Ergun BABAHAN
Süleyman Demirel, selefi askerler tarafından asılmış bir başbakandı. Makamına her oturduğunda Adnan Menderes’in idam sehpasındaki son hali gözlerinin önüne geliyordu mutlaka. Ölüm tehdidini ensesinde hissederek siyaset yaptı hep. 12 Eylül sabahı, bu korkuyu en ciddi yaşadığı andı muhtemelen.
Deniz Gezmiş’lerin idamını hararetle savunması, iktidarını sarsan gençlere öfke kadar darbeci generalleri memnun etme amacı da taşıyordu elbette. “Siz el koymadan, ben sizin isteklerinizi yaparım” mesajı.
En çok önem verdiği konu, Meclis’in açık kalmasıydı. Açık Meclis’te sorunların üstesinden gelineceğine inanıyordu.
Son döneminde, duvarları camdan karakol da önerdi, insan haklarını da savundu. Ama devletin zirvesine çıkınca hepsini unuttu, dün dündü, bugün bugün. O zaman mottosu, “Devlet gerektiğinde rutin dışına çıkar” olmuştu. Rutin dışı; Kürt işadamlarının infazı, gözaltında kayıplardı…
HERKESİN HAYALİ DEVRİMDİ...
Evet, Demirel Batılılar’ın anladığı anlamda demokrat bir siyasetçi değildi, olamadı. Sandık ve sandıktan çıkan sonuçtan ibaretti demokrasi anlayışı. İnsan hakları, etnik haklar listesinde yer almıyordu. En büyük endişesi hep Türkiye’nin bölünmesi oldu.
Tamam, Demirel mükemmel bir demokrat değildi de, hangimiz öyleydik…
Hasan Cemal askeri darbeyle Demirel’i devirmeyi amaçlayan bir cuntanın üyesiydi, bizim yaştakiler devrim hayali peşindeydi, İslamcılar İslam Devrimi hayali kuruyordu. Konuşmuyor, birbirimizi vuruyorduk.
Demirel bu ortamın ürünü bir siyasetçiydi…
İbrahim Tatlıses’in “Oxford vardı da gitmedik mi?” demesi gibi, “Bu ülkede Magna Carta var da, uygulamadık mı?” diyebilirdi. İttihat ve Terakki’den başlayan süreçte, demokratik ilkeyi yukarıda tutması beklenen Türkiye eliti, demokrasiyi halkın eğitim seviyesi yükselince gerçekleşecek bir hayal olarak gördü.
HEM KORKTU HEM KORKUTTU
Bu proje içinde hukukun üstünlüğü, birey hakları, ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü yoktu. Din özgürlüğü gericiliği simgesi olarak, ifade özgürlüğü komünizmin gücü olarak görülüp sınırlanmıştı. Devletin ideal vatandaş hedefi vardı. O güne kadar vatandaşa düşen, seçimden seçime gidip oyunu kullanmaktı ama yanlış yaparsa bedeli de vardı: Darbe.
Böyle bir siyasi atmosferin ürünü ve sonucuydu Süleyman Demirel. Devletin bekaası ve iktidarın kendisinde olması, olmazsa olmazıydı. Bugün inanmadığı gazetelerde sadece gelirini ve konumunu korumak amacıyla inanmadığı şeyler yazan gazetecilerden çok farklı değildi özetle.
Siyasetçiler, içinden çıktıkları toplumu etkiledikleri kadar o toplum tarafından belirlenir. Demirel, kanlı bir darbenin ardından başbakan olmuş bir siyasetçiydi. Asker korkusunu hem yaşadı, hem de kendi lehine kullanmaya çalıştı. Ardından ülke kanlı bir çatışma ortamı içine girdi. Silahların konuştuğu bir ortamda hukuk ve demokrasi ortadan kalkmıştı zaten.
Özetle, Demirel biraz da hepimizdik. Suçu sadece ona yıkmak kolaycılık olur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021