Ali Saydam
Hükümete sınır dışı operasyon yetkisi veren tezkere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tartışılırken, HDP adına söz alan Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir’in konuşması sırasında kullandığı bir kavramı ve bu kavramın milletin meclisinde dile getirilmesini şaşkınlıklakarşılayanlar arasında ben de vardım.
Önce o konuşmanın ilgili bölümlerini aktaralım:
“Bakın bir halkın referanduma gitmesi, yani milletin iradesine başvurması neden gayri meşru olsun? Sizler açısından meşru olan bir hak, Kürt halkı için neden gayrimeşru olsun? Güney Kürdistan halkı Irak Anayasası’nın 140. Maddesi’ne dayanan kimi haklarının hayat bulmamasından kaynaklı Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Federal Bağdat Yönetimi ile bir dizi krizler yaşıyor. Bu krizlerin çözümünün de yoludur referandum.
Kaldı ki, referandum sonucunda hangi karar alınacağı daha belli değil. Neden Güney Kürdistan Hükümeti burası için bir tehdit olsun? Neden Rojava Kürdistanı burası için bir tehdit olsun? Tek bir çakıl taşı dahi Suriye’de, Rojava’da yaşayan Kürt halkı tarafından bu ülkeye atılmamıştır. Bu ülkenin ithalatını en çok yaptığı coğrafyadan birisi Güney Kürdistan’dır. Bu tezkereyi bugün getirmek tehdittir; bu tehditten sadece HDP incinmiyor. Bu parlamentodaki tüm partilere oy vermiş olan Kürtler bunu bir tehdit, hakaret olarak görüyor. İşte bölünme budur…”
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin yönettiği iddiasında bulunduğu topraklara resmen (Meclis Kürsüsünden) Güney Kürdistan denmesini bir garipsedim doğrusu. Milletin meclisinde görev yapan milletvekillerine ve ettikleri yemine gereğinden fazla mı önem atfediyorum acaba? Çünkü buna göre Batı Kürdistan Rojava ve çevresi olacak… Peki Kuzey Kürdistanneresi? Arama motorlarında Güney Kürdistan dendiği zaman Türkiye’de beklenen kaynakların kullandığı haritalar geliyor ortaya. Yine o harita ve tanımlara göre Kuzey Kürdistan’ın Kuzey sınırı şu kentlerden oluşuyor: Sivas, Erzurum, Erzincan, Ağrı… Buyurun gerisini siz düşünün…
Baydemir’e göre bu şehirlerimizdeki vatandaşlarımızın büyük bir kısmı kendilerini Kuzey Kürdistan’ın sınırları içinde yaşadıklarını düşünüyor olmalılar…
Sübjektivizmin ve hüsnü kuruntunun tavan yaptığı bir dünyada geziniyoruz… Bölücülük, fitne, ihanet, melanetin kol gezdiği bir dünya bu. Erbil’in hüsnü kuruntusu ile mi uğraşacaksın, Türkiye içindeki melanet şebekesinin hüsnü kuruntusu ile mi?..
Allahtan Almanya seçimleri bitti de bir melanet odağının etkisi nispeten azaldı…
Hayırlara vesile olur inşallah…
- Şeamet tellallarına fırsat doğdu
- Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dün ilginç açıklamalarda bulunmuş. 2018-2020 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı (OVP) açıklarken, 2020 yılı sonunda işsizliğin yüzde 9.6, enflasyonun ise yüzde 5 olarak hedeflendiğini söylemiş. Şimşek, cari açığın milli gelire oranının da yüzde 3.9’a gerileyeceğini tahmin ettiklerini belirtmiş.
- Şimdi muhalefetten ve de her şeyi bilen muhalif medya yorumcusu arkadaşlardan sıkı bir eleştiri salvosu bekliyorum… Perakendenin büyüdüğü mü tespit ediliyor, şeamet tellalları anında harekete geçiyor: “Perakende kan ağlıyor!”…
- İnşaat sektörü yaz aylarını tam zamanın yapılmış indirimler nedeniyle kazasız belasız hatta beklentinin üzerinde bir artışla mı geçirmiş… Bunlar yine anında devrede: “Yalan! İnşaat sektöründe yaprak kımıldamıyor. Bu rakam yanıltıcı!”..
- İhracat rekor üzerine rekor mu kırıyor; ihracat içindeki ithalatın payı mı azalıyor? Bunlarda itirazın bini bir para: “Kilo başına ihracatta gelir yükselmiyor!” Peki “Son birkaç ayda Türkiye’ye giren yabancı sıcak para miktarı, bir yılda girenden fazla” diye bir haber çıkınca ne oluyor? Anında bir küçümseme ifadesi hazır: “Bu paralar girdiği gibi anında çıkar!”…
- Bir tek millî enerji ve maden yatırımları ve uygulamalarıyla ilgili sesleri çıkamıyor sanki. Orada da STK’ları kullanmaya çalışıyorlar zaten…
- Bunun gibi tespit ve tartışma farklılıkları ekonomik hayatın ve finans sisteminin her alanında mebzul miktarda var… Durum şu hale gelmiş gibi: Hükümettekiler, boğazı yürüyerek karşıdan karşıya geçse, basacaklar eleştiriyi: “Yahu bunlar yüzmeyi bile bilmiyorlar?...”
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019