Cihan AKTAŞ
Bütün anlamlarıyla açık mutfak üzerine düşünüyorum. Yemek pişirmeyi gündelik hayatının bir icabı olarak benimseyen yazar için açık mutfak daha az zaman ve emek kaybı demek. Yemek kokularının bütün eve sindiği iddiası doğru değil, iyi çalışan bir davlumbazla kokuların üstesinden gelebiliyorsunuz. Banko ve paravanlarla da kaybolma alanları oluşturabilirsiniz, mütecessis konuk nazarlara karşı.
Yeni taşındığım evin mutfağı açık, daha önce de açık mutfaklı evlerde yaşadığım oldu. Çoğunlukla çalışma masamı açık mutfağa bitişik tutmaya çalışırım. Yemeklerin dibinin tutmasını her zaman önleyemesem de...
Açık mutfak kapalı olana göre daha derli toplu ve sade olmak zorunda, gelgelelim aradaki bankoda bazen kitaplar, gazeteler, bardaklar ve kavanozlar birbirine karışıyor. Çamaşır makinesi de mutfağa yerleşmek zorundaysa, düzeni korumak biraz daha hassas bir planlama gerektiriyor. Bir söyleşi için evine gittiğim İranlı sinema oyuncusu Hediye Tehrani’nin evinin açık mutfağı, yemek sanatı etrafında bir müzeyi andırıyordu. Yüzlerce kavanoz raflarda dizili, irili ufaklı tavalar duvarda bir insicamla asılı, en küçük bir aksama görünmüyor salondan bakıldığında, nasıl koruyor bu düzeni? Aileden gelen kabul ve alışkanlıklar var, diye cevaplandırdı Tehrani sorumu. Sofraları kalabalık, tencereleri tavaları sokağa taşan bir evde yetişti. Açık mutfak ülkesinin gündelik hayatında Muharrem ve Ramazan ayında daha belirgin bir şekilde faal. Köşe başında bir kazan kaynıyor, karşı evin önünde de bir kuyruk var, iftar hayratı. Her an kapı çalınabilir ve beş sokak öteden gönderilen zerde ya da safranlı pilav tabağı çıkabilir karşınıza. O tepsinin aynısı yoldan geçene ve sokakta geceleyene de sunuluyor.
Maarif radyosunun yorumu ilginç: Sılayı rahim muhakkak ki çok önemli, ancak hazırlığının ağırlığı yüzünden insanlar erteliyorlar. Pahalı hediyeler alınacak, zengin sofralar hazırlanacak. Evin gündelik yemeğinin sunulduğu sade sofra, misafiri rahatlatıyor: Kendisi de böyle bir sofrayı rahatlıkla hazırlayabilir.
Urumiye’de şöyle bir Ramazan âdeti var: İftara yakın bir kişi telefon açıyor eşe dosta, yemeğinizi alıp gelin, iftarı birlikte yapalım, diyor. Bazen selelerle sepetlerle orta bir yerde buluşuyor akraba ve arkadaşlar, bir parka gidip iftar sofrası açıyorlar.
Ramazan günleri, iftar-sahur, sofralar daha bir kalabalık oluyor oruç tutulan evlerde. Açık mutfak önce bankoya dayalı çalışma masasının düzenini karıştırıyor. Projenin ilk sahibi belli ki sadece yerden kazanmak niyetiyle çalışan çifti bu mutfağın iyiliklerine ikna etti. Kimine bir dayatma, kimine mahremiyet kaybı gibi geliyor mutfak telaşının salona taşması; yemek göz önünde pişmemeli sanki. Buna karşılık kimi lokantalar mutfaklarını bir ekranla müşterilerinin nazarına açmayı, bir kalite göstergesi sayıyor.
Ramazan’dan hiçbir şey öğrenemesem de şunu öğrendiğimi söyleyebilirim: Sana ait sandığın nimet aslında o kadar da elinde değil. Bir vitrin camı yok arada, bir duvar da yükselmiyor ve sen bir sokak çocuğu gibi engellenmediğin hâlde, uzağında duruyorsun yemek tenceresinin. İsmail Ankaravî’ninMinhâcu’l-Fukara’da yazdığı gibi: Oradaki lokma, kendi kazandığın değil, Allah’ın nasip ettiği bir nimet. (İnsan; 2005)
Açık mutfak, ikrama da açıklık demek, göz hakkı diye bir şey var, ancak bu kanaati toplumda canlı tutmanın da yollarını aramak gerekiyor. Emek Adalet Platformu’nun çağrıcılığında düzenlenen Fatih Saraçhane’deki İşçi Buluşması iftarı, ardından geçtiğimiz cumartesi günü gerçekleşen Tophane sahilindeki Evsizlerin Evi yakınındaki iftar ve önümüzdeki cumartesi gerçekleşecek olanGöçmen Buluşması iftarı, konfor bozan, düşünmeye sevk eden örnekler. Herkes evindeki yemeği aldı gitti, iki kişiye yeten üç kişiye de yetti.
Arakan’da Müslümanlar katliamdan kaçarken açlık ölümlerine yakalanıyorlar. Esenler Belediyesibu “uzak” ölümlere seyirci kalmadı, geleneksel 100 bin kişilik iftar sofrasını Arakan’a taşıdı. “Ben kandan elbise giydim bundan haberin var mı” diye sormaya devam ediyor Sezai Karakoç. Bunu da öğrendik; Suriye “yakın yabancı”ymış, başlangıçta desteklenmiş olan muhalifleriyle kanlı bir çözümün belirsizliğine terk edildi. Konu konuyu açıyor masa başında, sıra hiç konuşulmamış olana da gelecek. Sofra ya da masa filozof ve psikanalist Pierre Fédida’ya göre aktif yürütücü eleman. Yazı faaliyetinin ahşap malzemeyle, marangozlukla ve elbet masayla bir ilişkisi var. “Özneler arası ilişkinin mobilyası olarak kocaman bir masa.” Açık mutfakla bütün salon kocaman bir masaya dönüşüyor oruç günlerinde.
Romancı Margaret Oliphant’ı düşüncelere sevk ediyor çalışma masasının mutfakla ilişkisi: Ev kadını olarak yazar masasını mutfakla salon arasına bir yere kurarken, sanat eseri ile ev işi denen duygusal, el emeğine dayalı, idari beceriler ve görevler bütünü arasındaki zor, belirsiz, rastlantısal bağdan yazdıklarının bir şeyler kazandığını hissediyor. Bu bağı koparmak yazmanın kendisini tehlikeye atacak, onu doğal olmayan bir şey hâline getirecektir. Açık mutfak kesintisiz sohbet demek olduğu kadar, hayatın seslerinden öğrenmeyi önemseyen metne de iyi geliyor.
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016