Abdurrahman Dilipak
Biz, “Halife” derken; ne Allah’ı, ne de İslam’ı temsil edecek birinden, ya da ruhani bir konsülden söz ediyoruz. İslam’da ruhban sınıfı yoktur. Halife denen kişi, kutsayan ya da kutsanmış bir kişi de değildir. O “içimizden biri”dir. O işini iyi yaparsa cennete gider, kötü yaparsa cehenneme gider. O işini iyi yapmaz ama onun kapısındaki çaycı işini doğru düzgün yaparsa, o çaycı cennete gidebilir. O Halife o çaycının hakkını gasp ederse, o çaycı Halifeyi mahkemeye verebilir. Halife denilen zat “hatasız ve la yüs’el” de değildir.
Kraliçe Angilikan kilisesinin başı olursa bu olabilir. Almanya Hristiyan demokrat bir şansölye seçebilir. ABD’de Evengeliklerin desteklediği bir Cumhurbaşkanı olabilir. Bayrağında Haç olan ülkelerin Milli kiliseleri de olabilir, bunda da bir sorun olmaz. Ne Demokrasi, ne de Laiklik zarar görür, bunlar Avrupalı, o zaman sorun yok. Japon imparatoru güneşin oğlu olarak kutsanabilir, ama Müslümanlar kendi birlik ve maslahatlarını gözetecek birini seçerse olmaz. Bakın bu olmayınca Müslümanların insanlığa karşı olan görevlerini de engellemiş olursunuz. Müslümanlar bunu isterse olmaz, öyle mi!?.
Peki Türkiye bu manevi mirası reddediyor, Malaylar, Hind Müslümanları ya da Araplar yapsın bu görevi ve biz hepimiz o merkezden yönetilelim, o Merkez dünyadaki Müslüman halkların hakları ve sorumluluklarını gözetsinler. Buna razı mısınız. Bunu mu istiyorsunuz. Yoksa derdiniz İslam’la, Müslümanlarla mı? Bre zalimler bizi zalim diktatörlere, kurda kuşa yem ettiniz. Ne vijdansızsınız.
Müslümanların hak ve hukukları korunmayınca, İslam dünyası, zalim diktatörlerin, İslam düşmanı İslamofobik ülkelerin ve örgütlerin, cahil din tüccarlarının, terörist grubların elinde oyuncak oldu. Bunun sebebi sizsiniz. Türkiye’nin FETÖ’cülerin elinde oyuncak olmasının sebebi de bu Laikçi Kemalist kadrolar. Çünki hayat boşluk kabul etmiyor. Bu boşluğu doldurmak için birileri bu tür örgütlere destek veriyor. İngilizler Şerif Hüseyin’i Halife yapmak istiyordu. ABD FETÖ’ye oynadı. Olmadı ama bu arada İslam dünyası imamesi kopmuş bir tesbihe döndü. Bu İslam düşmanı emperyalist çevrelerin Türkiye’deki işbirlikçiliği, tetikçiliği de işte bu çevrelere kaldı.
Şimdi Ayasofya açılınca, ya yarın Hilafet de gelirse diye uykuları kaçıyor. Ya Müslümanlar kendilerine hesap soracak olursa, herhalde bundan korkuyorlar. Çünkü şuur altlarında bu çevrelerin Müslümanlara yaptıkları zulümler, haksızlıklar var. Korkuları öfkeye dönüşüyor. Korkuları akıllarından büyük olunca saldırganlaşıyorlar.
Daha önce BÇG, ADD ve ÇYDD gibi örgütler, başörtüsünü kırmızı çizgi olarak görüyorlardı. 1950’lerin başında kırmızı çizgileri Ezandı. Ezan, başörtüsü derken şimdi de Ayasofya. Anlaşılan bu malum çevrelerin uykuları kaçtı. Bir kısmı da bu propagandaların etkisi ile bu işi “fobi”ye dönüştürdüler. O İslamofobik çevreler de içerideki bu unsurları destekliyorlar.
Biz de şunun farkına varalım: Siz Helal sertifikalı ürünler alıyorsunuz, bunlar “biz kim oluyoruz, bunlar nereden çıktı” diyorlar. Bize de başımızı örttürürler mi, içki içmemize engel olurlar mı” diye korkuyorlar. Siz, katılım bankalarında hesab açıyorsunuz, Faiz/Riba filan diyorsunuz, farklı bankalara gidiyorsunuz, kendilerini dışlanmış hissediyorlar. Çünkü daha önce dışlayanlar kendileri idi. Onlar solcu geçinseler de “İş Bankası”nın dokunulmaz bir yanı var. Buraya dokunulmasını istemiyorlar. Çünkü bunlara dokunuyorsanız, yarın kendilerine de dokunabilirsiniz. Öyle bir endişeleri var.
Sizin seçtikleriniz iktidar oluyor, bunu sindirebilmeleri kolay değil. Biz de onları anlamaya çalışalım. Başörtülü hakim, savcı var, milletvekili var, bakan var. Dün başörtülü hastahaneye bile almıyorlardı, hatırlasanıza. Onun için sabırlı olmamız gerek.
Mekke döneminde de Taife giden Peygamberin ayağına taş atıp, yoluna diken döküp, arkasından küfrediyorlardı. Bu Ebu Cehil, Ebu Leheb kafalıların dünyanın her yerinde zihniyet ikizleri var. Daha sabırlı ve daha dikkatli olmamız gerek. Israrla, güzel söz ve hikmetle Hakkı anlatmamız gerek.
Şimdi içimizdeki o birilerinin umudu, içimizdeki “Yeşil Kemalistler” ve “Yeşil Feministler”. Yani, “CEDAW, İstanbul sözleşmesi ve Lazaranta Cemaati”. BÇG’lilerle, FETÖ’cülerle yapamadıkları için bu içimizdeki “Süslüman”larla yapmaya çalışıyorlar sanki. Birileri bunları kendilerine benzeteceklerini ümid ediyorlar. Çünkü bunlar da zaten onları taklit ediyorlar, başörtüleri birtakım folklorik farklılıkları dışında onların, ucuz, kötü, basit kopyası konumundalar. Din onlar için bir gelenek, kültür, folklorik anlamda ritüel ve seremonilerden ibaret. Onların da dinleri vijdanlarında, bir de mabedlerde cenaze namazlarına ve mevlidlere indirgenmiş bir törenden ibaret.
Bakınız, bu iş sadece Türkiye ile ilgili değil. 110 ülkede Dini merkezlerle ilişki kurulacak. Bu Merkezin dört yerde Merkez ofisi olacak. 1. Merkez Mekke-i Mükerreme, 2. Merkez Medine-i Münevvere, 3. Merkez Mescid-i Aksa, 4. Merkez, Daimi ve Umumi Katiplik İdari merkez İstanbul. Birileri bu işi tek başına Türkiye’nin karar vereceği, Türkiye ile başlayıp-biten bir hadise sanıyor. Seçilecek bir kişinin hangi coğrafyadan geleceğini kim bilebilir ki! Fatih Ermeni Patrikliği kuruyor, Hz. Ömer Süryani Patrikliğini kuruyor, Hristiyanlar buna razı ama bizim Laikçiler Müslümanlara razı değil. Bunu anlamak mümkün değil. Müslümanların adaletine diğer insanlar güveniyor, bizim Laikçiler kendi halklarının dinlerinden korkuyorlar.
Bakın Fatih’in lâneti bizim için değerli, ama bu lânet asla ve kat’a Allah’ın ve Resulü’nün lâneti ile kıyas dahi kabul etmez. Allah’ın lânetinden korkun. Selâm ve dua ile.
“Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah›tan başkasından korkmayan kimseler imar eder” (et-Tevbe 18)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022