Bülent KORUCU

Ergenekon’dan çıkış için...
18.12.2012
3427

 Ergenekon davası karar aşamasına yaklaştıkça birileri gerilimi yükseltmeye çalışıyor. Mahkemeyi işini yapamaz hale getirmek için bütün seçenekler değerlendiriliyor.

İşi, binlerce insan toplayıp cezaevi basmaya kadar vardırdılar. CHP milletvekilleri mahkeme salonunda görevli jandarma subaylarının üzerine yürümeyi bile denedi. Savcı ve yargıçları hedef alan hakaretlerin bini bir para. Sanıklar ve avukatlarının sesi bile dışarıdaki gürültünün içinde kayboluyor. Esasa dair savunma yapması gereken sanıklar, zamanlarını yargıçların şahsını hedef alarak kullanmayı tercih ediyor. Dünkü duruşmada mahkeme heyeti, Mustafa Balbay’ı sadede gelmeye çağırmış. Hakkındaki deliller, günlükler, ajandalarla ilgili de üç beş kelam etmesini talep etmiş. Sanıklar oraya gelmeyi pek istemiyor.

 Ergenekon’dan çıkışı sağlayacak bir demirci aranıyordu; eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk en muteber aday gibi görünüyor. Dün Vatan gazetesinde başlayan mülakatta Selçuk, Ergenekon için af teklifi getirmiş. Silivri’de yargılananlara Balyozcular da dahil olmak üzere kısmi af getirilmesini öneriyor. Kısmi af hele de böyle adrese teslim şekilde mümkün değil. Daha önceki denemeleri Anayasa Mahkemesi ‘eşitlik’ ilkesine aykırı bularak genişletti. Selçuk, ‘Özel yetkili mahkemelerdeki bütün davaların afla temizlenmesinden yana.’ Bu torbanın içine bütün mafyatik örgütlenmeler ve uyuşturucu ticaretinin de girdiğinin farkındadır herhalde. Ergenekon iddiasıyla yargılananların hatırına hepsine evet mi diyorlar anlamadım. Teklifin hukuka aykırılığı müsellem ayrıca aklın süzgecine de takılıyor. Selçuk gibi ‘akılcı’ hukuk adamından beklenmeyecek bir çıkış. Akla aykırılığın göstergesi dile getirilen gerekçe. Binlerce sayfa iddianame ve on binlerce sayfa delil klasörünün altından kalkmak zormuş. Yargıtay bunun altından kalkamazmış. Yargıtay’da bir buçuk milyon dosya birikip katiller tutukluluk süresi doldu diye salıverildiği günlerde bile böyle teklifler gelmedi.

Bu tür yapılanmaların dünyada ilk deşifre olan örneği Gladyo’yu yargılayan İtalya’da kimsenin aklına böyle fikirler gelmiş mi acaba? İtalya’da soruşturma 6 yılda tamamlanabildi. Geçmişe doğru binlerce eylem bu yapıyla ilişkilendirildi. Sonunda bir eski başbakan mahkûm oldu. Cumhurbaşkanı istifa etmek zorunda kaldı. 30 general, 4 bakan, istihbarat örgütü şefleri, çok sayıda gazeteci-medya patronu, yüksek yargı mensubu ve profesörün de aralarında bulunduğu 622 kişi mahkûm oldu. İtalya ile benzerliğimiz bu kadarla sınırlı değil. Soruşturma savcısı Felice Casson bakın bir röportajında neler söylemiş: “Büyük bir baskı hissettim. Başlangıçta, yüksek yargı mensuplarıyla sorun yaşadım. Bana, soruşturmayı bırakmamı, yapılacak bir şey olmadığını söylüyorlardı. Bu durum, görevimin ilk iki yılında büyük sıkıntı verdi. Başlarda, soruşturmanın önündeki en büyük engel, yüksek yargı mensuplarından kaynaklanan problemlerdi. Sorun, yargının içindendi.”

Selçuk, hem dosyayı bilmiyorum diyor hem de “Dış dünyaya yansımış bir maddî öge bulunduğuna dair haber çıkmadı.” değerlendirmesinde bulunuyor. Muhabirin, “Yani kanıt mı yok?” sorusuna “Hayır kanıt değil maddî öge.” şeklinde cevap veriyor. “Örgüt olabilir, suç için anlaşma olabilir.” gibi düşük cezalı suçları sıralıyor. Sadece eski Yargıtay Başkanı değil pek çok isim benzer cümleler kuruyor. Davayı külliyen hedef almanın kamuoyundan destek bulamayacağı muhakkak. Örgütü kimse inkâr etmiyor gibi görünüyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar