Kerem ALTAN
Görebildiğim kadarıyla Galatasaray’da yaşanan gelişmelerden memnun olan az sayıdaki sarı-kırmızılı taraftardan biriyim. Öyle atkımı bayrağımı kapıp tura çıkacak kadar olmasa da memnunum.
Memnun olmasına memnunum ama ne yalan söyleyeyim üzgünüm de.
Üzüntümün nedeni milyonlarca Galatasaraylı’dan farklı değil. Onlar için Fatih Terim ne ifade ediyorsa benim için de tüm “yadırgatıcı” ilişkilerine rağmen onu ifade ediyordu. O, Galatasaraylılar için bir başkaydı. Benim için de öyle. Tüm bunların yaşanmamasını dilerdim.
Peki neden milyonlarca insanı yemeden içmeden kesen bu gelişmeden memnunum?
Çünkü hatırlıyorum.
Gelin isterseniz adım adım beraber hatırlayalım.
Sezon başında her şey yolunda gidiyordu. Son iki yılın şampiyonu Galatasaray hazırlık döneminde yurt dışında katıldığı önemli bir turnuvayı kazanmış, transferde geçmiş yılları aratsa da ihtiyaç olan yerlere gerekli takviyeleri yapmıştı. Takım yeni sezona hazırdı.
Geçtiğimiz sezondan beri medya tarafından özellikle “kaşınan” Aysal-Terim gerginliği bile “yatışmış” ve kulüp her kulvarda başarıya konsantre olmuştu.
Başkan Ünal Aysal ise geçtiğimiz sezonun sonunda yönetim değişikliği ile başlattığı “reform”a sadık kalıp sadece futbol takımını değil, kulübü dünya devlerinin arasına sokacak kurumsallaşmanın gerekliliklerini yerine getirmeye çalışıyordu.
Fakat bir gün her şeye burnunu sokmayı insanlığa borç bilen başbakan ve önemli mevkilere yerleştirdiği adamları “sihirli” bir formülle ortaya çıktı.
Abdullah Avcı’nın görevine son verilmesiyle boşalan milli takım teknik direktörlüğüne Fatih Terim’i getirmeyi uygun buldular.
Dünyada kariyeri göz kamaştıran onlarca teknik direktör varken onlar sonu meçhul olan bir macera için Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’i tercih ettiler.
Başbakan Terim’i bir Pazar sabahı kahvaltıya davet etti ve ona yeni görevini söyledi.
Terim de “Beyefendiye” “hayır” diyemedi.
Hayat böyle işte. Milyonların sevgilisi de olsanız, kariyeriniz belki bir daha kolay kolay ulaşılamayacak başarılarla da dolu olsa gün geliyor ve unvanı başbakan olan birine hakkınız olduğu halde o veya bu nedenle “hayır” diyemiyorsunuz.
Belki “Başbakanlara hayır denmez” diye öğrenmişsiniz, belki bizim başbakan birebirde çok ikna edici, belki de ona “karşı çıkmamanın” daha “hayırlı” olduğunu düşünüyorsunuz.
Apar topar ne olduğu belli bile olmayan bir sözleşme imzalandı ve Fatih Terim bir anda hem Galatasaray’ın hem de A Milli Takım’ın teknik direktörü oluverdi.
Tüm bunlar yaşanırken Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal’ın olan bitenden hep en son haberdar olması, kendisine bir açıklama yapılması gerekirken hem bu “sihirli” formülü bulanların hem de “elemanı” Fatih Terim’in kendisini anlaşmanın tamamen dışında bırakması, Terim’in, işvereni Aysal değil de başbakanmış gibi davranması, fırsat bulmuşken Aysal’a geçmişin hesabını sormaya çalışması Galatasaray’da sonu yol ayrımıyla biten krizi alevlendirdi.
Aysal haklı olarak durumdan duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi, teknik direktörünü sadece bir süreliğine danışman olarak “paylaşabileceğini” söyledi ve bunların yanı sıra Terim ile bir an önce uzun soluklu bir sözleşme yapmak istediğini de belirtti.
Bu arada Ünal Aysal, Fatih Terim ve Federasyon arasında imzalanan sözleşmenin kendisine de gönderilmesini talep etmesine rağmen ne Terim’den bir yardım gördü bu konuda, ne de Federasyon’dan bir cevap geldi. Adeta “Biz sorunumuzu çözdük, sen ne halin varsa gör şimdi” dendi kendisine.
Öte yandan ligde art arda yaşanan puan kayıpları ve Şampiyonlar Ligi’nde alınan utanç verici mağlubiyet, bu belirsizliğe daha fazla tahammül etmek istemeyen Aysal’ı artık zaman geçirmeden bir “önlem” almaya itti.
O da Terim’den “net olmasını” istedi. “Milli takımla devam edeceksen et ama hem Galatasaray hem de milli takım olmaz” dedi. Bir tercih yapmasını istedi.
Terim de o tercihi bir türlü yapmadı. Eline fırsat geçmişken Aysal’a “elemanın” ne demek olduğunu anlatmak için, kulüpte Aysal’ın değil de kendisinin borusunun öttüğünü göstermek için en büyük zararı takımının ve taraftarların gördüğünü bilmesine rağmen işi uzattı da uzattı.
Ve sonunda da olanlar oldu.
Aysal, medyanın insafsız tepkilerine, taraftarın hayal kırıklığına, öfkesine rağmen takımı son iki sezondur şampiyonluğa ulaştırtan Terim’in görevine bir anda son verdi.
Ve bence iyi de oldu çünkü Galatasaray bu iki başlılıkla yönetilemez hale gelmişti, belirsizlik takımı başarısızlığa sürüklüyordu, kulüp kimliğini kaybediyordu.
Buna daha fazla göz yummak sorunu kalıcı hale getirmeye yol açacaktı.
Bu “hatırlattıklarım” Galatasaray’da yaşananlarla ilgili ama Galatasaray’da yaşanan bu kriz aslında sadece sarı-kırmızlı kulüpteki anlaşmazlıkların değil, Türk futbolundaki büyük bir çatışmanın sonucu bence.
Son on yılda büyük değişimlerden geçen, zenginleşen Türkiye’de bu değişimin futbola yansıması da kaçınılmazdı, futbolun da “değişmesi”, sınıf atlaması, Avrupa’da daha yukarılarda bir yere gelmesi gerekiyordu. Zenginleşmek, paranın ve taraftarın artması, televizyon yayınlarının çoğalması futbolu ileri doğru iterken, futboldaki “eski yapı” da bu değişimi önlemeye çabalıyordu.
Bu değişimin, bugünkü futbol, siyaset, medya, mafya ilişkileriyle gerçekleşmesi mümkün değildi. Bu ilişkilerin tümden bir kenara atılması, çağdaş bir biçimde yeniden kurumsallaşılması zorunluluğu vardı.
Bu atılımı Galatasaray’ın başlatması tesadüf değil, ülkenin Avrupa’da en fazla başarı kazanmış, en Avrupai takımı, Avrupa’da başarılı olmuş bir işadamının başkanlığında kurumsallaşma adımlarını atmaya başladığı sırada kelimenin tam anlamıyla torpillendi.
Bir “milli takım hocalığı” meselesi yaratıp Galatasaray’ın önünü kesmek istediler. Şimdilik başardılar da. Tarihimizin en başarılı hocasını çok tatsız bir biçimde kaybettik ama Galatasaray yürüdüğü bu yoldan dönmeyecek anladığım kadarıyla. Zaten buna mecbur, şartlar bunu gerektiriyor.
Galatasaray bu değişimi, böyle büyük sancılarla gerçekleştirdikten sonra diğer takımların da onu taklit edeceğini göreceğiz. Milli gelirini beş misli arttırmış, takımlarını zenginleştirmiş bir ülkede eski düzenin devamının olanaksızlığını anlamak çok zor değil ama her değişime olduğu gibi bu değişime de karşı çıkacaklar elbet. Nasıl karşı çıktıklarını da görüyoruz.
Keşke Fatih Terim, ne olursa olsun asla unutulamayacak büyük “imparator”, nerede çalışırsa çalışsın daima bizim “hocamız” olarak hatırlanacak bu olağanüstü futbol adamı da bu değişimin yanında olsa, bu değişimi destekleseydi.
Şimdi bu gelişmelere bakıldığında Ünal Aysal’a “saldırmak” bana pek hakkaniyetli görünmüyor.
Bu “süreçte” Aysal da bizim bilmediğimiz hatalar yapmış olabilir ama neticede “değişimi, kurumsallaşmayı, çağdaşlaşmayı, yeni anlayışı” Türkiye futbolunda o temsil ediyor.
Terim gibi bir hocayı kaybetmiş de olsak, bağrımıza taş basıp, değişimi ve Aysal’ı sahiplenmek hakkaniyet ve futbol adına bizim görevimizdir bence.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014