardımı bize ulaşmaz, kaybedenlerden oluruz. Edebli olacağız. Edepsizlerden uzaklaşacak ve onları çevremizden uzaklaştıracağız, Allah’ın yardımının bize ulaşmasını istiyorsak. Yoksa, Allah bizim ipimizi bırakırsa, yandık ki, ne yandık. Zalimlere yardım edenler için bekleyen bir ateş var! Allah onların işlerini sarp dağlara sardıracak!
Bakın yasayla düzenlediğiniz her konuda karar veren siyasilerdir. Uygulayıcılar da bürokratlardır. Rüşvet de, torpil de işte bu bataklıkta hayat bulur. Kapalı kapılar arkasında gizli kapaklı işlerle Şeytanları ile buluşur insan. Politikacı “cam ev”de oturmalıdır. Şeffaf olmalıdır, icraatı denetlenebilir olmalıdır. Hesab verilebilir konumda olmalıdırlar. La yüs’el olmamalıdırlar. Erişilebilir olmalıdırlar. Değilse kibir onları Haktan ve halktan uzaklaştırır. “Selam verirsiniz rüşvet değildir diye almaz olurlar”. Hayır diye yaptıkları gösteriştir, günahlarını gizlemek için halkın gözüne çektikleri perdedir onlar. “Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalarmış rüşvet alan biri bir bostan karşılığında bir bağı satarmış”. Torpil de makam hırsızlığıdır aslında. Başkasının hakkını yemektir. Kul hakkının gasbıdır. Kişi şarap masasından kalkmadan tevbe etmiş sayılmayacağı gibi, haram mal ve parayı, kul hakkını sahibine iade etmeden de tevbe kabul edilmez. Tevbe etmeden de affedilmez. Aksine gazaba muhatap olur. İşler çığırından çıkınca, kendilerine kamu malına ve makamına tamah eder, servet ve makam düşkünü kifayetsiz muhterisler, makamları işgal edince “kahtı rical” dönemi başlar. Cilalı adam döneminde her iyilik onların, her kötülük ötekilerin olur. Herkes kendini merkezde görür. Onlar olmasalar her şey mahvolurdu sanki! Etrafındaki meddahları hep bunu söylerler. “Şeyh uçmaz, mürit uçurur” hesabı, gün gelir kerametleri anlatılmaya başlar. Böyledir bu işler. Tarihin çöplüğü bu hikayelerle doludur.. Çıplak kıralların kaftanlarına övgüler dizilir gün gelir. İşte o zaman helak yakındır. Siyaset “dua ile istenen bela”ya dönüşür.
Neyse, sorun değil, her topluluk layık olduğu gibi idare edilir. Tencere yuvarlanır kapağını bulur. Yoldan çıkmış bir kavime zalim bir hükümdar gerekir. Hep birlikte cehenneme giderler. Bu oyunun dışında kalanlara gelince, Allah’ın ipine sımsıkı tutunanlar mahzun olmayacaklar. Birilerinin zulmüne uğrasalar da o Allah’ın gazabının onlar üzerinde tecellisinin vesilesi olacaktır. Allah’ın ipine tutunanlara gelince onlara bu yolda sabır ve direnişleri sebebi ile din günü yaptıklarının karşılığını kat kat fazlası ile alacaklardır.
Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022