Nermin ALPAY
BİR KENTE AİT OLMAK (2)
7.10.2010
1301
“IHLAMUR MEYDANI”
Çocukluğumdan
iki imge kalmış aklımda
Akçakoca meydanından,
Yaşlı “Roma dondurmacısı”ndan satın aldığım
Kaymaklı dondurmanın tadı,
Bir de kokusu Ihlamurların…
Kentlerin meydanları, o kentte yaşayan insanların ruhunun aynasıdır.
Kent insanı, kendine o aynadan bakmadıkça, o kentte yaşadığının ve sosyal
sorumlulukları olduğunun farkına da varmaz.
Anadolu’da tarihi yerleri ( ören yerleri) gezerken nüfusun kalabalık olmadığı
bölgelerde bile agora meydanının olduğunu görürüz. Antik Yunan’da,
Roma’da,
Anadolu’da yerleşik olmanın en belirgin ölçüsü olan bu meydanlar; İnsanlığın
sosyal değişim tarihi hakkında bizleri bilgilendirirken aynı zamanda
dünya var oldukça yok olmamanın gizemli bilgisini de mütevazi bir şekilde
bizlere sunmaktadır.
Meydanlar; kentsel yerleşim yerlerini, kırsal olan yerleşim yerlerinden ayıran
en önemli mekanlardır. Meydanlar, maddi, manevi kültürel alışverişleri
kolaylaştıran ve ortak bir iletişim dilinin oluşturulmasına katkıda bulunurken,
o kentin insanlarına ortak olabilecekleri tarihsel bellek kazandırır, bugün ile
geçmiş zamanlar arasında köklü bir bağ kurulmasını sağlar. Kent meydanı
eskidikçe (yıllandıkça), kurulan bu duygusal bağın kökleri, aidiyet duygusunu
kent insanının“evinin bahçesi”nden kentin merkezine taşır.
Türkiye’nin bir çok şehrinde olduğu gibi Akçakoca’nın da bir meydanı
yoktur.
Yıllar önce, Atatürk Meydanı olarak bilinen, köşesinde eski postane binasının
olduğu küçük bir meydan vardı. Küçük ve gösterişsiz olmasına rağmen
resmi bayram törenlerine ev sahipliği yapardı. Lise çıkışı gençlerin çoğu
o meydanda buluşur, orada ayaküstü muhabbetlerine takılır, dağılırlardı.
Meydanı “özel” kılan ayırıcı bir özelliği olmamasına rağmen kentin “merkezi”
olarak görülür, halk tarafından “meydan” olarak kabul edilirdi.
Artık o meydan bile yok Akçakoca’da… Çınar caddesinin ışıklandırıldığı
dönemlerde
bile meydan yok sayılmış, insanların sokaklarda olduğu saatlerde orada
yaşayan esnaf karanlığa mahkum edilmiş… Oysa meydan küçük de olsa
trafiğe kapatılarak, ışıklandırılarak Akçakoca’nın “Nevizade”si olabilirdi.
Kent meydanı’nın revize edilmesi, eski binaların kamulaştırılması, alanın genişletilmesi,
görsel sanatların
yer aldığı mekanların yapılması Akçakoca’nın bütçesini kat kat aşacağından,
bugün için maalesef “gelecek rüyamız” olmaya mahkumdur. Ama
çok az bir rötuş ile meydanı bu haliyle yaşatmak mümkündür… Dev ıhlamur
ağaçları insana inanılmaz ilham vermektedir. Ağaçların etrafında yapılacak
bir düzenleme bile havuz ya da heykel dikmeden meydanı nadir meydanlar
arasına sokacaktır. Akçakoca’nın diğer kentlerden farklı bir “Ihlamur
Meydanı” neden olmasın?..
Orada sanat merkezi olmaması çok büyük eksiklik olsa da; Eski belediye
binası önüne küçük bir açık hava sahnesi kurularak, yaz akşamları amatör
müzik guruplarına, tiyatrolara imkan yaratılarak birkaç saat gösteri
sunulabilir. Yıllar önce Taksim meydanında, yaz aylarında her Cuma akşamı
saat 19:00’da kent orkestrası bir saat konser verirdi. İnsanlar o konseri
dinlemek için Cuma akşamlarını iple çekerlerdi. Bu örnekten yola çıkarak;
Akçakoca’da amatör müzik guruplarına ( Türk Sanat Müziği Korosu, Türk
Halk Müziği Korosu v.s.) çalışmalarını sergileyecek mekan yaratmak Akçakoca
halkına ve Akçakoca kentine çok şey kazandırabilir. Böylece,ışıklarla
donatılmış Çınar caddesinde devinimsiz dolaşan insanlara yepyeni bir pencere
açarak, o dolaşımı kültürle sanatla buluşturan bir meydan tasarlanabilir.
Festivali altı gün değil on gün de yapsanız, sadece Festival ile bütün
bir yazı dolduramazsınız. Festivalin maliyeti düşünüldüğünde üç günlük yoğun
programla yetinip, tüm yaz sürecek etkinlere kaynak ayırmak daha doğru
olacaktır.
Burada Akçakoca’ya bir meydan talebimi tekrarlarken, yazımı Oktay
Rifat’ın bir şiiriyle bitirmek istiyorum. Çünkü o şiirde dünyanın en güzel
meydanının;
Venedik’teki“San Marco Meydanının adı geçiyor:
“GÜVERCİN
San Marco meydanında dost olduğum güvercin
Bir alman misillemesinde
kurşuna dizilmediyse eğer
Venediğe gider
Ben kuşumu bulurum
Ben kuşumu bilirim
Milyon güvercin içinde.”
Kaktüs
Blog: akcakocadasorf.blogspot.com
Yorum Yap
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yorumlar (1)
- Züğürt Tesellisi
27.11.2019 - Tek derdimiz referandum mu?
23.03.2017 - BU SON OLSUN !
18.07.2016 - Kimsesiz Adam
- Farkımız yok birbirimizden ama ?
4.09.2014 - Bayram benim neyime?
28.07.2014 - Aşkın demokrasi ve yaşam hakkı
23.06.2014 - HOŞ GELDİNİZ SAĞLIKÇI BAŞKAN
6.04.2014 - “Hırsızın partisinden misin? “
2.04.2014 - “Çocuk gelin” yoktur, tecavüze uğrayan kız çocuğu vardır
6.03.2014
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































ali uzun
sayın tuncay arkadaşım gerçekten kürt sorununun barışçıl yollardan mevcut sistem için de çözülebileceğine inanıyormusun.eğer bunun olabileceğine inanıyorsan kürt hareketi dediğin her neyse önemli değil ,bir önerileriniz var mı?