Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in sözleri Türkiye’de hukukun değil ama tek parti hakimiyetinin üstün olduğunun açık göstergesi. 50 kişi devreye girdiği için kapatılamayan madenlerde patır patır işçiler ölüyor ama düzen değişmiyor.

Jet Fadıl diye biri çıkıyor, Cemaat’e çakma rüzgarını arkasına almak için ‘‘Zaman tükeniyor’’ diye billboard ilanları veriyor, onun da hatırı ağır basıyor ve saf insanlardan para toplamasına göz yumuluyor. Sonra bir sabah Jet Fadıl, topladığı milyonlarca dolarla sırra kadem basıyor.

Sistemi, ‘‘bizden ve bizden olmayanlar’’ üzerine kurup hukuk kurallarını ona göre uygulatmaya, esnetmeye başlarsanız, vahim ihmallere göz yumar ve böyle faiciaların doğmasına neden olursunuz.

Ölen her işçinin kanı, hatırlı partilileriniz kadar sizin de üzerinizdedir artık.

PARMAK İNDİR-KALDIR MAKİNESİ

Türkiye’nin geldiği noktanın en açık göstergesi, Bay Başkan’ın 350 milyon dolara yaptırdığı sarayın Türkiye gazetelerinde değil de, New York Times’ta, Washington Post’ta haber olmasıdır. Abdullah Gül’ün 3-5 milyon liralık Çankaya restorasyonuna kıyamet kopararak engel olan medya bugün suspus.

Medya susturulmuş, yargı hizalanmış, Sayıştay devreden çıkarılmış, Meclis parmak indir-kaldır makinesine dönüşmüşse, o ülkede her türlü keyfi yönetim hakim olur.

İnsanların canı, varlığı bir kişinin iki dudağı arasına kalır.

Bugün gelinen noktada, Kürtlerle barış müzakeresinde fena çuvallamış, PKK ile Amerika’nın arasının düzelmesini sağlamış, Peşmerge’nin kendi ordusuna gösterilmeyen itibarı görmesine neden olmuş bir iktidar var.

Bugün gelinen noktada, Facebook sayfalarında Erdoğan’a hayranlıklarını ilan eden hakim ve savcıların en kritik görevlere atanması var.

Bugün gelinen noktada, ‘‘Evdeki paraları sıfırlayanları’’ yakalayan polislerin cezaevine atılması, paraları sıfırlayanların baştacı edilmesi var.

Bugün gelinen noktada, belediyelerin kamu mallarını TÜRGEV’e peşkeş çekmek için başlattığı bir yarış var.

Bugün gelinen noktada İsrail’le de, Mısır’la da papaz olmuş, bölgede gücünü ve itibarını sıfırlamış bir Türkiye var.

Bugün gelinen noktada, Türkiye’yi adım adım parçalanmaya zorlayan bir zihniyet var.

LASTİK HER AN PATLAYABİLİR

Türkiye bu tabloya layık değil.

Sorun şu anda namussuzların sesinin namuslulardan daha fazla çıkması. Hırsızlığa teşne olanların, hırsızları yakalayanları darbeci ilan etmesi.

Ama tekne su alıyor. Enflasyon yükseliyor, kamu bankaları havuz medyasına açılan limitsiz krediler nedeniyle tekliyor.

2000 öncesi Türkiyesi’ni andıran bir tabloyla karşı karşıyayız. Kürt sorununu çözememiş, medyası susturulmuş, Kırmızı Kitap’ları devreye sokulmuş bir Türkiye.

Lastiğin patlaması yakındır.