Cihan AKTAŞ
Yaşadığını bilmenin sunduğu bir güven vardı. Oradaydı. Susmaya zorlanmış olsa da kitaplarıyla anlatmayı, tecrübelerini paylaşmayı sürdürüyordu.
Günün birinde ziyaret edip de saygılarımı sunacağımı düşündüğüm, dünya olayları üzerine yorumlarını öğrenmeye çalıştığım bilge, ebedî âleme irtihal etti. Yeryüzünden bir dağ eksildi gibi geliyor bana şimdi.
Vefatı bütün okurları gibi bende de buruk duygulara yol açtı. Bunun ilk sebebi ömrünün son demlerinde ülkesinde yaşadığı, seyirci kaldığımız baskı. Garaudy, Filistin hakikatlerini dile getirmeyi sürdürdüğü için bir tür aforoza maruz bırakıldı memleketinde. Buna karşılık öylesine dolu dolu bir hayat yaşadı ve o denli esaslıydı ki peşine düştüğü sorular, susmaya zorlandığı hâlde fikirleriyle, çağına tanıklığını sürdürdü. İnsanın ilahi boyutuna inancıyla, her yazar, her dava adamı için örneklik teşkil edecek bir hayat yaşadı.
Varlık ve eylemle ölümü kovmanın da tecrübesidir onun hayatı. Sınırsız bir arama, sonsuz bir bulma macerası... Erdem Beyazıt mısralarının anlattığı gibi: Ölümsüzlüğü tadana ölüm ne yapabilir...
Neml Suresi 88. Ayette , “Sen dağları görürsün de, yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır” diye geçiyor ya... Zamanının tanığı düşünür, yeşillenen bir dağ kadar hareketliydi, muhkem adımlarla gittiği bütün adreslerden, uğrak yerlerinden, felsefi akım ve ideolojilerden öğrenerek, bu öğrendiklerini de bütün riskleri ve ağırlığıyla yüklenerek İslam’a doğru yol aldı.
Emek verilmiş nice aidiyeti de sahiplenmeyi sürdürerek Müslümanlığını ilan etti. Yüce varoluşun sırrına açılmış bir ruha sahipti, “anlamsızlığa karşı direniş örgütleri” kurmayı sürdürmekten hiç vazgeçmedi.
Japon Zen Budizm’inde de irdelenen bir dağ hareketi var: Kamakura döneminin Zen üstadı olan Dogen (MS 1200-1253), dağın yürümesinden söz eder: “Yeşil dağ sürekli yürümektedir.” Alışkın ve tembel bakışımıza öyle geldiği için sandığımız üzere, hiç de hareketsiz değildir “yeşillenen” dağ ve Müslüman filozofların Allah’ın sürekli yaratıcılığı kabulü zaviyesinden bakıldığında da, andan âna değişmektedir manzarası. İşte “şu an”da neler oluyor öyleyse? Ontolojik (zamansız) şimdi, şu an; bildiğimizi sandığımız “Nikon”, bir yanıyla zamansızlık, bir yanıyla da sonsuz şimdi.
Tasavvufta hayret makamı, “şu an”ın derkiyle kişiyi yeni bir algı düzeyine yükseltiyor. “Şu an”a hazırlık bazen bütün bir ömür sürüyor, bazen de sanki bir büyük devrimle, apansız gerçekleşiyor.
Bütün bunlar Garaudy’nin vefatı üzerine zihnime hücum eden düşünceler. O, her ânını sanki yeşillenen bir dağın adımlarıyla yol alarak, o zamansız ya da sonsuz şimdinin künhüne ermek üzere fırtınalı okyanuslarda kulaç atarak yaşadı, sonsuz mevcudiyetin şuuruna ermek suretiyle de ölümü kovma imkânını buldu.
Cemal Aydın’ın güzel diliyle Türkçeye kazandırdığı Yüzyılımızda Yalnız Yolculuğum (Türk Edebiyatı Vakfı, Nisan 2005) başucu kitaplarımdan biri, ancak Garaudy, henüz Müslümanlığını açıklamadığı üniversite öğrencisi olduğum yıllarda da benim yazarımdı. Kıyısız Bir Gerçekçilik Üzerine isimli kitabında ne bulmuştum da, yakınlık duymuştum fikirlerine... Herhalde postmodernist kaosa giden bir dünyanın seçilmesi güçleşen zulüm çeşitlerini içselleştirmeye zorlayan moda akımlarına olduğu kadar, ilerleme adına hükmünü sürdüren modern tabulara da mesnetli eleştirileriyle de, okurunu içine çeken bir düşünsel zenginliği... Toplumculuğunu ortaya koyarken kullandığı dilin zenginliğini... Sanatsal ifadeleri yok saymak yerine onlarda dile geleni anlama yönünde gösterdiği çabayla da Garaudy, Müslümanlara bir özeleştiri alanı açtı.
Bir yüzyıla yaklaşan hayatı boyunca, kendi ifadesiyle “Varlığı varedeni, her gün katılmamız istenen o tedirgin edici ama kamçılayıcı Allah’ı arayış eylemini” sürdürmekten hiç vazgeçmeyen bir mütefekkir Garaudy, benim kahramanlarımdan biri.
Ülkesi içinde, Deleuze’ün “kendini beğenmiş boş bir konuya basmakalıp bir şekilde özetlenmiş kavramlarla dönmek isteyen yeni filozoflar” diye anlattığı muktedir aydın kesim, Garaudy’ye yönelen sansürü can-ı gönülden destekledi. Yeşillenmeyi sürdüren dağın yürüyüşü bu yolla engellenebilirmiş gibi...
Öldükten sonra yakılmaya ilişkin vasiyetinin sebep olduğu bir şaşkınlığı ben de onu seven bütün Müslümanlar gibi yaşadım. Dağın yürüyüşünü düşünürsek, tek bir Garaudy yok. Ömrünün uzun bir döneminde Hıristiyan bir komünistti. Bir bakıma her zaman muvahhiddi, nev’i şahsına münhasır bir Müslüman olarak yaşadı. Küllerinin Marsilya’dan Akdeniz’e savrulması bir gençlik düşüydü belki de... Her zaman genç, her zaman yaşlıydı. Kendine has sufi telakkisiyle küle dönüşmekle toprağa karışmak arasında bir fark gözetmemiş olabilir.
Dünya Bülteni’ne üç yıl önce yazdığım bir yazının başlığı, “Garaudy hep burada olacak” şeklindeydi. Yine öyle düşünüyorum. Deneyimlerinden ve tefekküründen süzülmüş cümleleriyle hep aramızda olacak. Mutmain bir nefisle Rabbine ulaştığı izlenimiyle, rahmet diliyorum, tanıklığının verimlerinden yararlanmayı sürdüren bir okuru olarak.
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016