Kerem ALTAN
Herhangi bir yanlış anlamaya mahal vermemek için "Bilal'e anlatır gibi anlatacağım".
Pazartesi sabahı gazeteleri elime alıp, hükümetin iki gazetesinde binlerce kişininin cemaat tarafından dinlendiğini iddia eden habere rastladığımda hiç tereddüt etmeden, fazla sorgulama gereği duymadan haberin doğruluğuna inandım.
Ne dehşete kapıldım, ne de şaşkınlıktan küçük dilimi yuttum.
İktidar yanlısı değilim ama aptal da değilim. Ne zamanlamayı dert ettim, ne de o gazetelerin kirli geçmişini.
“Dinlemişlerdir” dedim. Bakalım daha neler dökülecek ortaya diye meraklandım sadece.
Fakat çoğu hükümet yazarı gibi de iki yüzlü davranmayacağım. Ortada 75 milyon insanın attığı her adımın kayda geçmesini sağlayacak MİT yasası varken, "Bu kadar da olmaz. İşte gördünüz cemaatin ne kadar da korkunç bir yapılanma olduğunu. İktidar masum, her kötülüğün başı cemaat" gibi bir kurnazlığa da sapmayacağım.
Bu, Başbakan için çalışan algı mühendislerinin işi. Zaten onlar da utanmadan bir yandan ellerinden geldiğince MİT yasasını alkışlayıp, bir yandan da dinleme skandalını gündemde tutarak iki yüzlülüklerini dosta düşmana göstermeye devam ediyorlar.
Bu ikisinden birine karşı çıkılıp diğeri nasıl desteklenebilir? Binlerce insanın dinlenmesi kınanırken, devletin milyonlarca insanı av hayvanı gibi izlemesini sağlayacak bir zorbalığı benimsemesi nasıl onaylanabilir? Bu, iki yüzlülükten başka nedir?
Birkaç gün daha gündemin bu dinleme skandalıyla ve bu tür tartışmalarla meşgul olacağını düşünürken aynı günün akşamı telefonuma "Başbakan'la oğlunun ses kaydını dinledin mi?" diye bir mesaj geldi.
Böyle yazınca söz konusu mesaj sanki “karanlık odaklardan” gelmiş gibi oldu ama merak etmeyin sadece ses kayıtlarını dinleyen ve duydukları karşısında heyecanını paylaşmak isteyen sade bir vatandaştı mesajı yollayan.
Hemen kendisini aradım ve kayıtların içeriğiyle ilgili soru yağmuruna tuttum.
"Korkunç, korkunç" diyor ve hemen dinlemem gerektiğini söylüyordu.
Telefonu kapatırken şunu da ekledi: "İnsanın her şeye rağmen içi burkuluyor. Başbakan bu hale düşmemeliydi. Yazık!"
Eve döner dönmez ses kayıtlarını bulup dinlemeye başladım.
Kaydın ortalarına doğru biraz önceki telefonun da etkisiyle benim de içimi bir hüzün kapladı.
Başbakan'ın sesindeki panikten, bu işlere gerçekten bulaştığını gösteren "talihsiz" cümlelerden ve özellikle de oğluna gösterdiği takdire şayan sabırdan etkilendim sanırım.
Fakat hüzün bulutlarını hemen dağıttım...
Çünkü Ali İsmail Korkmaz'ı hatırladım...
Berkin Elvan'ı hatırladım...
Başucunda uyanmasını bekleyen ailesini hatırladım...
Abdullah Cömert'i hatırladım, Mehmet Ayvalıtaş'ı hatırladım, Ethem Sarısülük'ü hatırladım, Ahmet Atakan'ı hatırladım...
Başbakan'ın, "O polislere emri ben verdim" diye övünmesini hatırladım...
Gezi olaylarında Başbakan'ın polislerinin bu ülkenin insanlarına neler yaptıklarını hatırladım...
Başbakan'ın Kabataş ve cami yalanlarıyla bu ülkenin insanlarını nasıl birbirine kırdırmaya çalıştığını hatırladım...
Melih Gökçek'in Ethem Sarısülük'ün öldürüldüğü yere astırdığı pankartı hatırladım...
Egemen Bağış'ın o polislere verdiği "moral yemeğini" hatırladım...
Roboski'yi hatırladım...
Başbakan'ın "tazminatsa tazminat" diyerek ölümleri küçümsemesini hatırladım...
Söz verdiği halde 34 insanı öldürenlerin “Ankara'nın karanlık dehlizlerinde” kaybolmasına nasıl izin verdiğini hatırladım...
Kirli kalemleriyle birlikte, bu ülkede en korkunç acıları çekmiş Kürtleri “barış süreci” diye umutlandırıp hiçbir somut adım atmamasını hatırladım...
Başbakan'a seslerini duyurabilmek için ölüm orucuna yatan Van'lıları hatırladım...
Müteahhitlere milyon dolarlık ihaleler peşkeş çekilirken o insanların evsiz barksız bırakılmasını hatırladım...
Hatırladıkça hatırladım...
Ve ondan sonra gönül rahatlığıyla "sıfırladım" kendimi.
Dedim ki kendi kendime; yetmez ama evet. Umarım Başbakan'ın düştüğü bu durum sadece başlangıçtır. Umarım bütün suçları kanıtlarıyla birlikte ortaya çıkar. Umarım halkımız bu yapılanları unutmaz.
Umarım öldürttüklerinin, süründürdüklerinin, ağlattıklarının, kırdıklarının, kızdırdıklarının, işsiz bıraktıklarının ve kandırdıklarının ahı yerde kalmaz.
Umarım yaptıklarının hesabını yargının önünde vermeden bu işten sıyrılamaz.
Biz de bu ülkede de adalet diye bir şey olabileceğini görürüz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014