Ayhan ONGUN
Ülkemizde yaşanan gelişmeleri değerlendirdiğimizde bir sosyal gerçekliği atladığımızı sanıyorum hepimiz görüyoruz.
Olayların sonunda hepimizin vardığımız nokta” ben dememiş miydim!” ya da “gördünüz mü yine benim dediğim oldu, ben haklı çıktım.”
Hatırlarsanız, bir dönem cumhuriyet mitingleri yapıldığında da sıkça yinelenen bir söz vardı. “Tehlikenin farkında mısın?”
O günlerde yazdığım bir yazıda “tehlikenin farkında olmak yetmiyor, bu tehlikeyi bertaraf etmek için ne yapmak gerekiyor? Asıl bu konuda fikir üretmek, proje geliştirmek ve çaba göstermek gerekir.” Dediğimde de benzer tepkiler almıştım.
Şimdi ben de “ zamanında söylemiştim” diyerek aynı duruma düşmek istemiyorum. Ancak tam da şu günlerde haklı kalmanın, haklı olmaktan daha önemli olduğuna dikkat çekmek istedim.
Konuyu biraz açmak gerekirse; Soma faciasıyla ilgili duyarlılık göstermekte, sorumluların yargılanması ve bir daha böyle olayların olmaması için gerekli idari ve yasal düzenlemelerin yapılmasını istemek için tepkilerinizi dile getirmekte, protesto eylemleri yapmakta haklısınız.
Fakat tüm insanlığın yüreğine bir kor gibi oturan bu felaket üzerinden siyaset yapmaya kalktığınızda haklı olduğunuz bir konumdan, haksız bir konuma sürüklenmeniz mümkün.
Yani haklı olabilirsiniz ama hak arama ve protestonuzu gösterme biçimini doğru ayarlayamadığınız an, haklı kalma konumundan çıkabiliyorsunuz.
Asıl olan haklı kalmaksa, haklı olduğumuz davayı doğru savunmak, anlaşılır olmak ve haksız görüneceğimiz durum ve tutumlardan uzak durmamız gerekiyor.
Aynı biçimde çevre ve doğaya olan duyarlılığımızı çeşitli eylem ve gösterilerle gösterme hakkımız vardır, tıpkı Gezi olaylarında olduğu gibi.
AKM nin yıkılmasına karşı olabiliriz, oraya gökdelen, AVM yapılmasına, bu nedenle de ağaçların kesilmesine de tepki verebiliriz.
Ve hatta bu tepkilerimiz, daha önceden birikmiş “özel yaşama müdahale” şeklindeki baskı uygulamalarından kaynaklanan bir öfkeye dönüşebilir.
Tüm bu aşamada çok haklı bir konumdayken, hükümet yetkilileriyle yapılacak görüşmede diğer sivil insiyatiflerin bilgisi dışında bu konuyu iktidar partisinin seçim bildirgesinde vaat ettiği ve belki de bu nedenle halktan daha çok oy aldığı projelerle ilgili pazarlık konusu yaptığınızda haklı kalamazsınız.
3. köprü, yeni
, mevcut iktidar bu projeleri seçimler öncesi kendi hava alanı ve Kanal İstanbul gibi kimi projeleri bu iktidar yeni gündeme getirmiyor ki!
Bu projelerden vazgeçerse kendi seçmenine ihanet etmiş olmaz mı?
Biz bu projeleri beğenmiyor olabiliriz, halkın yararına olmadığına da inanabiliriz.
Ancak seçimler öncesi kendi seçmenine sunmuş ve onlara vaat etmiş, belki de bu projeler nedeniyle tercih nedeni olmuşsa, bu iktidardan; bu projelerinden vazgeçmesini isteme hakkımız olabilir mi?
Aksine gezi olayları gibi, çok haklı bir toplumsal direnişi sulandırmaktan, halkın gözünde itibarsızlaştırmaktan başka bir işe yaramaz.
Üstelik de haklı durumdayken, haksız konuma düşebilirsiniz.
Eğer görüşlerimizde, taleplerimizde haklı kalmak istiyorsak, haklı olduğumuz konunun sınırlarını iyi belirlemek ve o sınırlar içerisinde mücadelemizi sürdürmek durumundayız.
Haklı olmak uğruna, haklı kalabilmenin koşullarını ortadan kaldırma lüksümüz olmadığı gibi zaman içerisinde haklı olduğumuz davaya da çok büyük zarar verebileceğini düşünmek zorundayız.
En son yaşanan olayda, çok sıkı korunması gereken bir askeri tesiste bir haddini bilmezin elini kolunu sallayarak gelip bayrak indirmesini kabul etmek, bu duruma tepkisiz kalmak mümkün değildir.
Ancak bu tepkinin yönünü ve biçimini doğru belirleyemezsek, bu olayla hiç ilgisi olmayan yurttaşlarımıza da haksızlık etmiş oluruz.
Çok büyük hassasiyetimiz olan bir konuda yapılan bu çirkin davranışa elbet toplum olarak tepki göstermemiz gerekir, bu bizim en doğal hakkımızdır.
Bu konuda da haklı kalabilmek, haklı olmaktan çok daha önemlidir ve toplum olarak böylesine hassas bir konuda, sağduyulu davranmak, haklı olmanın verdiği psikolojik üstünlüğü, kendimizi haksız konuma sürükleyecek bir sürece dönüştürmemeye özen göstermek, gerekir diye düşünüyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020