Gökhan BACIK
IŞİD, Kilis’ten sonra Karkamış’a da saldırdı. Bütün bunlar olurken eş zamanlı olarak Bursa’da ‘IŞİD üyesi olma ihtimali bulunan’ bir terörist kentin kalabalık ve turistik bir noktasında intihar saldırısı eylemi yaptı.
Burada bazı noktaların altını çizmek gerekiyor :
Birincisi, Türk siyaseti ve kamuoyu tarihsel olarak “bu tip olaylardan dolayı” hiç bir zaman alarma geçmez. Küçümseme, tam algılayamama, “arkasında acaba hangi yabancı güç var?” şeklinde komplocu muğlaklaştırmalar ile vakit geçirmek daha çok tercih edilir. Ancak bu bağlamda yeni bir “sosyolojik dinamik” var. Türk toplumunun bir süredir “ulusal duygusal bütünlüğü” zedelenmiş halde. Hem IŞİD konusunda hem de Kürt sorunu bağlamında “Türkiye’nin doğusu ve batısı arasındaki duygudaşlık” epey zayıflamış durumda. Bu zayıflama ülkenin herhangi bir yerinde olup biten birinci sınıf krizi diğer yerler için önemsiz hale getiriyor. Daha vahimi her farklı grup, kendi “hayali cemaati” içine kapanıp olup biteni geçiştiriyor. Her “hayali cemaat” diğerlerinin başına gelen felaketi ya görmemezlikten geliyor yahut “bir hikmeti vardır” diye geçiştiriyor. Maalesef ve bu nedenle Türkiye her türlü saldırıya karşı “toplumsal olarak çok uygun” durumda! “Mahallede bir eve saldırı olunca, komşular perdeyi çekip görmemezlikten geliyor.”
İkinci nokta, IŞİD’in Türkiye’de bir taban oluşturacağı konusudur. Herkes bir ezber içinde “Türkiye başkadır IŞİD bir taban oluşturamaz” diyor. İsmail Saymaz’ın Hürriyet gazetesi için yazdığı haberde Türk Emniyet’inin raporuna göre “Selefilerin Türkiye’deki tabanlarının 10 bin-20 bini bulduğu, Tunus, Suudi Arabistan ve Ürdün’deki seviyeye çıktığı tehlikesine dikkat çekilen raporda, “Bu, ülkemiz açısından bir tehdit niteliği taşıdığı” belirtilmiş. Rapora göre Türkler, “evlenmek, şehit olmak bir İslam devletinde yaşamak” gibi nedenlere IŞİD gibi yapılara ilgi gösteriyor. 20 bine yaklaşan bir taban asla küçümsenemez! Üstelik bütün bu olup bitenlerin geçmişi yeni bir tarih olduğu için bu rakam çok şaşırtıcıdır ve ürkütücüdür!
Şunu açıkça yazmak gerekiyor ki Türkiye bir ölçüde IŞİD gibi örgütler için “uygun bir yumurtlama alanıdır”. Yerel TV kanallarından, dini mesaj veren pek çok yerel yapıya kadar pek çok yerde Türkiye’deki geleneksel Hanefi İslami yorumundan artık farklı Selefi bir din anlatılmaktadır. Eskiden Kuran kurslarında çocuklara Kuran okumak, namaz kılmak ve ahlak gibi bilgiler verilirken şimdi yoğun bir siyasi içerik de veriliyor. Türk toplumu geleneksel Hanefi yorumdan daha Selefi bir din yorumuna doğru küçük de olsa adımlar atıyor! Bu “adımlar” IŞİD gibi yapılar ve başka Selefi gruplar için büyük imkan alanları oluşturuyor!
“Hilafet, İslam devleti, halife…” gibi motiflerle örülü bir İslami kültürün içinde dini öğrenen çocukların ve gençlerin ise IŞİD gibi yapılara ilgi duymaması mümkün değildir. Bu bir insanın gözünün önünde limon sıkıp ağzının sulanmamasını istemek gibi bir şey olur! Türkiye’de hatırı sayılır bir kitle hiç farkında olmadan geleneksel Hanefi yorumdan çıkarak dinde daha selefi bir itikat ve amel anlayışına doğru kayıyor. Umarım herkes bunun türlü sonuçlarının nasıl olacağını şimdiden hesap ediyordur.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024