MALÛM, şu alkol yasağı şamatasına karşı haklı ve meşru bir tepki doğdu.

Dolayısıyla, diğer yerlerde durum nasıldır diye kısacık bir araştırma yaptım.

Tabii İslami etiket taşıyan ülkeleri zaten baştan hesaba katmadım, zira daha otuz sene öncesinden hatırlıyorum, Amsterdam’dan İstanbul’a bir Pakistan kumpanyasıyla uçuyordum.

Vakt-i kerahet geldi ve hostesten viski istemek gafletine düştüm. Sen misin cüret eden!

Hatun zıkkım iç kabilinden öyle hışımlı bakış fırlattı ve öyle tumturaklı bir “haram” lâfı buyurdu ki, haniyse korkudan lombozu kırıp aşağıdaki Alp Dağları üzerine atlayacaktım.

Bu arada, o Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah’ın ünlü bir viski amatörü olduğunu ve Kuzey İskoçya adalarından özel şişe getirttiğini hatırladım ki, eh ne diyeyim?

***

ÖTE yandan, İskandinav devletlerinde de belirli saatlerden sonra ve belirli yerler dışında içki satılmadığını ora seyahatlerimden zaten biliyordum. Kaç defa bizzat şahit oldum.

Meselâ bir defa Helsinki’deydim ve pek sevmediğim hâlde canım yerel votkadan çekti

Ama tek kadeh için süper ultra lüks bir otelin barına dirsek dayamak zorunda kaldım.

Fahiş hesabı görünce de bu defa buz gibi bir Finlandiya Körfezi’ne atlayasım gelmişti.

İşte Vikingler diyarında durum hâlâ böyleymiş ve kısmi sınırlamalar devam ediyormuş

***

FAKAT aynı tür kısmi sınırlamaların ABD’de de sürdüğünden haberim yoktu.

Gerçi doğru, ne zaman Yeni Dünya’ya gitsem kâh büfeden çıkan adamın, kâh parkta oturan berduşun bira kutusunu veya içki şişesini kesekâğıdıyla kamufle etmesine çok kızarım.

İşte ikiyüzlülüğün daniskası! Sanki gören içinde limonlu ıhlamur olduğuna inanacak!

Lâkin yine de şu eski “prohibition” yasasının bir dizi yerde uzatıldığını bilmiyordum.

Oysa meğer bazı muhafazakâr eyaletlerin livalarında düzenli aralıklarla referandum yapılıyor ve alkol satışını engelleyen kısıtlamalar tekrar tekrar yenileniyormuş.

Ama meselâ Kentucky’deki Williamsburg viskisi çok meşhur ya, gayet sofu olmasına rağmen bura ahalisi altın yumurtlayan tavuğu kesecek böyle bir yasağa yanaşmıyormuş.

İşte yine ikiyüzlülüğün ve işte yine riyakârlığın başka bir örneği!

***

İMDİİ, bütün bunlar gösteriyor ki AKP’nin alkol satış ve tüketimine getirmiş olduğu son sınırlamalar başlı başına bir emsal teşkil etmiyor. Epey yerde de benzerlerine rastlanıyor.

Zaten THY’deki yine son kısıtlamaları ele alırsak da, dünya çapındaki sondaj uçak yolcularından yüzde kırkının kısa seyahatlerde içki servisine karşı çıktığını ortaya koyuyor.

Dolayısıyla, hükümetin aslında her muhafazakârlığın tasarladığı ve imkân doğduğunda da uygulamaya koyduğu önlemleri pratiğe geçirdiğini söylemek fazla yanlış oluşturmuyor.

Tamam da kazın ayağı böyle değil!

***

DEĞİL, zira aynı AKP İslami duyarlılıktan muhafazakâr demokratlığın yeryüzündeki tek temsilcisidir. Doğal olarak da başka yerlerde belki önemsenmeyecek bir adım eğer onun tarafından atılırsa, haklı ve meşru olarak hayat tarzına müdahale endişesine yol açmaktadır.

Çünkü heyhat, aynı İslami sıfatı bugün tüm dünyada hoşgörüsüzlük çağrıştırmaktadır.

Dolayısıyla da bu tür adımlar toplumsal bir taassup dayatması olarak algılanmaktadır.

Ve, küçük küçük, milim milim, usul usul hayata geçen pek çok örnek ve kısıtlama gözönüne alınırsa da, endişenin vehim olduğunu iddia etmek artık inandırıcılık taşımamaktadır

Kaldı ki zaten muhafazakâr adaba ve kodlara yakın düşen bir Türkiye’de ne sokaklar ayyaşlarla dolup taşmaktadır, ne de metrolar Sodom ve Gomore istasyonlarında durmaktadır.

Üstelik zamanda ve mekânda izafi ve değişken olan ahlâk da asla durağanlaştırılamaz!

Eh, ikiyüzlülüğün ve riyakârlığın zaten sonu yok ama işgüzarlığın da hiç lüzumu yok!

[email protected]

http://www.taraf.com.tr/hadi-uluengin/makale-akp-ve-icki-yasagi.htm