Hakan AKSAY
Cumhurbaşkanı Erdoğan yine bütün dünyayı şaşırttı.
Önceki gün İstanbul’daki Parlamentolararası Kudüs Platformu Sempozyumu’nda şöyle dedi:
“Devlet terörü estiren zalim Esed'in hükümdarlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil!”
Oysa Fırat Kalkanı denilen askerî operasyonun amacı IŞİD’i etkisiz hâle getirmek değil miydi?
"Biraz daha genişletilmiş ifadesi” ile IŞİD’i ve YPG’yi?
Zaman geçtikçe, harekâtın daha çok sınırlarımız yakınında oluşabilecek bir Kürt koridorunu önlemeye yönelik olduğu ortaya çıkmamış mıydı?
Bir yıl önce Rus uçağının düşürülmesinin ardından TSK’nin adım atamadığı Suriye’ye, Rusya ile barışılmasından sonra girilebilmiş, yapılan anlaşma gereğince Moskova’nın müttefiki olan Esadiktidarına yönelik eski keskin eleştiriler mecburen rafa kaldırılmamış mıydı?
Hatta Rusya’nın, ABD de dâhil olmak üzere Batı’yı Esad’ın liderliğine razı ederek IŞİD’le savaş ortak paydasına yöneltmeyi başarmasından sonra, Türkiye’nin de politikasını buna göre ayarladığı düşünülmüyor muydu?
* * *
Birdenbire ne oldu?
Erdoğan neden Esad’ın devrilmesini “asıl hedef” olarak açıkladı?
Bu açıklamayı yaparken dünyadan nasıl bir tepki göreceğini hesapladı acaba?
En başta da Rusya’dan?
O Rusya ki, son zamanlarda neredeyse “tek dostumuz” durumunda.
ABD ile fena halde bozuştuk. AB’ye de rest çekip sırtımızı döndük. Diğer yandan “Yav bizi Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) alın!”diye sesleniyoruz. “Rusya artık vizeleri kaldırsın, bu arada domateslerimizi de alsın” diyoruz. Moskova’ya doğru “Biz artık eskisi gibi dostuz, hatta eskisinden de daha sıkı dostuz” diye bağırıyoruz.
Sonra birdenbire Kremlin’in kazanmak üzere olduğu Suriye satrancındaki en önemli taşlarından birine ölümüne saldırdığımızı ilan ediyoruz.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
* * *
Sputnik, Cumhurbaşkanlığı’ndan adını açıklamadığı bir kaynağın sözlerini aktarıyor: “Erdoğan’ın bu sözleri harfi harfine ele alınmamalı. Umarım ki bu nedenle Rusya ile yaşanan yanlış anlama hızlı bir şekilde ortadan kaldırılır.”
Yani?
Tamam, “Rusya ile Türkiye arasında yeni kriz” diyen bazıları gibi fazla heyecanlı davranmayalım; ama en azından “sıkıntılı bir durum” doğduğu ortada. “Yanlış anlaşılmaya çok elverişli” sözler bunlar. Durumu kurtarmak için sözlerin “harfine değil ruhuna”bakmak gerekecek galiba.
Peki, o “ruh” bize ne diyor?
Cumhurbaşkanı kime konuşuyor?
Dış politikayla ilgili, ama iç politikaya yönelik mi?
Pardon, beyler…
Politika denilen şeyi iyice maymuna çevirmenin âlemi yok. Dürüst ve açık olmak bu kadar mı zor?
Erdoğan’ın Esad'ı düşürmek gibi bir hedefi var mı yok mu?
Bu net soruya net bir cevap verin lütfen.
Bence Erdoğan cevabı verdi.
O aslında hiçbir amacından asla vazgeçmiyor.
Sadece bazen “tramvaya biniyor” ve tramvayda gittiği süre içinde farklı konuşmalar yapabiliyor. Ama zaman zaman “son durağa gelmeden” de “gönlündeki aslan”ı ortaya koyabilecek kadar açık sözlü…
* * *
Basit sorulara devam edelim:
Esad’ı nasıl devireceksiniz?
Yeterli güce sahip misiniz?
Rusya’yı karşınıza alabilecek misiniz?
Ya İran’ı?
Çin’i?
Üye olmak istediğinizi defalarca dile getirdiğiniz ŞİÖ’yü?
Ve tabii ki ABD’yi? “Aynı anda hem IŞİD hem de Esad’la savaşmak ahmaklıktır” diyen ve göreve geldiğinde Suriye’yi Putin’in kucağına atarak geri çekilme ihtimali olan yeni Amerikan lideriTrump’ı?
Diğer birçok devleti ve siyasi, askerî gücü?
PKK’ya, PYD’ye, FETÖ’ye, IŞİD’e, Esad’a karşı savaş! Artı ABD ve AB de var... İçerdeki yazar ve gazetecilerden, Suriye ve Irak’taki “Osmanlı hakkı topraklarımız”a, Yunanistan’dan alınacak “adalarımız”a kadar “düşman yelpazesi”ni ve hedefleri genişletir de genişletirsiniz.
“Bütün dünyaya karşı tek başına savaşıyorum” hissi, garip ancak heyecan verici bir mağdur romantizmine uzanıyor galiba...
Ama Kudüs Sempozyumu’nda o sözleri ederken, liderini hâlâ yeterince anlayamamış olan İslam Dünyası’na ve bu arada cüzdanı yüklü Suudi Arabistan ile Katar’a yönelik mesaj verme kaygısı da yok değildi sanırım.
Bir de malum, “belagat sanatı”nı bir kez daha konuşturur patlatırız bir şeyler, sonrasına sonra bakarız, diye düşünülmüş (yani düşünülmemiş) olabilir.
Ama Rusların da alınganlığı tutuyor bazen işte!..
* * *
Rusya’dan epeyce tepki yükseldi dün.
Siz “Yav gerçekten de harflere takılmamak, yanlış anlamamak lazım” filan diyerek kendinizi rahatlatabilirsiniz tabii, ama Rusya medyasında konuyla ilgili yüzlerce haber ve yorum çıktı.
24 Kasım 2015 sonrasındaki ortamı hatırlatan vurgular az değildi. Örneğin, “Erdoğan Putin’i ikinci kez sırtından hançerliyor/hançerleyecek” türünden...
Putin’in sözcüsü Peskov, Erdoğan’ın sözlerini şaşırtıcı bulduğunu, bunun önceki açıklamalarla çeliştiğini, Türkiye’nin amacının Esad’ı devirmek olduğunun kendilerine söylenmediğini, bu sözlerin aydınlatılmasını beklediklerini dile getirdi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zaharova ve Bakan Yardımcısı Bogdanov da “Türkiye ile yapmış oldukları anlaşmaları”hatırlatarak, türlü çabalarla Ortadoğu politikasını değiştirmeye çalıştıkları (belki de artık önemli ölçüde değiştirdiklerini düşündükleri) Erdoğan’ın aslında pek de değişmediğini görmekten dolayı duydukları hayal kırıklığını diplomatik dille ifade etti.
Bugün Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Alanya’da muadiliÇavuşoğlu ile görüşecek.
6 Aralık’ta da Başbakan Yıldırım Rusya yolcusu.
Muhtemelen her iki ziyarette de bu konu gündemde olacak. Direkt olarak “harflerle” ortaya konmasa da Esad’ı devirme açıklamasının “ruhu” görüşme masasında gezinip duracak.
İyi de neden?
Neden böyle bir açıklama yapıyor Erdoğan?
* * *
Halep “düştü düşecek” o yüzden mi acaba?
Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin (elbette Rusya ile işbirliği içinde) Türkiye sınırına doğru ilerleyişinden, savaşın nasıl biteceğinin aşağı yukarı ortaya çıkmasından mı?
Ortadoğu politikamızın bir kez daha iflas etmesinden dolayı mı?
Birbirine tehlikeli ölçüde yaklaşan (Rusya destekli) Suriye ordusu ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında giderek artan çatışma riskinin bunaltıcı baskısından mı?
24 Kasım’da (Rus uçağının düşürülmesinin birinci yıldönümünde) El Bab yakınlarında, Türk birliklerinin “Rusya’ya değil Suriye’ye ait” oldukları söylenen uçaklarla bombalanarak üç şehit verilmesinin acısının çıkarıl(a)mamasından mı?
Trump’ın göreve başlaması öncesinde, yani sayılı haftalar içinde, Ortadoğu denkleminde Ankara’nın da masada güçlü bir unsur olarak yer alacağı bir tablo yaratmak gerektiğini hissetmekten, ama bunu bir türlü becerememekten mi?
* * *
Yazımın sonuna geldiğimde haber geldi ve gülümseyerek okudum. Benim “bugünlerde mutlaka olur” dediğim şey hemen bugün oluvermiş: Artık gün aşırı birbirini aramaya başlayan Putin ile Erdoğan akşam saatlerinde bir telefon görüşmesi yapmış.
Resmî açıklamalar tabii ki bu telefon görüşmesinin ana içeriğini vermiyor. Hele hele (görüntülü konuşma olmadığını varsayıyorum) liderlerin özenle seçtikleri sözleri telaffuz ederken yüz hatlarının, jest ve mimiklerinin nasıl olduğunu hiç aktarmıyor maalesef.
Ama belli ki, Erdoğan “Suriye’ye Esad'ı devirmek için girdik”açıklamasının yanlış anlaşılmaması (!) yolunda bir şeyler söylemiş, Putin de cevaben “yanlış değil doğru anladığını” (!) yatıştırıcı bir tonda ifade etmiş. Ve ortam yumuşamış...
Eee, o zaman?
Ben bu yazıyı boşuna yazmış olmuyor muyum?
Öyle düşünmekte özgürsünüz elbette.
Eğer siz Suriye iç savaşının patlak verdiği 2011’den itibaren Türk-Rus ilişkilerinin nasıl gerilmeye başladığını, 24 Kasım 2015’te ne denli korkunç bir darbe yediğini, sonrasında yaşananlar ne olursa olsun (akıllı demeçler, uzlaşmacı açıklamalar, özürler, turizm ve ticaretin eski düzeyine getirilme vaatleri, liderlerin bir araya gelmesi, birbirine gülümsemesi ve sık sık telefonlaşması vs.) iki ülke arasındaki en önemli uçurum olan “güven bunalımı”nın ne derece ürkütücü boyutlara ulaştığını ve “Esad’ı devirmeye geldik”açıklamasıyla bu uçurumun biraz daha da derinleştiğini görmeyenlerdenseniz...
Bu yazıyı boşuna okumuşsunuz demektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025
13.02.2025
16.01.2025
9.01.2025