Merve Şebnem Oruç
Hiçbir şeyin aşırısı iyi değil. Fazla ışık bile gözü kör ediyor. Medya ve siyasette de önünü alamadığımız bir aşırı yorum hastalığı var ki, gerçeği görmeyi neredeyse imkânsızlaştırıyor.
Dün karşılaştığım bir haberde, Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü’nün dezenformasyon ve yanıltıcı haber konusunda 37 ülkede yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye’nin %49 ile ‘Fake News’ alanında en çok dezenformasyona uğrayan ülke olarak açıklandığı söyleniyordu.
Batı dünyası, ‘post-truth’ adının verildiği bu soruna Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi ve Brexit sonrası, yani 2016 itibarıyla eğilmeye başladı; bizde ise sosyal medya üzerinden yayılan yalan haberlerin tetikleyici olduğu ‘Fake News’ meselesi, Gezi olayları ve Suriye haberleriyle beraber 2013 yılı itibarıyla yükselişe geçmişti. O gün bugündür de önü alınamıyor. Tekzip dahi edilmeye gerek duyulmayan yalan haberler, siyaset yorumculuğu gibi daha gri alanlarda da, sınır tanımayan aşırılıkları beraberinde getiriyor.
Buna bir örnek, 16 Nisan 2017 Anayasa değişikliği referandumu öncesinde sistem değişikliğinin getirecekleri üzerine muhalefet cephesinde söylenenler... Türkiye’nin parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığına geçişini öyle bir “yanarız, biteriz, mahvoluruz,” yorumlarıyla değerlendirenlerin, bugün Türkiye sistem değişikliği sonrası ilk kez seçimlere giderken konuştuklarına kulak kabartınca, “Bunlar aynı kişiler mi?” diye şaşırıp kalıyorum.
Malum, muhalefet cephesinde 16 Nisan’ın Türkiye’yi ‘tek adam rejimi’ne dönüştüreceği argümanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aşırı güce kavuşacağı, hatta ülkede bir daha seçim dahi yapılmayacağı iddialarıyla perçinlenmişti.
“Yahu siz anayasa değişikliği paketini okumadınız mı? Yeni sistem çok daha rekabetçi olacak,” dediğimizde burun kıvırıp, “Siz ne anlarsınız,” diyorlardı. Parlamenter sistemde meclis çoğunluğunu alarak hükümet kurabilen AK Parti’nin, %50+1’le Cumhurbaşkanı olma zorunluluğu getirmesinin kendisine avantaj sağlamadığını söylememiz kâr etmiyordu. Kendileri çalıp kendileri oynuyordu.
O günlerde, gerek yurt içinde gerek dışarıda aşırı yorumun şehvetine kapılıp, “Türkiye’nin bir sultanlığa dönüştüğünü”, “Erdoğan’ın gücü eline geçirerek bir daha asla bırakmayacağını” söyleyenlerin, bugün köşelerinde ve televizyon ekranlarında gözlerinde bir parıltı ve büyük bir iştahla bir ‘dip dalga’nın varlığından bahsetmeleri, parlamento seçimlerinde muhalefetin çoğunluğu alması ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini ikinci tura taşımayı, hatta kazanmayı dile getiriyor olması, geçen yılki aşırı yorum dolu iddialarını kendi kendilerine çürütmeleri değil de nedir? Ama bir özeleştiri duymak ne mümkün...
“Şehir hastaneleri çok büyükmüş!”
Muhalif siyasetçi ve yorumcuların aşırıya kaçtığı eleştirilerin başında AK Parti iktidarının bugüne kadar yaptığı ve gelecekte yapmayı vadettiği icraatlar geliyor. Köprüler ve tünellerin gereksiz olduğundan, şehir hastanelerinin çok büyük ve yüksek kapasiteli (!) olduğuna, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atatürk Havalimanı’nın yerine yapmayı vadettiği Millet Bahçesi’nin de çok büyük olacağına dair yorumlar, insanı “takacak başka kulp kalmadı galiba” diye düşündürüyor.
Ovit Tüneli’ne, Marmaray’a, 3. Köprü’ye, duble yollara, havalimanlarına ihtiyaç olmadığını düşünen, “Kimse gitmiyor ki, niye havalimanı yapılıyor?” diye soran akıllılara, “Önce yol gider, sonra insan... Önce uçak iner, sonra iş adamları...” diye anlatmaktan dilimizde tüy bitmişti. Şimdi de şehirlerin ömrünün 5-10 yıllık olmadığını, yüzlerce binlerce yıl yaşadıklarını, altyapının geçmişte buna göre inşa edilmemiş olmasından Türkiye’nin yeterince çektiğini, artık yapılan projelerin sadece kısa vadeli göz boyama işleri olmadığını, geleceğe ancak böyle yatırım yapılabileceğini anlatmaya çalışıyoruz.
Bugün hâlâ belediyelerin her yıl söküp yenisini yaptığı kaldırım taşlarından bıkıp da söylenmiyor muyuz? Ya da daracık yapılmış ana cadde trafiklerinde vakit kaybederken geçmiştekilerin nasıl da öngörüsüz şehirler inşa ettiklerine kızmıyor muyuz? Evet, muhalefet eleştirir, ancak sadece bugünü değil, geleceği de gözeten projelerin büyüklüğüne burun kıvırmak da eleştiride aşırıya kaçmak demek.
Geçenlerde katıldığım bir tartışma programında da, büyük şehirlerde çok sayıda hastane varken, şehir hastanesi komplekslerinin gereksiz olacağı söylendi. İnsanın bu kadar insafsız olabilmesi için daha önce hiç, o hastane senin bu hastane benim ihtisas alanı doğru yeri bulmak için dolaşmamış, bir ambulansın arkasında büyük şehir trafiğini yarmaya çalışmamış olması bile yetmez.
Kandil operasyonu da oy devşirmek içinmiş...
Muharrem İnce başta olmak üzere, muhalefette pek çok kişi TSK’nın Irak’ın kuzeyinde ilerleyişinin sürmesi nedeniyle gündemde geniş yer alan Kandil operasyonunun da 24 Haziran’la ilgili olduğunu söylüyor. Böyle bir aşırı yorumda bulunmak için, seçimin gündemde dahi olmadığı Mart ayında başlayan harekâttan haberdar olmamak gerekir. Muhtemelen TSK’nın Afrin şehir merkezine girmemesini söyledikleri o günlerde Suriye’nin kuzeyine yönelik dışarıdan gelen açıklamalara o kadar kulak kabartmışlar ki, Irak’ta sessiz sedasız başlayan harekâtı ıskalamışlar. Hadi Irak’taki bu kritik gelişmeleri takip etmediniz diyelim, TSK’nın 35 kilometre derinliğe inebilmesinin ne kadar vakit almış olacağını da mı hesap edemiyorsunuz? El insaf...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları



















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018