Sincan’dan üç tank geçti diyekıyamet koparan Müslümanlar, Güneydoğu’daki kentlerin tank toplarıyla harabeye çevrilmesini görmezden geliyor.Batılı sekülerler “terörist Kürtlerin başına gelenleri”bölücülere indirilmiş bir darbe olarak görüyor. 

Türkiye’nin de içinde olduğu İslam âlemi, birbirinin boğazını kesmekle meşgulken Hıristiyan dünyası barış içinde geçecek bir Christmas’a hazırlanıyor. Kur’an-ı Kerim geçmiş bütün Peygamberleri tanır ve saygı gösterirken Türkiye’nin lümpen Müslümanları Hz. İsa’nın doğum gününün kutlanmasına karşı çıkıyor. Kur’an-ı Kerim’in kabul edip saygı duyduğu bir Peygamber’in dünyaya gelişini kutlamak inanç sahiplerini niye rahatsız ediyor anlamak zor. 

Tankların ilk kez sokağa çıkışına tanıklık etmiyoruz ama şehir merkezlerinde toplarını evlere çevirip ateş ettiğini ilk kez görüyoruz. Hendeklerin gerisindekilerin kazanmasının mümkün olmadığı bir savaş bu. Onlar da biliyor. Oraya ölmeye gittiklerini biliyorlar. 

Hendeklerin gerisindeki çocuklar öldürüldüğünde AKP heyetleri akın edecektir büyük ihtimalle bölgeye. Şam’da kılamadıkları cumayı yeniden işgal ettikleri kendi topraklarında kılacaklardır büyük bir şovla. Sonra ne olacak? 

1990’lardan itibaren alıp gö- türdüğünüz ve bir daha geri getirmediğiniz, asit kuyularında yok ettiğiniz, işkence tezgâhlarından geçirdiğiniz, evlerinin kapısında öldürdüğünüz Kürtler unutulacak, onları öldüren kamu görevlilerini yargı önünde aklayacaksınız ve hayat normale dönecek… 

Döner mi? 

Sen unutursun, Batı önemsemez ama Kürt unutur mu! 

Evinden, yurdundan olduğu için elinde kaleşnikofla hendek kazan gençlere kızıyordur belki kimi Kürtler. Ama sizin “Mezarlarını yok ettik”, “İmha ettik” söylemlerinize daha çok kızıyordur emin olun. Sonuçta, o çocuklar onların mahallesinin çocuğu, çocuklarının arkadaşı. 

Kıyıcı, aşağılayıcı bir dille barışı kuramazsınız. Bugün bastırdığınız veya bastırdığınızı sandığınız isyan yarın daha büyük bir şekilde başka bir yerde patlar. 

17-25 Aralık yolsuzluk skandallarından sonra devletle anlaş- maya giden AKP, Kürt meselesini tamamen askere emanet etti. Barış masasının yeniden kurulmasını, Öcalan’ın devreye girmesini bekleyenler hayal görüyor. Devlet, önce PKK’yı imha edip sonra kendi ‘makul’ Kürtleri ile anlaşmak istiyor. Barzani’ye yakın bir parti kurdurup Kürt’ü Kürt’e kırdırmanın hesaplarını yapıyor. 

Toplum mühendisliğiyle sosyolojik gerçekliği değiştiremeyeceğini göremeyen bir anlayışın bizi getirdiği nokta bu... Hizmet Hareketi’ni, Kürt Siyasi Hareketi’ni yalanlarla, baskılarla, şiddetle, yargı eliyle çözemeyeceğini göremiyor. Gözleri gerçeğe kapalı bu anlayışın bizi getirdiği nokta, Türkiye Kürdistan’ın iç savaşın sınırına gelmiş olması. 

Bunu yaparken Amerika ile Suriye Kürtleri konusunda ters düşmüş ama elinden bir şey gelmeyen, Moskova’nın Rus uçağının düşürülmesine yönelik asıl tepkisinin nereden gelemeyeceğini bilemeyen bir Ankara var. Hamasetle nereye kadar gider, hep birlikte göreceğiz.