Ramazan Ayına sayılı günler kaldı. Sağlığı yerinde olan, gün aydınlığından, gün karanlığına kadar aç ve susuz kalacak. Herkes kendi içindekini bilir, samimi olanları tenzih ederek; Kimi gerçekten dinin gereğini yerine getirmek için, kimi başkaları kınamasın diye, kimi de gösteriş için oruç tutacak. Bazıları “ben oruç tutuyorum, bana dokunmayın” pozlarında etrafına terör saçacak, akşam gösterişli sofralarda tıka-basa yerken başka aç canların varlığını hatırlamayacak bile…

Ramazan Ayı ile ilgili ilk öğrendiğim bilgi; oruç tutarak aç insanların halinden anladığımıza dairdi. GÖSTERİŞLİ SOFRALARDA İKİ KATI YİYEREK, YEMEDİĞİNİ

HAYVANLARIN BİLE ULAŞAMAYACAĞI ŞEKİLDE ÇÖPE ATARAK tutulan oruç ne kadar makbuldür? Oruç tutan insan; başka insanların açlığına dair empati

yapabiliyorsa, öfkesini yenerek, karşındakinin öfkesini anlayışla ve olgunlukla karşılayabiliyorsa saygıyı hak ediyor. Yok, sağa sola saldırıyor, açlığının bedelini diğer insanlara ödetiyorsa Oruç tutmaması bana göre daha hayırlı. Hocalara sormak lazım. Hocalar Arapça sözcüklerle daha az vaaz verip, Kur’anın mealini daha çok anlatsalar, Müslüman olduğunu söyleyen bu kadar merhametsiz insan olmazdı. Oruç tutanların oruç tutmayanlara bir şey söylemeye hakkı da olmamalı ayrıca. Herkesin ibadeti kendine… ( Dinde baskı-zorlama-tiksindirme yoktur. Doğru ve güzel olan, çirkinlik ve sapıklıktan net biçimde ayrılmıştır. Bakara suresi 3/ 256.)  İnsanın içindekini bir başkası bilemez. Bizler ancak iyilik ve kötülük arasındaki farkı anlayabiliriz.

ÖLÜM EMRİ

Yüzde doksanı Müslüman olan ama çoğunun Allah’ın yarattıklarına gaddarca işkence ettiği, çoğunluğun da sessiz kalarak suça ortak olduğu bir ülkede yaşıyorum.   Mesela Akçakoca’da ellerinde KUR’AN ile mukabele, mukabele dolaşan insanlardan kaç tanesi Yoksul bir evin kapısını çaldı? Kaç insan, bu sıcaklarda, dışarıda yaşayan kuşlar, karıncalar, kediler, köpekler susuz kalmasın diye kapısının önüne bir tas su koydu? Bunları, tartışmak, insanları kötülemek için yazmıyorum. Sadece neler yapıp, yapmadığımızı hatırlatmak istiyorum. Belki de, benim bu dünyadaki rolüm; HATIRLATMAKTIR… Kimbilir? Allah’a ibadet edip, Allah’ın yarattığı canlara eziyet etmek, eziyet edilmesine göz yummak hangi kutsal kitapta yazıyor? Peki ya israf ?

Otellerde artan yemeklerin çöp torbalarının ağzı bağlanarak atıldığına şahit oldum. OYSA AKÇAKOCA GEÇİCİ BARINAKTA hayvanlar yarı aç, yarı tok yaşamaya çalışıyorlar. ÇÖPÜNÜ BİLE PAYLAŞMAKTAN ACİZ İNSANLAR MI OLDUK? Bir iki yer dışında hayvanlar içsin diye su kabı koyan yok. Hatta

Bazıları kaplar olunca hayvanlar gelir diye onları çöpe atıyorlar. Dünya da bize ait olan tek yer var; O da üstümüzü örtecek toprak parçası, o kadar… DÜNYA YALNIZ BİZE AİT DEĞİL. Bu kutsal ayda, ORUCUNUZU TUTARKEN, YÜREKLERİNİZİN DE MERHAMETLE DOLMASINI DİLİYORUM. 

Size merhamet edilmesini istiyorsanız siz de diğer canlılara merhamet etmelisiniz. Ramazan ayında adını daha çok anacağınız

İslamiyetin yüce gönüllü peygamberi Muhammed Mustafa (S.A)

demiş ki:“Merhamet etmeyene, Merhamet olmaz.”  Benden nacizane hatırlatması.

Bu Ramazan ayında, Yeryüzünde aç kalan her insanın, canlının vebalinin üzerimizde olduğunu hatırlayalım ve israftan kaçınarak elimizdekileri paylaşalım.

“Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulaklar olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama gönüller körleşir." (Kur'an Hac S. 17.cüz-46)

Sofranız bereketli, gönül gözünüz açık, orucunuz kabul olsun.

Nermin Alpay