Hadi ULUENGİN
SALI öğleden sonra ajanslar şu iki satırlık vaka-ı âdiye haberini geçti.
“Paris’teki Notre Dame katedralinde intihar gerçekleşti. Mihrabın önünde ağzına tabancayla ateş eden kişinin aşırı sağ ideologlardan Dominique Venner olduğu sanılıyor.”
Üzüldüm. Üzüldüm, ama yadırgamadım. Hatta böylesini bekliyordum bile diyebilirim.
Çünkü bu asil ve erdemli faşist ancak yine bu asaletli jestle hayatını noktalayabilirdi.
***
FAŞİST dedim ama ben sözkonusu kelimeyi öyle bol keseden sarfetmem.
Komünistlerin her önüne geleni karalamak için dil pelesengi ettiği ve kendi lügatini dayatmak için de gerçek içeriğinden soyutladığı faşist sıfatı illa küfür değildir.
Dolayısıyla Venner’i faşist diye adlandırabilirim, zira Mussolini ideolojisine yakın durduğunu zaten daima kabullendiği için kendisi de bundan gocunmazdı.
***
YETMİŞ sekiz yaşında ve kasten Fransa sembolü bir katedralde gönüllü ölümü seçen o Venner ki daha yirmilerini sürerken, Cezayir bağımsızlığına karşı de Gaulle’e suikast planlayan gizli OAS örgütünün bünyesinde yer almıştı. Epey müddet mahpusta yattı.
Sonra akıl çağına girdi. Felsefeye, tarihe, dilbilime ilişkin muazzam birikimiyle hem “Yeni Radikal Sağ”ın, hem de “Avrupalılık milliyetçiliği”nin teorisyenlerinden birisi oldu.
Irkçılık yapmayan fakat Vico’ya, Herder’e, de Maistre’ye uzanan ve bir yandan muhafazakâr, diğer yandan da devrimci bir “kendine aidiyet” dürtüsüyle küreselliğe, muhacirliğe, melezliğe, Amerikancılığa karşı çıkan son derece hacimli kitaplara imza attı.
On senedir de çok ciddi bir tarih dergisi olan Nouvelle Revue d’Histoire’ı yönetiyordu.
Yani bana sorarsanız, fikirlerinin çoğunluğunu reddetmeme rağmen yine ancak son on yıldır keşfettiğim Dominique Venner en önemli Avrupa entelektüelleri arasında yer alıyordu.
***
FAKAT bunu söyledim diye kendisinin “meşhur” olduğu sanılmasın. Tam tersine!
Nitekim dediğim gibi, intihar bir polisiye vakaymışçasına duyurulduktan saatler sonra bile Fransevî medya Venner’in doğru dürüst bir biyografisini dahi yayımlayamadı.
Bana sorsalar İstanbul’dan postalardım ki, işi magazinleştirdiler. Faşist entelektüelin eşcinsel evliliğini protesto etmek için kendini öldürdüğüne dair spekülasyonlara başvurdular.
Fransız basınının bu partizanlığını da yadırgamadım. Çünkü Dominique Venner Paris fikir hayatını zapt-u rapta almış “sol intelligentsia” (!) tarafından tamamen dışlanmıştı.
Hani şu Stalin’e methiye düzmüş bir Jean-Paul Sartre’ın kuyruğunda giderken, her daim akıntıya karşı doğruları haykırmış bir Raymond Aron’u “Aron’la haklı çıkmaktansa Sartre’la yanılmak evladır” budalalığıyla aforoz eden ve bizim “sol”u (!) da ezelden beri peşine takan Saint Germain Bulvarı “entelokratları” var ya, işte onları kastediyorum.
Ciğeri on para etmez münevveranı “sol” diye şişiren bu zaptiye, tarihi Hegel- Marx perspektifi ötesinde okuyan Venner’i de diğer sağ aydınlara yaptığı gibi kitaptan silmişti.
***
ŞU kesin ki kendi ölümünü özgürce belirlemek, bu iradeyle donanmış kişiden başka kimsenin prangaya vuramayacağı en son hürriyettir. İnsanlar bundan ötesine sahip değildir!
Dolayısıyla da intihar bazen çok asil bir harekettir. Ahlaki ve felsefi bir manifestodur.
Meselâ “sol” (!) addedilen Stefan Zweig 2. Dünya Savaşı’nın barbarlığına, “sağ” (!) sayılan Yukio Mişima da Japonya’nın aczine karşı böyle bir manifestoya imza attılar.
Onaylamıyor olabiliriz ama jestin simgeselliğini ve dürüstlüğünü sorgulayamayız.
Ve işte büyük faşist entelektüel Dominique Venner de o simgeselliği Fransa sembolü Notre Dame Katedrali’nde; o dürüstlüğü ise sahiplendiği değerler ekseninde tabanca mermisine dönüştürdü ki, inandığı Pagan tanrıların ve tapındığı Kelt totemlerin mağfireti üzerinde olsun!
YAZININ TAMAMI
http://www.taraf.com.tr/hadi-uluengin/makale-bir-fasistin-anisina.htm
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015