Ergun BABAHAN
Recep Tayyip Erdoğan kızdı diye bütün yandaş medya Nobel uzmanı, soykırım karşıtı ve insan hakları savunucusu kesildi. Erdoğan ve avanesi için tek bir kitlenin insan hakkı var zaten, o da Sünni Müslümanlar. Gerisi hikâye…
Son dönemde skandallarla sarsılan Nobel, edebiyat ödülünü Sırpların Boşnaklara karşı işlediği soykırım suçunu inkâr eden yazar Peter Handke’ye verince bizimkinde fren-balata ayarları bozuldu ve Nobel ödüllü Orhan Pamuk’a terörist deyiverdi. Bu bir politika değişikliği ifadesi falan değil, adamın ruh halinin bütün çıplaklığıyla dışa vurumu. Kars’taki heykellere “ucube” derken neyse, bugün de o…
Saray memurları skandalın farkına varınca ortalığa saçılan pisliği temizlemek Fahrettin Altun’a düştü: “Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Orhan Pamuk’u kastetmemiştir” diye bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
Baksan Türkiye tarihi Nobel ödüllü Türklerle dolu sanırsın. Bu durumda geriye bir tek diğer Nobel Ödüllü Türkiye vatandaşı kaldı Aziz Sancar… O da Saray’ın müdavimi…
Soykırım inkârı, Erdoğan ve Türkiye’nin çok girmek istemeyeceği bir top olmalı aslında. 1915 Ermeni Soykırımı ve 1937-1938 Dersim Soykırımı’nı inkâr eden, bunları soykırım olarak niteleyen insanları hapse atan veya Hrant Dink'i öldürten bir anlayışın bu konuda susmasını beklersin.
Nerede, çağımız pişkinlik çağı. Hep haklı olma, hep mağdur olma çağı. Saray’da yaşayıp mağdur edebiyatı yapıp sürekli düşman yaratarak tabanını güçlü tutma çağı… Bunu yaparken de suç dosyasını kabartma, listeye Kürtleri ekleme çağı…
Erdoğan, Avrupa’ya insanlık dersi vermeye çalışırken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üç yıldır keyfi nedenlerle cezaevinde tutulan Osman Kavala’nın tutukluluk kararının siyasi gerekçelere dayandığını, hukuksuz bir karar olduğunu ve derhal salıverilmesi gerektiğini söyleyiverdi.
Bizim devletimiz kıvraktır. Osman Kavala’ya kaçak inşaat, ödenmemiş otopark cezası falan bulup bir hüküm giydiriverir alelacele ve Selahattin Demirtaş gibi cezaevinde tutmaya devam eder.
Türkiye böyle bir ülke maalesef. Hukuk, demokrasi, insan hakkı, ‘öteki’ne saygının kısa aralıklarla estiği, baskı, yalan, inkâr, diktatörlüğe dayalı yolsuzluk sisteminin esas olduğu bir düzeni esas alıyor. CHP’nin tek parti rejiminden Demokrat Parti-Menderes dönemine, 12 Eylül’den AKP-Erdoğan rejimine kadar asıl olan baskı, yalan ve inkâr. Hep ülkeyi batırmaya hazırlanan dış düşman senaryosu üzerine kurulu bir yalan-dolan rejimi…
İşin çarpıcı yanı toplumun geniş kesimlerinin yaşanan yolsuzluk-yoksulluk zincirine, ülkenin içine saplandığı ve nasıl çıkacağı belli olmadığı batağa rağmen bu sisteme sahip çıkması, destek vermesi. CHP bu sisteme muhalif diyebilir misiniz? Ermeni ve Dersim soykırımlarını en ateşli şekilde inkar eden, Kürtlere yönelik baskıcı politikalara en ateşli sahip çıkan, Peter Handke’ye haddini bildirmek gerektiğinde AKP ve Saray’ın yanında hizaya geçen onlar değil mi!
Yaygınlaşan imam-hatipler, Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulmuş olan iyi-kötü bilime bağlı sistemden tamamen kopmuş dine dayalı eğitim sistemi, yalana dayalı medya sistemi ile bu tablonun her geçen yıl daha da kötüleşeceğini görebilirsiniz. Her Müslüman toplumun başına gelen Türkiye’nin başına da gelmiş, o makûs talihten kendisini kurtaramamıştır: Tek adama dayalı, akıl dışı bir yoksulluk ve yoksulluk sistemi…
Çürüme sadece Saray ve AKP’de değildir açıkçası. Toplumun her kesimine nüfuz etmiş durumdadır. Mevzu vatansa, hemen herkes AKP’li ve Erdoğancıdır çünkü insan hakkı, demokrasi, bilim, akıl, hukuk hepsi teferruattır o zaman...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021