Cihan AKTAŞ
Bazen sadece bir şarkı ve bir cümle ile ayağınıza geliyor kafanızda dönüp duran cümlelerin özü. Sting ‘Bin Sene ve Bin Sene Daha’ (A Thousand Years) isimli şarkısında hakikatle yüzleşmek için göz önüne alınması gereken yılları ve savaşları konu alıyor. Merdivenlerle ulaşılması gereken kuleler, bir milyon gözyaşı, bir milyon nefes...
“Bir tek fikir, bir tek dokunuş zarif” ise, işte orada... Sözünü ettiğim, Kürt sorununu ortak ve farklı katmanlarda yaşamış farklı kuşaktan iki kadının, Emine Uçak Erdoğan ve Leyla Zana’nın eser ve çabalarında somutlaşan bir iyilik umudu. Emine Erdoğan Uçak ilk öykü kitabı olan “Keje”de, dili yasaklanırken kültürü de budanmalara maruz bırakılmak istenmiş bir halkın gündelik hayatının tarifi hiç kolay olmayan sebeplerle nasıl altüst olduğunu sade, akıcı, yüreğe dokunan bir üslupla anlatıyor. Kitapta yer alan birbiriyle bağlantılı 7 öykünün kahramanı çocuklar sinsi bir süratle baskısını artıran şiddetin ortasında “hiç de neşeli” olamıyorken, bir alışkanlıkla oyunlarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Başta ilk öykünün anlatıcısı Naze olmak üzere, bütün çocuk kahramanlar, yeni emeklemeye başlayan Keje bile, dünyası elinden çekip alınırken bir sakatlanma yaşasa da erkenden olgunlaşmaya zorunlu. Oysa başlangıçta dünya vaatlerle dolu, ağaçlar konuşuyor, yıldızlı gecelerde kayan yıldızı ilk kim görecek iddiası sürerken, dam üstü sefaları gökyüzünün derinliğini kucağına çekebilir. Öylesine bulunmuş topuklu ayakkabı tekiyle oyunlar kuruyor Naze ve arkadaşı, Kur’an kursuna gidip gelirken ve gece olduğunda da yıldızların altında; aralarında eşsiz biricik tahta pabuç. Çocuk kahramanların dilinde leitmotif olarak öne çıkan cümle şu: “Eskisi gibi değil hayatımız”. Gündüzleri bile kapılar kilitlenir olmuşken, kim “içeride” kim “dışarıda”; nasıl karar verilebilir... Yetişkin erkeklerin götürülmesini kanıksamış, yaklaşan karartıları hesaba katmayı hiçbir zaman tam zamanında başaramayan köyün yeni düzeni, erkek çocuklarının bedenlerini daha da ufalmaya zorluyor. Askerlerin ısrarıyla silahlanan köylüler gece baskınlarında “yiyecek alıp giden dışarıdakiler” tarafından “kökünüzü kurutacağız” tehditini duymaya alıştılar. Gündüzleri ise askerler köye indi ve “Akşam yine evinizi açmışsınız, yemek vermişsiniz” diye bağırarak erkekleri sıra dayağından geçirdi. Mezrayı ateşe veren grup tuttu bir de halaya durdu o ateşin yanında. Bacağına saplanan kurşunla donakalmış gibi gezinen Hayrettin’e gazeteler hiç sarfetmediği sözleri söyletti.
Kolayca unutulmayan yangın gecesi, “Arafın Başlangıcı”ydı. Akıcı bir üslup ve çarpıcı tasvirlerle hayatları değiştiren “o gece” bir o açıdan anlatılıyor bir bu açıdan Keje’de. (Timaş, Aralık 2011)
Sting şarkısında dile geldiği gibi, önünüzde uzanan bir kanlı labirent, milyonlarca yalan arasında da bir tek doğru dile gelmeye çalışıyor; hangisi...
Leyla Zana, kendi kendini doğuran insanlardan biri, sıradışı bir kadın olarak Kürtlerin maruz kaldığı haksızlık etrafında süren savaşa, dökülen kanlara ilişkin tecrübelerinin özünü dile getiriyor ve barıştan umudunu kesmediğini söylüyor. Zana klişelere itibar etmediği izlenimi veren bağımsız duruşuyla dikkatimi çeken bir mücadele kadını. Başbakan Erdoğan’ın Kürtlerin maruz kaldığı haksızlıkları çözümlemede oynadığı/oynayabileceği role ilişkin açıklamaları benim için sürpriz olmadı. Meclise resmi temsilin klişelerine karşı meşru/tabii temsili öne sürerek ayak basan ilk kadın siyasetçi Zana, (ikincisi de Merve Kavakçı.) Daha öncesinde ise, birey olarak doğduğu şartları zorladığı bir varlık mücadelesi var. Yazgısı bir bakıma 14 yaşındayken evlendiği Mehdi Zana’nın siyasi mücadelesine bağımlıyken, eşinin tutuklanmasının ardından kendini yetiştirmeyi sürdürerek yeni bir varoluşa açılıyor.
Kimi ondan söz ederken “provokatör” diyor, Ruşen Çakır ise “Türkiye’nin Gerry Adams’ı olma yolunda” diye bir kıyaslama yapıyor. Görüşlerinden hoşlanmayabilir, kimi açıklamalarını sahiden de provokatif bulabilirsiniz. Ancak şu bir gerçek; Leyla Zana hayatını kondurulduğu yerde basma kalıp ifadelerin güvencesiyle sürdürmeye izin vermeyen bir duyarlıkla yaşamayı tercih etmiş bir kadın.
(Sahi, “provokatif” kelimesine hak ettiğinden fazla anlam yüklemeyi seven bir toplum olduk. O provoke ediyor, bu provoke ediyor... Niye, hangi sebeplerle provokasyonlara gelmeyecek güçlü bir bünye edinemediğimizi sorgulamıyoruz acaba...)
Ölenlere, sağ kalanlara ve özellikle de çocuklara borçlu olduğumuz şey, çocuk oyunlarının neşesinin önündeki engelleri kaldırmak.
“Keje’”de, “Araf’ın Başlangıcı” başlığını taşıyan öykünün kahramanlarından, her daim öfkesini dışavurmasına, itiraz etmesine alışılmış yeni yetme Ali’nin, ailesine ait bağın alışılmış güzel düzenini karıştıran jandarmalar karşısında kapıldığı bir suskunluk var ki insanın içine dokunuyor. “Nasılsa artık ne bahçe kalacak ne üzüm!”
Sayısı belirsiz yaslı insan, milyonlarca gözyaşı, çıkışsız kuleler misali nefesleri daraltan siyasal taktikler, nereye kadar... Neşeli oyunları özlemle hatırlanan günlere ulaşmanın bir yolu olmalı. Leyla Zana ve Emine Uçak Erdoğan’ın cümlelerini okurken ve dinlerken, güzel mevsimlerin başlangıcına güvenebileceğimi duyuyorum.
[email protected] – twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016