Gökhan BACIK
Daha önceki yazılarımda iki noktaya dikkat çekmek istemiştim: 1. Bir ülke için sınır ve demografiyi değiştiren olaylar en kritik olaylardır, 2. Suriye krizi ile Türkiye’nin demografisi değişti, sınırların ne olacağını henüz bilmiyoruz.
Halihazırda Anadolu ahalisini oluşturan büyük öbek kimlik gruplarına artık Türkler, Kürtler ve Araplar diyoruz.
Peki sayıları 3 milyondan fazla olduğu düşünülen Araplar ne olacak?
Yapılan açıklamalara göre hükümetin bu Arap mülteci grubuna nasıl vatandaşlık vereceği henüz netlik kazanmadı. Bazı kaynaklara bakacak olursak ‘isteyene’, diğerlerine göre ise ‘nitelikli’ olanlara vatandaşlık verilecek.
Ancak ortada fiili bir durum var. O nedenle milletçe oturup düşünmek gerekiyor: Türkiye, sayıları 3 milyonu bulan bu insanları uzun vadede ne yapacak?
‘Yabancılar’ konusu zor bir konudur. Ülkede işini kaybeden, işleri kötü giden ilk fırsatta yabancılara saldırır. Sonra toplumsal uyum önemlidir. En yumuşak insanlar günlük hayatlarının yabancılar tarafından sarsılması sonucu tepki verebilir. ‘Bizler misafirperver milletiz’ ezberleri ile büyük ölçülü yabancı sorunu çözülemez. O nedenle acilen bir ‘Suriyeliler siyaseti’ belirlemek gerekiyor.
Gelelim ikinci önemli başlığa. Suriyeli Arap mülteciler eğer bu ülkede kalıcı ise katiyen bu insanların politik anlamlarla yüklenmesine izin vermemek gerekiyor.
Peki nedir bu?
Birincisi, ‘Arapları öyle bir yerleştirelim ki bunu Kürt sorunun çözümünde kullanalım’ iması oluşturmaktır. Bu ateşle oynamaktır. O zaman Arapların çoğu Kürtler tarafından ‘beşinci kol faaliyeti’ olarak algılanır ve kıyamete kadar sürecek yeni bir etnik gerilim üretilir.
Öte yandan cidden birileri böyle düşünüyorsa şunu hatırlatmak gerekiyor: Ortadoğu’da büyük imparatorluklar kurmuş Persler, Türkler ve Araplar binlerce yıldır Kürt halkını eritememiştir. O nedenle bir kaç milyon Arap ile takip edilecek iskan siyaseti sonucu Kürt meselesinin çözüleceğini ummak yeni bir hayalperestliktir.
Bu sorunu oluşturmamak için mantıklı bir iskan siyaseti takip etmek gerekiyor. Eğer kalıcılarsa Arapları Türkiye’de öyle yerleştirmeli ki insanlar buradan Kürt siyasetine yönelik bir plan hissetmemelidir.
İkinci nokta, ‘Arapların bir partinin potansiyel yeni seçmen kitlesi’ olduğu imasını üretmemektir. Bu daha büyük tehlikedir çünkü toplumun yarısı o zaman onlara ‘filan partinin adamı’ olarak bakar. Bu sosyal kaynaşmayı baştan öldürür.
Bu ikinci sorunu oluşturmamak için bazı yöntemler uygulanabilir. Örneğin vatandaşlık kazanan Suriyeli Arapların genel seçimlerde oy kullanması 5 veya 7 yıl sonra sağlanabilir. Böylece bazı çevrelerin haklı yahut haksız olarak bu insanlara oy hesabı uğruna vatandaşlık verildiği endişesi izale edilir.
Yahut Türk vatandaşlığını sonradan kazanan kişilerin yerel seçimlerde oy kullanması için bir mahalde en az 3 (veya 5) yıl oturmuş olması gibi şartlar ihdas edilebilir.
Türkiye fantastik hayaller ülkesidir. Ankara’da kusursuz planlar yapılır ancak icraat hep sorunludur. O nedenle havada uçuşan fantastik fikirleri bırakıp acilen Suriyeliler konusunda ulusal mutabakat sağlayacak bir yol haritası belirlenmelidir.
Şunu unutmamak gerekiyor pek çok şey baştan iyi veya kötü değildir. Toplumların yönetme becerisi veya beceriksizliği o şeyi iyi veya kötü hale getirir.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024