Ali Saydam
CHP Parti Meclisi toplantısından sonra açıklanan bildiri, siyasi iletişim penceresinden bakıldığında, HDP dâhil çok parçalı bir muhalefet tabanının her bir kesimine hoş görünmek ve bu arada terör örgütleriyle de aralarına ciddi mesafe koyma kaygısını taşıyarak yazılmış, kafasını kuma sokarken poposunu dışarıda bırakmasıyla malul 'devekuşu'nu akla getiren şekilsiz bir metindir. Şekilsizdir çünkü metnin özündeki payandalar devekuşu bacakları kadar zayıf görünürken, 'arz edilen sirkat' ise popo kadar büyüktür.
Ülkemizin yaşadığı darbe travmasını 'okumak'tan aciz bir ucube metindir ortaya çıkan. Öylesine ucube bir metindir ki, 'darbe'den söz ederken şehitleri anmak bile akıllarından geçmemiştir. Hazindir.
Bize kalırsa siyasi iletişim tarihine bir hilkat garibesi olarak geçmesi mukadder bu Parti Meclisi bildirisinin girişinde deniliyor ki:
“Ülkemizi 14 yıldır yöneten AKP iktidarı, devlet yönetiminin her kademesine yerleştirdiği FETÖ elemanlarıyla Türkiye'yi bilinçli ve planlı bir şekilde darbe ortamına sürüklemiştir.
…
Gelinen noktada Türkiye, FETÖ ile mücadele bahanesiyle ortaya konan karanlık ve otoriter Saray darbesini yaşamaktadır. Mevcut siyasi durum halkımızın özgürlüğüne ve ülkemizin bekasına yönelik büyük bir tehdit oluşturmaktadır."
Ne HDP'yi, ne Cumhuriyet gazetesini ve ne de seçmenlerinizi; hiçbirini memnun edemeyeceğinizi bile bile, sonuçta ıkına sıkına bu grotesk metin yumurtasını ortaya çıkarmak ve nihayetinde 15 Temmuz'a da 'tiyatro' demek için Parti Meclisi'ni âlây-ı vâlâ ile toplamanın manasını anlamak hayli zor.
Neymiş? AK Parti darbeye zemin hazırlamak için, “devlet yönetiminin her kademesine yerleştirdiği FETÖ elemanlarıyla Türkiye'yi bilinçli ve planlı bir şekilde darbe ortamına sürüklemiş"miş… Sonra da darbeyi bahane bilip diktatörlük emellerini pekiştirmişmiş… Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırmak için en ummadık fantezilere başvuran Der Spiegel'i ya da New York Times'ı, L'express'i okuyor gibi hissettim kendimi…
CHP kurmayları, 15 Temmuz darbe girişiminin vahim tablosunu ne yazık ki anlayamadılar. Vah ki vah!
CHP'nin geniş tabanının 15 Temmuz'da Türkiye'nin geleceğini dinamitlemek isteyenlerin, FETÖ'cülerin farkında olduğuna eminiz. Aynı taban, mevcut durumda FETÖ ve bilumum terör örgütleriyle ciddi bir mücadele yürütüldüğünü, öte yandan ana muhalefetin terörün ortadan kaldırılması için bol 'demokrasi' sözcüklerinden yapılmış laf salatasından başka öneri getiremediğini görüyor olmalılar. Bildiride ifade edildiği gibi “FETÖ ile mücadele bahanesiyle ortaya konan karanlık ve otoriter Saray darbesi" hayalini CHP'ye seçmeninin, tabanının kurdurmadığı aşikâr. Acaba CHP'yi bu hayale kimler ve niçin sürüklüyor?
Geçenlerde Yeni Şafak Online'da Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına yer verilirken 'Darbeye böyle tepki göstermedi' diye çok yerinde bir başlık atılmıştı. Kılıçdaroğlu ve parti yönetimi, bu tavrını sürdürmeye devam ederse, sadece AK Parti'ye oy devşirmekle kalmayacak; kendilerine güvenmiş olan sadık seçmeninden de çok uzaklara savrulacak.
'İmaj'ın sır'ı döküleli çok oldu
Sayın Başbakan Binali Yıldırım, Cuma gecesi ekonominin Bakanlık düzeyindeki kadroları ve iş dünyasının 45 temsilcisiyle Dolmabahçe'de bir toplantı yapmış. Son derece yararlı ve gelecek vaadeden bir girişim olduğunu hemen belirtelim.
Öte yandan ilgili haberde gözümüzün hemen 'imaj' sözcüğüne takılıverdiğini de ifade etmeden geçmeyelim. Binali Bey işadamlarına hitaben demiş ki:
“Biz anlatmaya çalışsak da taraflı, yanlı zannediyorlar. Bu yüzden sizin çabanız daha inandırıcı olur. Mümkün olduğu her ortamda Türkiye'yi anlatın. Türkiye'nin imajını yükseltmek için sizden destek bekliyoruz.”
Sayın Başbakan, 'imaj' sözcüğünü kullanmakta yalnız değildir. İş dünyasının ve özellikle magazin basınının yıllarca çok sevip, çok kullandığı bu kavramın tedavülden kalkması gerektiğini her vesileyle anımsatmayı boynunun borcu bilen biri olarak, Binali Bey'in sözlerini okuyunca yine dayanamadım. Tekrarın, eğitim sistemi geleneğimizdeki olumlu yerini hatırlayarak, 'İmaj'ın içinde taşıdığı 'parlatmak' gizli anlamıyla birlikte algılandığını, dolayısıyla 'olmayan bir şeyi var göstermek', mış gibi yapmak manasına rahatlıkla çekilebileceğini not olarak düşme ihtiyacı duydum.
Kuramcısına baş vurarak ifade etmeye çalışalım: Prof. James Grunig“İmaj, 'imitari' yani 'taklit' kavramından gelir” diyor. İmajın bir reprodüksiyon veya taklit olduğuna vurgu yaparak işin doğrusunu şöyle özetliyor:
“Biz halkla ilişkilerde 'itibarla' ilgilenmeliyiz, imajla' değil”…
Grunig usta, bu gerçeği hem de 1991 yılında açık açık söylemiş. Öyle doğru ki… Zaten 'PR yapıyorlar' türünden ithamların özünde de bu 'yapmacıklık, taklit' eleştirisi, gerçekler üzerinden yapılan iletişimin değerine de vurulan büyük darbelerden biri değil mi?
'İmaj' kavramı, 'sırı' dökülmüş ayna durumundadır artık. Haddimi aşmıyorsam, Sayın Başbakanımız'a onun yerine herkesin mutabık olduğu 'İtibar'dan, 'Algı'dan söz etmesini öneririm.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019