Ergun BABAHAN
Tarih, Türk televizyonlarında gördüğünüz üzere hamaset ve hikaye değildir, bir bilimdir. Tarihi doğru okumak toplumları yanlışlara düşmekten kurtarır.
Türkiye’de çocuklara tarih diye hikaye okutulduğu için halk kendi gücünden çok güçlü bir önderin ülkeyi yeniden ihtişamlı günlerine döndüreceğine ikna edildi.
Muhafazakar kitle için bu ihtişamlı günler Kanuni Sultan Süleyman, II. Abdülhamid dönemiydi. Laik kesim içinse Mustafa Kemal Atatürk oldu. Son günlerde Enver Paşa da yeniden gündeme geldi tuhaf biçimde.
Güçlü bir liderle yeniden Osmanlı’nın o parlak günlerine dönüleceği inancı, tek sesli bir medya tarafından pompalanan “Türkiye dünyanın güçlü ülkesi” imajıyla birleştirilince tek adam rejimi, biraz da hile hurdayla onay aldı ve Türkiye tüm tek adam rejimleri gibi uçurumdan aşağı yuvarlanmaya başladı.
Oysa bırakın Nazi Almanya’sını, Saddam’ın Irak’ına, Kaddafi’nin Libya’sına bakılsa, “Tek Adam’ın” sadece felaket getirdiği, topluma ağır bedel ödettiği kolayca görülürdü.
İşin Türkiye açısından tuhaf olan tarafıysa, CHP’nin de bu oyuna destek olması ve ülkeyi ateşin içine atan tüm uygulamalara destek vermesiydi. Bunun nedeni ise açıktı, çünkü CHP yönetiminin kilit noktalarındaki isimler, Batı’yı ve Batı tipi demokrasiyi ülke selameti açısından bir tehdit gören o malum kadrodan geliyordu.
Sonuç itibariyle, ülkenin kaderi tek adamın eline teslim edildi. O da damadı ve adamlarından oluşan keyfi bir rejim kurdu ve herkesin gözleri önünde ülke hızla çöküşe gidiyor.
Bloomberg’te dün yayınlanan şu yorum içinde bulunulan durumun vehametini ve tek adama bağlı bir sistemin neden iflasa mahkum olduğunu net bir dille ifade ediyordu:
“Londra merkezli BlueBay Varlık Yönetimi şirketi yükselen piyasalar strateji uzmanı Tim Ash’e göre “Türkiye uçurumun kenarında” ve ‘bekleyerek görelim’ seçeneği de tehlikelerle dolu.
Ash’in bize bildirdiğine göre, eninde sonunda zayıf bir para birimi ithalat talebini sıfırlayıp, ihracatı artıracak ve Türkiye’nin dev boyuttaki dış borcunu azaltacaktır ancak böyle bir düzelme büyük ihtimalle henüz çok uzakta ve o zamana kadar, piyasalardaki hareketleri göz önüne alırsak, Lira’nın işi çoktan bitmiş olabilir.
Erdoğan ekonomide yaşanacak aşırı olayların siyasete ne kadar etki edebileceğini biliyor."
Yazının özeti, Türkiye ekonomisinin kurtuluşu için “tek bir kişinin” ikna edilmesi gerektiği ve hızla batışa giden bir ekonomide hala dev projeler açıklayan Erdoğan’ın bunu yapmayacağıydı. Onun için döviz her gün yüzde 1.5 değer kazanıyor, Türkiye tahvillerinin riski her gün biraz daha artıyor. Türkiye yabancı yatırımcı için batak bir ülke.
Erdoğan, ekonomi kurallarına inansa önce Ali Babacan, ardından Mehmet Şimşek’i safdışı ederek damadını işin başına koymazdı. Ekonomiye din kuralları açısından bakan birinin ancak iflas noktasında faiz artırımına razı olacağını Batılı yatırımcı bizden daha iyi biliyor.
Hatırlayın, Amerika’nın müdahalesi öncesi merhum Bülent Ecevit, Taha Yasin Ramazan’ı Ankara’ya davet etmiş ve iktidarı bırakıp ailesiyle güvenli bir ülkeye gitmeye iknaya çalışmıştı. Amerika’nın saldıramayacağına inanan Saddam kabul etmedi ve sonuçta kendisi, ailesi ve koca bir ülke korkunç bir bedel ödedi.
Tıpkı, Sovyetler Birliği’ne saldırmaması için kendisine yalvaran generalleri dinlemeyen Hitler’in Almanya’sı gibi.
Şu anda Türkiye aynı durumda. Ekonomik olarak 2000 krizini hafif bırakacak büyük bir çöküşe gidiyor. Milyonlarca insan işsiz kalacak, şirketler batacak ve devlet belki de maaş ödeyemez hale gelecek. Tabloya bakan her ekonomistin söylediği gerçek bu.
Bankalar Birliği Başkanı dün açıkladı, sorunlu kredi oranı yüzde 15’e dayanmış. Bankalar büyük risk altında. Yunanistan’la alay eden Erdoğan’ın ülkeyi getirdiği nokta daha büyük bir felaket noktası.
Tek adamın peşine takılan toplum ağır bedel öder, Türkiye toplumu da bunu ödeyecek ve dünyadaki yerinin inandığı kadar büyük olmadığını yaşayarak anlayacak.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021