Üniversitedeki derslerimizde, konferans ve sunumlarımızda İletişimin Akıl ve Gönül Penceresi olarak tanımladığımız Algılama Yönetimi'nden söz ederken 11 Altın Kural sıralarız. İlk baskısı 2005 yılında yayınlanmış ve şu sıra 8. baskısı hazırlanan Algılama Yönetimi adlı kitabımızın içinde bu 11 Altın Kural'dan uzun uzun, ülkemizden ve dünyadan çeşitli örnekler verilerek söz edilmiştir.

Bu 11 Altın kural şöyle sıralanır: 1. Hedef kitlenin değerleriyle uyumlu olmak (onlarla didişmemek); 2. Hedef kitlenin kültürüne özen göstermek; 3. Beklentilerin üzerinde yaklaşım sergilemek. 4. Kafaları karıştırmamak (yalın olmak); 5. Sonuca odaklanmak; 6. Ölçmüyorsanız yapmamak; 7. Gerçeklere dayanmak; 8. Tekrar etmek; 9. Farklılıkları yönetebilmek; 10. Görselliği doğru yönetmek; 11. Düşüncelerden çok duygulara hitap etmek.

Dokuzuncu kural, birinci ve 11'inci kural tarafından çerçevelenmiş ve tanımlanmıştır. Âdeta bir filmin başlangıç sahneleriyle final sahneleri gibidir bu iki kural…

Evrensel değerler vardır mesela, anne gibi, çocuk gibi, vatan gibi, bayrak gibi, din gibi… Bunlara ters düştüğünüz anda karşı taraf kilitlenir ve hiçbir mesajınızı artık algılayamaz, tamamen reddeder, size karşı agresifleşebilir. Bir de içinde bulunduğunuz toplumun ortak ruhî şekillenmesinde vücut bulan değerler vardır. Bunlarla ters düştüğünüz takdirde de ağzınızla kuş tutsanız kendi krizinizi ve kendinize vereceğiniz hasarı engellemeniz çok zordur. Düşünce sistematiğiyle bu işin içinden çıkmaya çalıştıkça daha da çok batarsınız (11. Madde)…

2. Altın Kural olan Kültürle ilgili durumlarda aynı şey söz konusu değildir mesela. Bir memleketin yemekleri hakkında ileri geri konuşursanız bir kriz ortamını tetiklemiş olmayabilirsiniz. Karadenizli vatandaşlarımız kendileriyle, yaşama biçimleriyle, kültürleriyle ilgili anlatılan fıkraları çok rahat hoşgörüyle karşılayabilecek geniş bir yüreğe sahiptirler; ama hadi bir de değerlerine dokunmaya kalkın bakın neler oluyor (Algılama Yönetimi, 7. Baskı S.245)…

Tüm diğer kurallar için aynı durum geçerlidir. 10 kural o birinci kuralın destek üniteleri gibidir. Tüm iletişim ve ilişki biçimlerinde değerlere ters düştüğünüzde 'pirincin taşını da ayıklamaya' hazır olmanız gerekir.

Bu gibi durumlarda kurtulmanın tek yolu vardır; onu da burada defaatle yazdık. Arama motoruna “Yeni Şafak, Ali Saydam, Kriz İletişimi” yazmanız yeterlidir…

Marka değişikliği zor iştir

Digitürk'te dünyanın en zor işlerinden biri yapılıyor. O da yıllarca yatırım yapılmış bir yerel marka, devasa bir uluslararası marka ile yer değiştiriyor…

Tüm kanal markaları beIN çatısı altında birleştiriliyor. Bu arada bugüne kadar, benim de sıklıkla kullandığım 'Dilediğin Zaman Dilediğin Yerde' adıyla hizmet veren online platform küresel marka 'beIN Connect' ismiyle yenilenmiş.

Bu tür transformasyon çalışmaları iletişim açısından çok risklidir. Hedef kitle markası konusunda çok tutucu olabilir. Alıştığı markanın yerine geleni yadırgayabilir.

İşte burada, yukarıdaki yazıda sözünü ettiğimiz 10'uncu kural çok önemli bir rol oynar: Görselliği doğru yönetmek…

BeIN de bunu yapmaktadır. BeIN kanalları, örneğin sinema ya da spor kanalları ileri teknoloji kullanılarak tasarlanmış yani logo oluşumlarıyla sunulurken, 'Dilediğin Yerde' uygulamasındaki geçiş ise tereyağdan kıl çeker gibi halledilivermiş. Tablet PC'den uygulama kendi kendine yenileniveriyor…

Bu yetmez tabii bu arada içerik de zenginleşmeli. 2000'den fazla yerli ve yabancı film ile 4000'den fazla yerli ve yabancı dizi bölümü bulunduğundan söz ediliyor. Seçmek bir hayli kolaylaştırılmış…

THY'nin iletişim atağı

Pazarlama iletişimi ile kurumsal sosyal sorumluluk çalışmasının birleştirilmesine en akılcı örneklerden biri THY'den gelmiş…

Hollywood yıldızlarının Twitter'dan başlattığı #TurkishAirlinesHelpSomalia kampanyasına destek veren Türk Hava Yolları, Somali'ye 500 ton gıda ve 2 milyon litre su taşımış… Somali'ye uçuş yapan tek havayolu şirketi THY, yardım kampanyasının hikâyesinden ciddi bir iletişim değeri çıkarmış. Olayı bir video ile bütün dünya kamuoyunun dikkatine sunmuş

On binlerce insanın kıtlık ve salgın hastalık riski ile karşı karşıya kaldığı Somali için Twitter üzerinden yardım kampanyası başlatılmış. Ünlü Hollywood yıldızı Ben Stiller de Somali'de yaşanan kıtlık ve salgın hastalık riskine karşı Türk Hava Yolları'na çağrıda bulunmuş.

Türk Hava Yolları'nın yapılan çağrıya olumlu yanıt vermesiyle başarıya ulaşan kampanya kapsamında kargo uçağının haricinde, 500 ton gıda ve bebek mamasının yanı sıra, ihtiyaç sahiplerine 2 milyon litre de su yardımı sağlanmış…

THY'nin bu çalışması ve gelecek hafta İstanbul'da başlayacak Final Four'a adını vermiş olması, ülke tanıtımına da müthiş bir katma değer sağlayacaktır…