Alper GÖRMÜŞ
Epeyce gecikmiş doğumunu geçen yazıda anlattığım gizemli flashdisk’le ilgili temel soruyu da yine o yazıda sormuştum:
“Gülen Cemaati’nin çanına ot tıkayacak devâsâ bir bilgi paketi, nasıl oluyor da başta Tuncay Özkan ve İlker Başbuğ olmak üzere Cemaat’in çanlarına ot tıkadığı kişiler tarafından 10 yıl boyunca gün yüzüne çıkarılmıyor?”
Gizemli flashdisk’in akla getirdiği soruların çoğu bu temel sorunun etrafında şekilleniyor. Çünkü, hikâyenin unsurları belirginleştikçe, bu Cemaat karşıtı bilgi paketinin 10 yıl boyunca gün yüzüne çıkarılmamasında, Özkan’ın dışında başka kişilerin de sorumlu oldukları ortaya çıkıyor.
Bu sorumlulardan sadece biri, flashdisk’in neden ancak şimdi, tam 10 yıl sonra kamuoyu bilgisi haline gelebildiğine dair açıklamalarda bulundu: Tuncay Özkan...
Başta İlker Başbuğ olmak üzere flashdisk’in varlığından 10 yıldır haberdar olduklarını bildiğimiz öbürleri ise bu konuda herhangi bir izahta bulunmadılar.
Tamamı askerlerden oluşan bu birinci kategorinin dışında bir de, gizemli flashdisk’in 10 yıllık macerasından haberdar olup olmadıklarını bilmediğimiz; dolayısıyla da sorumlulukları, onu bilmeleri şartına bağlı kişiler var; bunların tamamı ise siyasetçilerden oluşuyor.
İsimlendirirsek...
Birinci kategori: Flashdisk’ten haberi olanlar
Birinci kategoride, 2007’de görev başında olan üç komutan yer alıyor: Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve Hava Kuvvetleri Komutanı Faruk Cömert ya da Aydoğan Babaoğlu. (Flashdisk, Özkan’a 2007’nin nisan ya da mayısında verilmişti. Aynı yılın ağustos ayında hava kuvvetleri komutanlığı el değiştirdi. Şayet disk Hava Kuvvetleri’ne ağustos sonrasında iletildiyse, Faruk Cömert’in herhangi bir sorumluluğundan söz edilemez. Disk ağustostan önce iletildiyse, her iki komutanın da sorumluluğu var demektir.)
İkinci kategori: Flashdisk’ten haberdar olup olmadıklarını henüz bilmediklerimiz
İkinci kategoride ise, normal bir demokraside böyle bir gelişmeden haberlerinin olmaması düşünülemeyecek, fakat hepimizin bildiği nedenlerle o tarihte (2007) bu bilginin kendilerinden esirgenmiş olması muhtemel üst düzey siyasetçiler yer alıyor. Onların listesini de flashdisk’i parti grubundaki konuşmasında (25 Temmuz 2017) kamuoyuna ilk duyuran kişi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu açıklamıştı:
“Soru şu: Bu flaş diskteki bilgileri incelemek üzere kurulan Güneş Çalışma Grubu iktidarın bilgisi dahilinde kurulmuş mudur? Kurulmuşsa bu dosya kapatılırken Başbakan kimdi, Adalet Bakanı kimdir, Milli Savunma Bakanı kimdi, onların tamamının açığa çıkması lazımdı. Bu flaş disktekiler yok sayılmasaydı bugün ne 250 şehidimiz ne de 2193 gazimiz olmayacaktı.”
Kılıçdaroğlu’nun sorumluluğu?
Aslında, bizzat Kılıçdaroğlu’nun kendisi de bu gizemli flashdisk’in hiç değilse son iki yılda gün yüzüne çıkarılmamış olmasının sorumluları listesine eklenebilirdi... Çünkü Tuncay Özkan iki yıldır partisinin milletvekili ve bir milletvekilinin böyle bir bilgiden genel başkanını haberdar etmiş olması, etmemiş olmasından çok daha güçlü bir ihtimal... Fakat Kılıçdaroğlu, bu soruyu soran gazeteci Melih Altınok’u bizzat arayarak, adının bu listeye girmesinin önüne kalın bir çizgi çekti:
"Ben de sizler gibi sonrasında haberdar oldum. Savcılık Tuncay Bey'i çağırdığında, söz konusu diskin varlığından haberdar oldum." (Sabah, 31 Temmuz)
“FETÖ’cü savcılar” argümanı ikna edici mi?
2007’de Tuncay Özkan’ın siyasetçi kimliği yoktu, aktivist bir gazeteciydi. Dolayısıyla elbette ona sorulacak ilk soru, eline böyle bir haber malzemesi geçen bir gazetecinin, bunu kamuoyuyla değil de devletin silahlı bürokrasisinin zirveleriyle paylaşmasına dair olmalı. Fakat işin bu kısmının üzerinde durmayacağım, söyleyip geçeceğim ve kamuoyunun zihnini asıl meşgul eden sorulara geleceğim. Tuncay Özkan, flashdisk kendisine ilk ulaştırıldığında onu neden yargıya değil de askerlere teslim ettiğini soran Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’ye, “kediye ciğer teslim edilir mi, zaten FETÖ’cüler bu flash diski arıyordu” demişti. (Flash diskin sırrı, Abdülkadir Selvi, Hürriyet, 1 Ağustos 2017).
2007, doğru, Cemaat’e sadık yargı mensuplarının güçlerini göstermeye başladığı bir yıl. Fakat 2007’de, meşru siyasi iktidarın canını almaya ant içmiş bir yargı kesimi de vardı (bir yıl sonra kapatma davası gelecekti) ve onların hiç değilse görünürdeki gücü Cemaat’inkinden çok daha fazlaydı. Buradan, Tuncay Özkan’ın cevaplaması gereken şu soru çıkıyor: “Ciğer”i ille de “kedi”ye götürmenin şart olmadığı, alternatif yolların da mümkün olduğu bir durumda “ciğer” neden Cemaat’in de hükümetin de çanına ot tıkamak için malzeme peşinde koşan, bu uğurda uyduruk gazete kupürlerinden bile medet uman savcılara değil de askerlere götürülüyor?
Ya “kedi”lerin haklanmasından sonrası?
Yine de bir an için Tuncay Özkan’a hak verelim ve 2007’de yargının tamamının “kedi”lerden oluştuğunu varsayalım, fakat sonrasını nasıl izah edeceğiz? “Kedi”lerin yargıdan ayıklanmaya başladığı 17-25 Aralık (2013) sonrasında, onu da geçtik, yargıdan tamamen kazındıkları 15 Temmuz (2016) sonrasında neden elindeki flashdisk’i yargıya teslim etmemiş Tuncay Özkan? Yoksa, “kediye ciğer teslim edilir mi” argümanının sadece 2007 için değil arada geçen bütün bir 10 yıl için de geçerli olduğuna inanmamızı mı bekliyor?
Özkan’ın bu kadar geç kalmasını sorgulayanları eleştirdiği yazısında Soner Yalçın bu soruya “evet” cevabını veriyor:
“Deniyor ki… ‘Niye bugüne kadar ortaya çıkarılmadı?’ Tuncay Özkan FETÖ soruşturmasını yürüten siyasal iktidara, savcılara güvenemedi. Bekledi. Ne zaman… Flash bellek incelemesini sümen altı eden FETÖ'cü ekipten Hava Kurmay Albay Selçuk Başyiğit itirafçı olunca… Soruşturmayı yürüten savcılar Tuncay Özkan'dan flash belleğin kopyasını istedi. Hapse atılan, öldürülmek istenen Tuncay Özkan hakkıyla hâlâ güvenemiyordu, Kılıçdaroğlu'na sordu. Kılıçdaroğlu ‘hemen ver’ dedi.” (Sözcü, 3 Ağustos).
Sizce, bu argüman Özkan’ın flashdisk’i 10 yıl boyunca yargıya iletmediğini izah etmede işe yarayacak bir argüman mı?
Özkan önemini anlattıkça temel soru daha çok göze batar hale geliyor
Tuncay Özkan, gizemli flashdisk’in ne kadar çok ve önemli bilgi ihtiva ettiğini anlattıkça, onun bu kadar uzun bir süre neden uykuda tutulduğuna dair temel soru daha göze batar hale geliyor.
Mesela Özkan’ın Fatih Altaylı’nın programında söylediklerini izleyip de bu sorunun akla gelmemesi imkânsız... Hele ki aynı programda anlattığı “flashdisk vasiyeti”ni öğrenince:
“Ben hücrede ölseydim bu belgeleri Barış Terkoğlu açıklayacaktı. Ona kime teslim edeceğini, ne yapacağını vasiyet etmiştim."
Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu da “vasiyet”i şöyle anlatmıştı:
"Tuncay Özkan'la Silivri Cezaevi'nde aynı hücrede kaldık. Yanına gittiğimde ciddi rahatsızlıkları vardı. Cildi sararıyordu. Bir akşam, kendisini cezaevinde zehirlediklerini söyledi. (...)
Bugün kamuoyuna anlattığı flash diskin hikayesini anlattı. O gün teslim ettiği flash diskin bir örneği kendisindeydi. Ele geçirmek için sekreterinden şoförüne kadar olası herkesin evini basmışlar, her yeri aramışlardı. Başına gelecekleri tahmin eden Özkan, flash diski güvenilir bir yere bırakmıştı. Hapishanede ölürse flash diske ulaşacak ve süreci duyuracaktım. Özkan'ın vasiyeti buydu. Bundan kısa süre önce bir yemekte buluştuk. Flash diski savcılığa teslim edecekti. Ne mutlu ki, benim üzerime bu sırrını saklamaktan başka bir iş düşmemiş, kendisi cezaevinden çıkıp sağlıklı bir şekilde flash diski teslim etmişti."(Tuncay Özkan’ın vasiyeti neydi, Odatv, 9 Ağustos).
Şeytan’ın sor dediği soru bu noktada da şöyle şekilleniyor: Kamusal önemi bu kadar büyük olan bir bilgi, açıklanmak için neden Tuncay Özkan’ın ölümünü bekliyor? Barış Terkoğlu’na vasiyette bulunmak yerine neden dışarıdaki bir gazeteciye “Git o flashdisk’i bul ve açıkla” denmiyor? Böyle yapıldığı takdirde “zehirlenme” sürecinin devam edecek olmasından korkulduğu için mi? Argüman buysa, ikna edici mi? Öyle bir durumda Tuncay Özkan’ı kurtaracak olan şeyin gizlemek değil de fâş etmek olduğu apaçık değil mi?
Gazeteciliği gazeteciliği bıraktıktan sonra hatırlamak!
Özkan, Fatih Altaylı’nın zikrettiğim programında çok ilginç bir teklifte bulundu, dedi ki: "Bir gazeteci grubu toplanıp belgeleri isterlerse Türkiye’nin aydınlanması için bu belgeleri teslim ederim.”
Çok geç ama, Tuncay Özkan’ın 10 yıl önce kendisine teslim edilen şeyin askerlerden önce gazetecilerin önüne serilmesi gereken bir “malzeme” olduğunun farkına varması yine de önemli.
Bu çağrının gazetecilerin kurumsal yapılarında, meslek örgütlerinde hiçbir heyecan uyandırmamış olması, gizemli flashdisk’in, iktidar oyununun çevresindeki bütün aktörlere “dokunan” bir yanının olabileceğini imâ ediyor.
Pazartesi günü, bu dizinin son yazısını, gizemli flashdisk’in akla getirdiği başka sorulara ve onların Tuncay Özkan dışındaki muhataplarına ayıracağım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025