KEMAL GÖKTAŞ
Önce Bolu Belediyesi, ardından Mudanya… CHP’li belediyelerin Suriyelilere yönelik uygulamaları dikkat çekici bir düzeye ulaştı.
Mudanya’da Suriyelilere sahillerin yasaklandığına ilişkin haberler 7 Haziran Cumartesi günü internet sitelerine şu başlıklarla düştü:
T24: “Mudanya’da belediye başkanı, Suriyelilere sahili yasakladı”
Yeni Çağ gazetesi: “Mudanya Belediyesi Suriyelileri sahilden çıkardı”
Evrensel: “Mudanya’da Suriyeli mültecilere sahil yasağı”
Evrensel’in haberine göre Mudanya’da olan şuydu: “CHP’li Mudanya Belediyesine bağlı zabıta ekipleri, ‘halkın rahatsız olduğu’ iddiasıyla sahil şeridindeki Suriyeli mültecilere karşı harekete geçti. Belediye başkanının talimatıyla zabıtaların nöbet tutmaya başladığı bölgede çadırlarıyla kalan Suriyeli mülteciler bölgeden uzaklaştırıldı.”
Yani kökten bir “Suriyeli plaja giremez” yasağı yerine “Sahildeki çadırlarda kalan Suriyelilerin bölgeden uzaklaştırılması” söz konusu. En azından şimdilik.
Peki bu durum, ‘ırkçı uygulama’ eleştirisini boşa mı çıkarıyor? Hayır. Yasağın, ırkçı saiklerle uygulamaya konulduğunu Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, paylaştığı tweette şöyle ilan etti: “Bizim çocuklarımız şehit olurken, analarımız ağlarken, ekonomimiz kötüye giderken onların zevki sefa içinde yaşamaları ve bizim insanımızı rahatsız etmelerine tahammül edemeyiz” diye tweet attı. Üstelik Türkyılmaz bu tweetin altında, “Zabıta nöbette Suriyeliler giremiyor” başlığını taşıyan ve “Mudanya Belediye Başkanı adeta Suriyelilerin işgal ettiği Mudanya sahillerini işgalden kurtardı” denilen bir haberi paylaşarak ‘işgali’ nasıl sona erdirdiklerini de yine ayrımcı bir dille anlatmayı tercih etti.
Sahillerde herkesin dinlenme-eğlenme hakkını kullanmasını sağlayacak kurallar olması ve ayrımsız herkesin bu kurallara uymasının beklenmesi elbette doğal. Ancak buradaki meselenin ‘sahil kurallarını’ aşan bir içeriğe sahip olduğu ve barınma sorunları yaşayan Suriyelilerin sahilde çadır kurmalarına yönelik yasağın ayrımcı-ırkçı bir dille uygulanmasının kabul edilir bir tarafı olmadığı da açık.
İki CHP, iki Suriye politikası
Mudanya belediye başkanının kullandığı bu dil sorunlu. En başta yerel bir yöneticiden beklenen sorumluluk duygusu böyle bir söylemden uzak tutmalı başkanı.
Ne yazık ki bu kışkırtıcı söylemin zaman zaman CHP yöneticileri, hatta genel başkan düzeyinde kullanıldığına da şahit oluyoruz.
Oysa CHP’nin bu konudaki bilimsel-politik çalışmaları Suriyeliler konusundaki yanlış bilgileri bertaraf etmeyi amaçlayan ve ayrımcılık karşıtı bir içeriğe sahip. CHP Bilim Platformu’nun Mart 2019’da yayınladığı ‘Ensar ve muhacir söylemi Suriyeli sığınmacıya derman olmuyor’ başlıklı rapor bu açıdan çarpıcı. Çok isabetli biçimde “Suriyeli sığınmacı krizi, AKP’nin yanlış dış politikası ve Suriye’nin iç işlerine karışması sonucunda 2011 yılından itibaren derinleşmiş ve büyük bir insanlık dramına dönüşmüştür” cümlesiyle başlayan raporda yer alan bazı tespitler ve öneriler şöyle:
Suriyeliler ‘zevk-ü sefa’ içinde mi?
- Öngörüsüz ve plansız olarak uygulanan ‘açık kapı’politikası, bir yandan ülkemize sığınan Suriyeli göçmenlerin çok ağır koşullarda yaşamalarına sebep olurken, diğer yandan da sınır illerindeki yurttaşlarımız için büyük sorunlar doğurmuştur.
- Gelinen noktada ne ülkemizde yoksullukla boğuşan Suriyeli sığınmacıların içler acısı yaşam koşulları düzeltilebilmiş ne de Suriye’de ileriye dönük bir imar çabası başlatılabilmiştir.
- Kamplarda veya kamp dışında ‘Geçici Koruma statüsünde’ ülkemizde yaşayan Suriyelilere temel bazı haklar tanınmaktadır. Bu çerçevede sahip oldukları haklara rağmen, ülkemizdeki Suriyeliler zor koşullar altında yaşam mücadelesi vermekte, geçim, barınma, sağlık ve eğitim başta olmak üzere temel pek çok alanda sorunlar yaşamaktadır.
- AFAD’ın 2017’deki saha araştırmasına göre, yaklaşık her üç Suriyeliden biri harabelerde yaşamaktadır.
- Ülkemizdeki Suriyelilerin beşte üçünün yaşadığı yerlerde ev eşyaları (buzdolabı, çamaşır makinesi, halı vb.) yetersizdir. Suriyelilerin yaşadıkları evlerin yaklaşık yüzde 7’sinde hiç ısıtıcı bulunmamaktadır.
- Suriyelilerin büyük bölümü çadır ve konteyner kamplarında kalmak istememektedir. Zira bu merkezlerde su ve kanalizasyon altyapıları yetersizdir. Bu sebeple salgın hastalıklara sıkça rastlanmaktadır. Suriyeli sığınmacıların kamplarda kalmak istememelerinin bir diğer sebebi ise, kendilerini güvende hissetmemeleridir.
- Kamplarda yaşayan Suriyeli ailelerin yüzde 12’si aynı çadır ya da konteynerde başka bir aile ile birlikte kalmaktadır. Her üç çadır ya da konteynerden birinde ise yediden fazla kişi yaşamaktadır.
- Kamp dışında yaşayan Suriyeli yetişkinlerin yaklaşık yarısı günde iki ya da bir öğün yemek yiyebilmektedir. Gıda bulmakta sıkıntı yaşayan her üç Suriyeliden biri o günü hiç yemek yemeden geçirmek zorunda kalmaktadır. Günde iki ya da bir öğün yemek yiyebilen çocuk oranı ise dörtte bir düzeyindedir.
- Geçici Koruma altındaki öğrencilerin okullaşma oranlarına bakıldığında, okul öncesinde okullaşma oranının yüzde 33, ilkokulda yüzde 97, ortaokulda yüzde 58, lisede ise yüzde 19 olduğu görülmektedir. Bu istatistikler Suriyeli çocukların yaklaşık yarısının beşinci sınıftan itibaren, dörtte üçünün ise lise çağında okul dışında kaldığını göstermektedir.
- AKP, sığınmacılar için harcadığını ileri sürdüğü 35 milyar dolara rağmen, hâlâ Suriyelilerin sigortasız, düşük ücretle ve kayıt dışı olarak çalıştırılmasına göz yummaktadır. Suriyelilerin birçoğu, tarım ve tarıma dayalı sanayilerde, imalat sanayinde ve inşaat sektöründe zor koşullarda ve oldukça düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır.
- Pek çok Suriyeli çocuk sokaklarda zorla dilendirilmekte ve atık toplama işinde çalıştırılmaktadır. Özellikle savaşta anne ve babasını kaybetmiş refakatsiz çocuklar dilenci çetelerinin ve istismarcı grupların eline düşmektedir. Aynı zamanda maddi sıkıntı yaşayan Suriyeli aileler de para karşılığı çocuklarını bu dilenci çetelerine teslim etmektedir.
- Ülkemizin kanayan bir yarası olan kız çocuklarının çocuk yaşta evlendirilmesi sorunu, Suriyeli sığınmacılarla birlikte yeniden yaygınlaşmış ve bazı durumlarda kontrol edilemeyen boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda AKP iktidarı, önleyici tedbirleri almakta isteksiz davranmakta, suistimaller ve yasa dışı evlilikler konusunda da gerekli istatistikleri kamuoyundan gizlemektedir. Özellikle çocuk yaşta anne olan Suriyeli kız çocukları ile ilgili rakamlar kamuoyundan gizlenmektedir.
- Suriyeli kadınlar, AFAD’a bağlı geçici barınma merkezleri de dâhil olmak üzere pek çok yerde fuhuşa zorlanmakta ve cinsel istismara maruz kalmaktadır. Bu olayların mağduru olan Suriyeli kadınlar, kamplardan atılma korkusuyla şikâyetçi dahi olamamaktadır. Söz konusu istismar vakalarına aracılık yapan komisyoncular ortaya çıkmış durumdadır. Zorla evlendirmeler, ikinci eş olmaya zorlanma ve fuhuş, Suriyeli kadınların insanlık onuruna yaraşmayan ve yasa dışı koşullarda yaşamasına neden olmaktadır.
CHP ne yapacak?
CHP, ülkemizdeki tüm göçmenlerin haklarından eksiksiz biçimde yararlanmasını sağlayacak, yurttaşlarımızın ise göçün olumsuz sonuçlarından mümkün olan en az düzeyde etkilenmeleri için gerekli tedbirleri alacaktır. Ülkemize sığınmak zorunda kalan Suriyeli komşularımızın, gerekli kurumsal, diplomatik ve ekonomik tedbirlerin alınmasının ardından, ülkelerine dönmelerinin kolaylaştırılmasını sağlayacaktır. Ülkelerine dönüşü mümkün olmayan ve uzun süreyle ya da kalıcı olarak ülkemizde bulunacak sığınmacıların uyumu ile ilgili de samimi ve sürdürülebilir politikalar geliştirecektir.
Ayrımcılık cezalandırılacak
CHP, güvenlik endişesi ile ülkemize sığınmış olan Suriyelilere karşı hamasi ve gündelik siyaset doğrultusunda körüklenen düşmanca tutuma izin vermeyecektir. Yabancı düşmanlığına zemin oluşturan bilgi kirliliği ile mücadele edilecek, ülkemizdeki sığınmacıların mevcut koşulları, yararlandıkları haklar ve kamunun bu alanda yaptığı harcamalar konusunda halkımız doğru ve düzenli biçimde bilgilendirecektir. CHP iktidarında, ülkemizdeki sığınmacılara yurttaşlarımızın sahip olmadığı hakların tanındığı ve haklı tepkilere neden olan uygulamalara uluslararası hukuk çerçevesinde son verilecektir. Yurttaşlarımızın ülkemizdeki Suriyelilerin varlığı sebebiyle yaşadığı sorunlar hızla çözülecek ve bu doğrultuda yaşanan tüm mağduriyetler giderilecektir. Bununla birlikte ülkemizde sığınmacılara karşı düşmanca tavır ve tutumları körükleyenler yasal sınırlar içinde cezalandırılacaktır.
CHP karar vermeli
Şimdi CHP ve CHP’liler şu konuda bir karar vermek zorunda: Halkın üçte ikisinin Suriyelilere karşı önyargılı olduğu ve olumsuz duygular beslediği bir ortamda yapmaları gereken bu önyargılarla ve ayrımcılıkla mücadele etmek ve soruna kendi raporlarında yazıldığı gibi aklı selim çözüm önerileri getirmek mi, yoksa ırkçı önyargıları kaşıyarak oy devşirmeye çalışmak mı?
CHP’nin bu soruya vereceği yanıt hiç olmadığı kadar önemli çünkü Suriyeliler meselesinde ortaya çıkan toplumsal gerilim toplumsal barışı tehdit eder hale geldi.
Son olarak, CHP’li belediyelerin ırkçılığı ve ayrımcılığı körükleyecek söylemleri ve uygulamaları, Suriyeliler meselesinde AKP’nin sorumluluğunu gölgeleyecek bir noktaya gelmemeli.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları



























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
28.06.2025
5.02.2025
4.12.2024
7.11.2024
6.05.2024
1.08.2020
11.07.2020
28.06.2020
24.06.2020