Ergun BABAHAN
Yandaş kalemlere siparişle yazı yazdırıp gerçeği dile getirenleri hedef tahtasına koyup “FETÖ”cü ilan ediyorlar. Koronadan ölenleri sorgulayanlar “FETÖ”cü; enflasyon, işsizlik rakamlarını sorgulayan da öyle…
Sağlık Bakanlığı tıpkı Türkiye İstatistik Kurumu gibi Saray’ın propaganda koluna döndürülmüş durumda, onunun verdiği rakamları yayınlayabiliyor ama nasıl sokaktaki insan bakkala, markete gittiğinde torbasına koyduğu gıdanın roket hızıyla yükseldiğini görüyorsa; gerek kayıtlar, gerek doktorların ifadeleri koronavirüse yakalananların ve hayatını kaybedenlerin sayısının daha yüksek olduğunu söylüyor.
TRT Haber’de programa katılan Doktor Meltem Özel, gerçek vaka sayısının 600 ile 900 bin arası olduğunu açıklayınca panik oldu. Çünkü gerçek Saray’ı korkutuyor. Ölüm rakamı da öyle… Jurnal'ın ölüm istatistikleri derlemesine göre, son beş yılın ölüm oranları karşılaştırıldığında 16 Mart 2020'den itibaren İstanbul’da ölüm sayılarında olağan dışı bir artış olduğu gözlemlendi.
Kürt illerinde ise tablo daha vahim. Bölgeye her konuda olduğu gibi sağlık alanında da ayrımcılık yapılıyor ve etkin sağlık hizmeti götürülmüyor, test yapılmıyor. Garo Paylan’ın soru önergesi gerçeği ortaya koydu: 1 milyon 800 bin nüfuslu Diyarbakır’da yapılan test sayısı sadece 500… Evet 500...
Zonguldak, Adıyaman gibi vaka sayısı düşük açıklanan kentlere giriş çıkışın yasaklanması ise gerçek tablonun vahametini kendi gösteriyor açıkçası… Tıpkı İstanbul Atatürk Havalimanı’nın dev bir hastaneye dönüştürülme kararı gibi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere sağduyulu insanların çağrılarına kulak tıkayan Erdoğan, sonunda bu kararı almak zorunda kaldı. Çünkü İstanbul hastanelerinde durum vahim…
İtalya, İspanya, Belçika, Amerika Birleşik Devletleri gerçek rakamı her gün, ne kadar acı da olsa paylaşırken Türkiye, Çin, Rusya ve Türkmenistan gibi ülkeler gizliyor. Çünkü bu rakamların korona ile mücadelede ne kadar yetersiz kalındığını, devletin kaynaklarının sağlık yerine başka alanlarda nasıl çarçur edildiğini ve dahası genel bir iş durdurma kararı alabilecek ekonomik güce sahip olunmadığını gösteriyor.
Demokrasi ve onun getirdiği şeffaflık, sadece halklar adına daha iyi ve hesap verilebilir bir yönetim modeli olarak çıkmıyor, daha sağlıklı bir toplum modeli olarak da çıkıyor. Despotik toplumlarda virüs yüzünden hayatını kaybedenler “Şehitler Tepesi”ne eklenen yeni bir rakamdan ibaret kalıyor. Tam da şehit olmuyor bir de, kısmen şehit kabul ediliyor.
Bunun bir bedeli olacak elbette… Hem Türkiye toplumu açısından, hem de Türkiye halklarının dünya ile ilişkileri açısından. Bu kriz geçtiğinde bittiğinde bu virüsle mücadele eden ülkeler Türkiye’nin gerçeği gizlediğini ve hep gizleyeceğini bilecek. Virüsle mücadele için milyarlarca dolar, euro harcayan ülkeler kapılarını Türkiye Cumhuriyeti sakinlerine kolay kolay açmayacak. Muhtemelen her Avrupa, Amerika seyahati öncesi vizeye ek olarak bir de korona testi istenilecek mesela seyahat etmek isteyenlerden.
Şeffaf olmamanın bedeli ikinci sınıf dünya vatandaşı olma gerçeğinin bir kez daha yüzlere çarpılması olacak. Sadece iltica etmek, terör eylemi yapmak kuşkusu ile yanaşmayacak Batılı ülkeler bu coğrafyadan gelenlere, muhtemel bir virüs taşıyıcı gözüyle de bakarak.
2018 yılında yazdığım “Tek Adam rejimleri bedel ödetir, Türkiye de ödeyecek” başlıklı yazımda şöyle demiştim:
“Güçlü bir liderle yeniden Osmanlı’nın o parlak günlerine dönüleceği inancı, tek sesli bir medya tarafından pompalanan ‘Türkiye dünyanın güçlü ülkesi’ imajıyla birleştirilince tek adam rejimi, biraz da hile hurdayla onay aldı ve Türkiye tüm tek adam rejimleri gibi uçurumdan aşağı yuvarlanmaya başladı.”
Yalanlarla yönetilen, kof bir güvene sahip bir dev balon haline geldi Türkiye toplumu… Muhafazakâr ve laikiyle… Bu balon önce ekonomi, şimdi de bir virüs iğnesine çarpıp patladı. Patlamanın etkilerini her geçen gün ağırlaşarak izlemeye devam edeceğiz, ta ki ekonomik olarak Mısır seviyesine gelene kadar.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021