Ergun BABAHAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘bedelini ödeyecekler’ çıkışı, Genelkurmay Başkanlığı’nın yazılı açıklamasından çok önce belirlenmişti Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni’nin kaderi. ‘Türk tipi’ patronlar, işler iktidarla sarpa sarınca genel yayın yönetmenini değiştirir. İktidarın sıcak baktığı, onay verdiği isimlere yönelir. Ta ki, yeni krize kadar.
Hürriyet’te tanıklık ettiğimiz bu. Şu an ki teslimiyetçi çizgisi bile yeterli gelmiyor Saray’a… Hedef, önce Milliyet’in, ardından Sabah’ın çizgisi belli ki.
Hasan Cemal abimiz bu gelişmeler yaşanınca efkarlanmış ve Aydın Doğan’a bir mektup yazmış. Şöyle demiş yazısında:
‘‘Aydın Bey;
Bu iktidar sizi günâhı kadar sevmiyor.
Baştan beri öyle.
Teslim de olsanız, bir padişaha biat eder gibi boyun da eğseniz, değişen bir şey olmayacak.
Gazetenizi, yayınlarınızı ne kadar Saray’ın buyruklarıyla uyumlu hâle getirirseniz getirin, Tayyip Erdoğan sizden daha fazlasını talep etmeye devam edecektir.
Siz de biliyorsunuz, bu açıdan bugüne kadar yaşadıklarınızda o kadar çok örnek var ki.
Bunlara bakınca, belki anahtarları Saray’a teslim etseniz bile değişen bir şey olmayacak, Erdoğan yine üstünüze gelmeyi sürdürecek.
Bir başka deyişle:
“Ben ettim, sen etme!” deseniz ve yayınlarınızı tek adam rejiminin propaganda bülteni hâline de getirseniz, emin olun, Erdoğan için bu yeterli olmayacaktır.
Yakın bir mesai arkadaşının Tayyip Erdoğan için yıllar önce bana söylediği bir sözü hatırlıyorum:
“Bizim patron kavgada yumruk saymayı bilmez. Rakibini yere düşürse bile yumruk atmaya devam eder.”
Aydın Doğan’a uyarılar içeren geç ve eksik bir mektup bence…
Neden olduğunu anlatayım izninle Hasan abi… Türkiye medyasında Aydın Doğan’ın yol açtığı yıkımı, ülke medyasının bugün geldiği noktada Doğan Grubu’nun sorumluluğunu gündeme getirmeyen bir yazı olduğu için.
Aydın Doğan’ı iş adamı olarak değil de, bir medya patronu olarak ele aldığı için. Oysa, Doğan’ı Sirkeci’deki otomobil bayiliğinden önce Milliyet, ardından Hürriyet’in sahipliğine getiren itici güç, habercilik veya kaliteli köşe yazısı aşkı değildi. Medya gücü üzerinden zengin olmaktı. Bunu da başardı, çok zengin oldu. Medya gücünü hem rakipleri, hem de siyaset aktörleri üzerinde acımasızca kullanarak yaptı bu. Gerektiğinde de kendi çalışanları…
Hasan abi,
RTÜK yasası değişikliği sırasında Ecevit-Yılmaz ve Bahçeli’yi sabaha kadar Meclis’te oturtan, senin de çok iyi bildiğin gibi, demokrasi aşkları değildi maalesef. Doğan Grubu’nun eğreti duran koalisyonu iki-üç haberle yıkabileceği endişesiydi..
O Aydın Doğan bu yasa değişikliğine karşı duran bir grup yazarını bir gecede kapı önüne koymaktan da çekinmemişti. Ayrıca, Milliyet’in ombudsmanının bir yalan haberi açığa çıkardığı gerekçesiyle işten çıkarıvermişti. Gazetesini denetlemesi için işe aldığı ombudsmanını atan ilk gazete sahibi olarak tarihe geçti böylece.
Başka neler yapmıştı hatırlayalım kısaca:
-Mehmet Emin Karamehmet’in önce bankalarına, ardından medya kuruluşlarına el konulması için çırpınmış, tüm ekinini devreye sokmuştu.
-Sabah’ın sahibi Dinç Bilgin’in cezaevine girmesi için bütün ağırlığını koymuş, Sabah’ı ele geçirmek için her yola başvurmuştu. Türkiye 1 Kasım seçimlerine yaklaşırken Sabah’ın fiili yönetimi Doğan’ın elindeydi.
-Sabah’ı ele geçirme projesi suya düşünce içini boşaltmış, yönetim ekibi ve yazarlarına bir gecede Vatan Gazetesi’ni kurdurmuş; Sabah’ı yok etmek amacıyla kurduğu bu gazeteyi POAŞ’ın altın hissesini devire yanaşmayan İş Bankası Emekli Sandığı Başkanı’nı dövmek için sopa gibi kullanmıştı.
-İş Bankası ile ortak aldığı POAŞ’a gelen para cezası üzerine gazete yazarlarını POAŞ’ın halkla ilişkiler memuru seviyesini indirmiş, brifingler ardından şirketini savunucu yazılar yazdırmıştı.
Hürriyet bu güç ve etkiye sırtını askeri vesayet rejimine dayayarak ulaşmıştı. Bunun bedelini de onları memnun edecek manşetler atarak ödemişti. Bu manşetlerin hedefi bazen Ahmet Kaya, bazen Orhan Pamuk, bazen de Hrant Dink olmuştu ki, o manşetlerin acı sonuçları hala zihnimizdeki tazeliğini koruyor.
Hasan abi,
Senin de yakından izlediğin gibi, The New York Times bugünlerde Başkan Trump’la müthiş bir kavgaya tutuşmuş durumda. Ama ne yayın yönetmeni, ne de köşe yazarı pazarlığı yapıyor yönetimle. Gazeteyi elinde tutan ailenin kişisel serveti belki Aydın Doğan kadar değildir ama bir gazete patronu için bence paha biçilmez olan itibar kat sayısı kıyas bile kabul etmez.
Özetle sevgili Hasan abi, mektubun Aydın Doğan’a fazla ‘gazete patronu’ muamelesi yapıyor. Sahip olmadığı bir misyonu yüklüyor omuzlarına. O tüccarlığı tercih etmiş bir iş adamı. Onunla direnme, iktidara dik durma, çalışanlarına sahip çıkma, basın özgürlüğünü koruma kavramlarını bir cümlede kullanmam mümkün değil. Kullanman o kelimelerin içeriğini boşaltır, anlamsızlaştırır.
Aydın Doğan’ın yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Genel yayın yönetmenliği değişikliği, kesmezse bütün yazı işleri çalışanlarını kapının önüne koyma, Saray’ı rahatsız eden bir-iki yazarı susturma dahil her önlemi alacaktır. Gazetecilik adına değil, kendisinin ve ailesinin kişisel serveti, gücü adına. Bugüne kadar bunu yapmıştır, bundan sonra yapacağı da budur.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021