Doğan Grubu’nu her yönden saldırarak sindirmeye çalışıyorlar. Devletle kavgayı sevmeyen bir anlayışa sahip bu gruba yönelik her türlü hakaret serbest havuz medyasında. En çok küfreden en çok puanı alıyor. Bu puanlar sonra paraya dönüşüyor herhalde.

 Doğan Grubu da buna karşılık kendisini “Ben de Paralel kurbanıyım” diye savunmaya çalışıyor, devletin zulmü altında inim inim inleyen bu kesimi bir de o şeytanlaştırıyor. Oysa, Doğan Grubu’nun POAŞ’tan kaynaklanan vergi sıkıntılarını SABAH Gazetesi manşet yapmış, hasıraltı edilmesini önlemişti o dönem.

 Doğan ile SABAH Grubu arasındaki ölümüne rekabetin bir sonucuydu o ceza. Doğan’ın SABAH-atv’yi Ciner’in elinden aldırmak için giriştiği hamle de, grubun halka arzını engellemesi de bunun bir başka sonucuydu.

 ÖZGÜRLÜK İÇİN BİRLEŞME...

 Bugün dönüp geri bakınca Doğan Grubu en büyük hatasının Dinç Bilgin’in yönetimindeki SABAH Grubu’na el koydurtmak olduğunu düşünüyordur büyük ihtimalle. Doğan bu kadar yalnız kalmasa, tablo farklı olabilirdi.

 İktidar baskısı bu grubu öylesine bunaltmış ki, savcı talimatıyla Samanyolu, Bugün, Kanaltürk gibi kanalların yayınlarının kesilmeye çalışılmasını bile görmezden geliyorlar. Böyle bir olay olmamış gibi davranıyorlar.

 Gelinen bu noktada, elimizde kalan bir avuç mutlak iktidar denetiminden bağımsız kalmayı başarmış medyadır. Bu kesimin aralarındaki farkları, geçmiş kavgaları bir kenara bırakarak ifade ve basın özgürlüğünü savunmak için bir araya gelmeleri gerekir.

 Muhalif medya uçağa alınmıyor, ne muhabir olarak ne ürün olarak. Akreditasyonla haber yapması engelleniyor, televizyonlarına ceza yağdırılıyor, dahası susturulmaya çalışılıyor.

 Böylesine önemli bir girişim dert edinen, itiraz eden, sesini yükselten, uluslararası platformlara taşımaya çalışan gazeteci sayısı bir elin parmakları kadar az.

 BİR SEÇİM DAHA ALIRLARSA...

 Ergenekon sanıklarının neredeyse beşinci kuşak akrabalarını ekrana çıkaran CNNTürk, Paralel Yapı altında uygulanan haksızlıklara kör ve sağır. Çünkü herkes korkuyor.

 Gazetecilikle bir araya gelmeyecek tek duygu korkudur herhalde. Gelişmeler gösteriyor ki, bir seçim daha kazanırlarsa size bu topraklarda gazetecilik yaptırmazlar. Sadece patronunuzu savunmayın artık, mesleğin ilkelerine de sahip çıkın biraz.

 Doğan Grubu’nun iktidara mesafeli bir yayın organı olarak ayakta kalması, başta dağıtım serbestliği olmak üzere gazeteciliği ilgilendiren çok alanda önemlidir.

 İktidarı rahatsız edici bir tek manşet atmayan Hürriyet’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından çıkan bir söz nedeniyle çarmığa germeye çalışmak, asıl niyetin bambaşka olduğunu gösteriyor.

Haber alma özgürlüğü kısıtlanmış, sadece iktidarın dediklerinin duyulduğu bir ülkede demokrasi de, hukuk da olmaz. Söz konusu olan temel hak ve özgürlüklerse, gerisi teferruattır. Kaybedecek ne kaldı, birleşme zamanıdır bu.