Ali Saydam
Bu yılki Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülüsahiplerinden sinemacıve reklamcı Yavuz Turgul’un yönetmenliğini üstlendiği filmler, ülkemiz sinema dünyasında ciddi yer etmiş yapımlardır. Bunların içinde sinema tarihimizde bir kırılma noktasına işaret eden Eşkıya (1996) özel bir yer tutar. Onu izleyen üç filmi de GönülYarası (2005), Kabadayı (2007), AvMevsimi (2010), hepsi mesajları tartışılmış, Türk seyircisinin teveccühü ile karşılanmış, iyi iş yapmış ve sinema tarihimize altın harflerle kayıt düşülmüş nitelikli eserlerdir.
Hem sinema sanatı açısından ciddî kaygılar taşıyan, meselesi, tezi olan eserler ortaya koymak, hem de geniş kitlelere ulaşıp ticari başarı elde etmek, kolay iş değildir. Bunu bir tek pop klasikleri başarırlar. Yavuz Turgul’un eserleri de bize göre birer pop klasiğidir… Son filmi Yol Ayrımı da (2017) yeni bir pop klasiği olmaya adaydır. Hem Şener Şen’in ve Çiğdem Selışık Onat’ın muhteşem oyunculuklarıyla, hem kamera, ışık, dekor ile birlikte atmosfer yaratımıyla hem de büyük bir beğeniyle izlediğimiz Anjelika Akbar’ın besteleyip çaldığı olağanüstü müzikleriyle…
Yavuz Turgul’un tezi vardır. Tezi olan insan karşısında mutlaka anti tez oluşturur. Aynen siyasette olduğu gibi… Bu da o insanı seven – beğenenlerin yanı sıra bir o kadar da sevmeyen – beğenmeyenlerin oluşmasına neden olur. Aslında bu tür sanatçıları tezlerinden dolayı eleştirmek kadar yanlış bir şey olamaz. Bakılması gereken yer, o tezlerini hangi biçim – içerik – fenomen – öz dörtlüsü içinde anlatma becerisidir. Aslolan, eğer oluşmuşsa, sanatçının, o dörtlüğe üslubuyla damgasını vurarak ustalığa evrilmiş becerisiyle haşır neşir, hal hamur olmak ve bunun tadına varmak, sanatçı – sanat – izleyici arasındaki gelişmiş köprüyü keşfetmektir… Bu bağlamda Yavuz Turgul insana keşfedecek pek çok alan bırakmaktadır.
Yol Ayrımı’nda bazı Hollywood yapımlarında kullanılmış metaforlarla ille de bağlantı aramak (Bisiklet Hırsızları’ndan bisiklet, Yurttaş Kane’den kızak/Rosebad vb.), ya da filmi bir servet düşmanlığının eseri gibi görmek, ne yazık ki Turgul sinemasının tadına varmayı engelleyen entelektüel muhabbetlerden öteye gitmeyecektir.
Oysa o zaman Yavuz Turgul’un filmi boyunca bu kez sanki ‘Gözleriyle oynayan’ bir Şener Şen’i izlemenin keyfini kaçırabilir insan. Ruhsuzlaşmış ya da (Chomsky’nin ABD için söylediği gibi) maneviyatını kaybetmiş bir tekstil imparatoru Mazhar Kozanlı’nın kaza öncesi ve sonrasındaki duygular dünyasını Şen’in sadece gözlerinden okuyarak da takip edebiliyorduk. Buzdan bakışlar ve kaza sonrasında kendisini vicdanla tanıştıran ‘yeni hayat’ın biraz da hayret, yüklü sıcak bakışları…
Yol Ayrımı, dünyayı dünya olmaktan çıkaran vahşi kapitalizmin bir sistem olarak dayattığı ahlâki deformasyon ile vicdanı, merhameti, mukaddesleriyle var olabilecek olan insanı tahterevallinin iki ucunda buluşturmuş. Ama ne buluşturma! İkisi aynı tahta üzerinde var olabilirler mi ki?
Şener Şen’in bîhakkın üstesinden geldiği Mazhar Kozanlı rolünün başına gelen, bazılarının bir “Yeşilçam Klasiği” diye küçümsediğine tanık olduğumuz, dramı özetlemeye çalışalım:
Tekstil imparatoru Mazhar Kozanlı, kaza sonrasındaki yeni hayatında, yüzde 60’lık hissesini çalışanlarıyla paylaşmaya kalktığında, ömür boyu rahat yaşamalarına yetecek olan yüzde 40’lık hisselerin sahibi ailesinin, başta annesi olmak üzere (Çiğdem Selışık Onat) eşi ve çocuklarının, çevrelerindeki hukukçu ve psikiyatristlerin de desteğiyle kendisini nasıl gözden çıkarabildiklerine tanık olur.
Aile adına aileyi yok eden ihtiraslarla…
Kozanlı ailesinin vakt-i zamanında gadrine uğramış olduğu halde ‘düzeni’ ve dolayısıyla kendisini koruyabilmek için nefret duygularını bastırarak ailenin yanında saf tutan, Holding’in ikinci adamı, Mazhar beyin çocukluk arkadaşı Besim Bey’i (Şerif Erol), ‘Sistemin Sesi’ olarak düşünebiliriz. Sistemin Sesi, çocukluk arkadaşı Mazhar Bey’i uyaracaktır… Ama nafile…
Çünkü Mazhar Bey, başına gelen ve gelebilecek olan her türlü musibeti göğüslemeyi göze aldığı yeni hayatında Vicdanının Sesi’ni dinlemeyi amaç edinmiştir.
Sistemin sesi ile vicdanın sesi arasındaki büyük düelloyu da, Mazhar Bey’in vicdandan daha çok, kendini ve ânı yaşamayı seçmiş olan, hedonist kişiliği ile temayüz eden bir başka çocukluk arkadaşı Altan’ın (Rutkay Aziz) okuduğu şu mısralar gayet iyi özetlemektedir:
“bir ormanda yol ikiye ayrıldı, ve ben-
ben gittim daha az geçilmişinden,
ve bütün farkı yaratan bu oldu işte.” (Robert Frost)
Bakın etrafınıza… Siyasette de, bilimde de, sanatta da kimlerin ipi göğüslediğini göreceksiniz. Tezi olanların, o tezlerini hayata geçirmek için cesaretle yollarına devam edenlerin…
Turgul filmde ne vahşi kapitalizme sahip çıkar ne de ‘carpe diem’ci hedonist entelektüel bireyciliğe… Karar vermek, iki seçenekten birini bir tür şiddetle ortadan kaldırmak demektir aslında. Yol Ayrımı da işte o şiddet olayının hikâyesidir…
Süleymaniye’deki 7.3 büyüklüğündeki depremde can verenlerin sayısı bu yazıyı yazarken 419’a yükselmişti. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar dilerim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019