Ali Saydam
Siyasi partilerin verdikleri ve vermeleri söz konusu olan reklamlar konusunda hangi yaklaşım ve stratejilerin doğru olacağı üzerine, rahatlıkla birkaç kitap yazılabilir.
İyi Parti’nin 1 Nisan’daki Kurultay haberini tam sayfalık ilanla duyurması bize konuyu bir kez daha hatırlattı. ‘Güven’ teması üzerine kurgulanmış bir mesaj vardı reklamda. “Kendine güven, Bize güven, Türkiye’ye güven”…
Sonra da bilinen packshot: “İyi’ler kazanır, İyi Parti”...
Genel algılama şu: Bir taşla birkaç kuş vuralım. Hazır Kurultayı duyururken bu vesile ile sloganımızı da bir kez daha iletme fırsatı bulalım…
Dedik ya, kitap yazılır… Ancak biz küçük bir özetle yetinelim:
1. Mesajların etkili olması için emir kipinde sunulmaması gerekir. Emir kipi özellikle bizim ülkemizin insanı üzerine hiçbir zaman olumlu etki bırakmaz, davranış değişikliğine neden olmaz. “Güven!” bir tür emirdir ve kesinlikle ‘çalışmaz’… Türkiye’de trafikte en çok ölümlü kazaların yaşandığı dönemlerden biri “Trafik canavarı olmayın!” kampanyasının yapıldığı yıllarda, istatistikler kazalardaki artışı gösteriyordu. Emir kipi mesaj konusunda çalışsaydı eğer, 1983 seçimlerini de Evren’in talimatıyla MDP kazanırdı…
2. Mesaj, biraz kaba bir açıklama gibi görünse de, mutlaka “Bu işte benim çıkarım ne!” sorusuna yanıt vermelidir. “Kendime, İYİ Parti’ye ve Türkiye’ye güvenince ne olacak?” Var mı bu sorunun yanıtı o reklamda? “Biz nasılsa sonra anlatırız!” olmaz…
3. İletişimin en kritik ögesi olan mesaj, ‘kulağımıza hoş gelecek’ şekilde değil belli bir stratejiye göre ‘inşa’ edilir. Ve iyi bir mesaj, mutlaka karşı tarafın aklına güvenerek, ona tamamlayacağı ve tamamladığı anda ‘söylem’e bizzat anlam kazandıracağı bir yapıda inşa edilir. “Lafın tamamı aptala söylenir” sözü boşa söylenmemiştir.
4. İyi bir mesaj, vaat ve güven ögeleriyle çalışır… İkna’nın en önemli iki parametresi olan vaat ve güven’i, ikisini birden karşılayacak şekilde metnin ve görselliğin aralarına serpiştirmek gerekir. Vaat edeceksiniz ve ondan önemlisi o vaadi yerine getirebileceğiniz güveni oluşturacaksınız. Yoksa “En az %60 alırız”, “Terörü 2 ayda bitiririm” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun durumuna düşüverirsiniz…
5. Siyasi iletişim sürdürülebilir bir anlayış ve uygulama ile yönetilmiyorsa, sıfır etki yaratabilir. Yani o ilanı verdiniz; biçim, içerik ve fenomeni yanlış olsa da -diyelim ki hadi tamam- bir başlangıç yaptınız… Peki sonrası? Sonrasını nasıl planladınız?.. O reklamda bir fotoğraf var. Aslında hiç de fena değil… Onda bile bir miktar vaat var. Peki nerede devamı… Devamı olmazsa o reklamın da ne bir anlamı kalır ne de bir etkisi…
Siyasî iletişimde üç kaynağı optimum düzeyde kullanabilen, diğerlerine karşı rekabetçi avantaj elde eder: İnsan, zaman ve para kaynağı… Bunlardan hangisini har vurup harman savurursanız, o kadar boşa kürek çekmiş olursunuz…
- Kurunun yanında yaş da yanar…
- Bizim kahve kültürümüzü kopyalayıp bize ve bölgemizdeki benzer kültürleri paylaştığımız ülkelere satmayı başaran Starbucks, California’da kahve ürünlerine ‘kanser uyarısı’ koyacakmış…
- ABD’nin Los Angeles kentinde bir mahkeme, kahve zinciri Starbucks ile üç kahve şirketinin daha, ürünlerine kanser uyarısı koyması gerektiğine hükmetmiş.
- Dava California merkezli, Toksik Maddeler Eğitim ve Araştırma Konseyi’nin girişimi ile açılmış. Konsey, Starbucks ve diğer şirketlerin, tüketicileri, kullandıkları kahvede yüksek miktarda akrilamid bulunduğu yönünde uyarmaları gerektiğini savunmuş.
- Haberden, gıdalara yüksek ısı uygulanması sonucu ortaya çıkan Akrilamid’in, toksik ve kanserojenik bir bileşik olduğu tespitinden yola çıkıldığını öğreniyoruz.
- Gıdalara yüksek ısı… Eyvah ki eyvah… Ne kadar çok bu tür gıda ürünü satan yer var… İletişimcilere çok iş düşecek… Konu yönetimi denen iletişim disiplinini harekete geçirmenin tam zamanı… Yoksa kurunun yanında yaşların da yanması an meselesidir…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019