Orhan Kemal CENGİZ
Bizim devletin kaşıkla verdiği ‘hakkı’ sapıyla geri alması artık refleks haline gelmiş bir geleneğidir. Örneğin yasayla bir hak mı verildi, hemen arkadan bir yönetmelikle o hakların içi boşaltılıverir.
Demokratikleşme paketinin hemen ardından, polise ‘önleyici gözaltı’ yetkisi tanınması planı, aynı geleneğin hiç bozulmadan yaşamaya devam ettiğini gösteriyor.
Hürriyet gazetesinden Nuray Babacan’ın haberine göre, polise ‘eylem yapma ve olay çıkarma ihtimali’ olan kişileri savcı ya da hâkim onayı olmadan gözaltına alma yetkisi tanıyan bir yasal düzenlemenin çıkarılması planlanıyormuş.
Bizim devletlu takımı, tebaaya verilen hakları kendilerinden verilmiş bir taviz gibi görür. Cebinden çıkarıp bir şey veriyor, yani ‘karşıdaki’ bir şey alırken, ondan bir şey eksiliyor gibi hisseder. İşte o yüzden, çeşitli vesilelerle verilen bu tavizlerin bir şekilde karşılığının da alınması icap eder.
Zaten bizim çok sorunlu bir Terörle Mücadele Yasamız var. Zaten bizim çok sorunlu bir Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasamız var. Bu sorunlu yasaları daha da sorunlu bir şekilde yorumlayan yargı ve kolluk geleneği var. Şimdi siz bütün bunların üzerine, polise yargıdan onay almadan birilerini gözaltına alma yetkisi verirseniz ne olur dersiniz?
Yasayı savunmak için, eminim ki, “Avrupa ülkelerinde de var” diyecekler. Doğru, bazı Avrupa ülkelerinde polisin ‘önleyici’ gözaltına alma yetkisi bulunuyor. Bu yasalar zaman zaman suiistimal edilse de çoğunlukla holiganların ve ırkçıların şiddet kullanma ihtimali ortaya çıktığında kullanılıyor.
Kaldı ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 7 Haziran’da verdiği Ostendorf/Almanya kararından sonra muhtemelen o yasaların hiçbirisi eski halleriyle kalamayacak.
Ostendorf davası, Alman polisinin bir holiganı ‘önleyici’ bir şekilde gözaltına almasını konu ediyor. Henrik Ostendorf isimli holigan ciddi şiddet geçmişi olan sabıkalı bir futbol fanatiği. Bremen polisi, Frankfurt polisini Ostendorf’un Frankfurt’a bir grup fanatikle birlikte geldiği ve karşı takıma fiziksel saldırıda bulunmaya hazırlandıkları konusunda uyarıyor. Frankfurt polisi taraftarların üzerlerini arayınca, bu tür kavgalarda kullanılan kum dolu eldivenler gibi ‘araçlara’ el koyuyor ve Ostendorf’a gruptan ayrılmaması talimatı veriyor. Sonra Ostendorf’un barda kadınlar tuvaletine saklandığını fark edince, harekete geçmek üzere olduğunu düşünüp gözaltına alıyorlar. Dayandıkları yasa hükümleri de ‘kamu için ciddi önem arz eden bir suçun işlenmesi yakın tehlikesi’ karşısında ‘önleyici gözaltı’ yetkisi veren Kamu Güvenliği Yasası.
AİHM, önleyici gözaltı fikrine tamamen karşı çıkmıyor. “Evet” diyor, “başkalarının hayatı ve vücut bütünlüğü korunacaksa olabilir. Ama bu yasada kişinin ‘mahkeme önüne çıkarılması’ gibi bir amaç yok. Yargı önüne çıkarma amacı olmadan kimseyi gözaltına alamazsınız” diyor ve Almanya’yı mahkûm ediyor. ‘Devletin bir bireyi bir başka bireyin işleyeceği suçtan, o kişinin temel insan haklarını ihlal ederek’ koruyamayacağını söylüyor Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.
Şimdi eğer bu ‘önleyici gözaltı’ yasalaşırsa bizim polisin, böyle Alman polisi gibi holigan peşinde falan koşmayacağını kestirmek için kâhin olmaya gerek yok. Bu yasa çıktı mı, bu bizde toplantı ve gösteri hakkını fiilen ortadan kaldıracak şekilde kullanılır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Hazır yol yakınken, bu sorunlu mevzuatı derhal rafa kaldırın derim. Zaten sorunlu olan haklarımızı daha da kullanılamaz hale getirecek böyle ‘tedbirler’ almayın. Eğer illa ‘önleyici’ tedbirler almak istiyorsanız gidin bunu her gün onlarca ailenin ocağına ateş düşüren iş kazaları konusunda alın. Kadın cinayetleri konusunda alın. Ama lütfen böyle, hakların kullanılmasını engellemeyi garantileyecek bir şekilde almayın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020