Orhan Kemal CENGİZ
Türkiye, herkesin avazı çıktığı kadar bağırarak sesini duyurmaya çalıştığı ama bütün bu gürültü patırtı içinde, insanların sadece kendi seslerini, kendi ağızlarından çıkanları duydukları bir tımarhaneyi andırıyor.
Hiç kimse bir diğerinin ne dediğini duymuyor.
Dua edelim bu sayı daha da artmasın ama ben bu yazıyı kaleme alırken ezici çoğunluğu
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 24 kişi hayatını kaybetmişti…
Bu insanların nasıl hayatlarını kaybettiklerine dair kapsamlı bilgiler elimizde yok.
Yapılan açıklamalarda hep başkalarını suçlayan sözler duyuyoruz.
Ölenlerden iki tanesi Mardin Kızıltepe’de bulunan, birisi Suudi Arabistan diğeri de Suriye vatandaşı olan iki yabancı uyruklu kişiymiş.
Sosyal medyada bir tartışma gördüm; birisi, bu iki kişinin sırf sakallı oldukları ve görünümleri IŞİD militanlarına benzediği için göstericiler tarafından öldürüldüğünü söylüyordu.
Bir diğer kişi, PKK’nın bu kişilerin kimliklerinden emin olmadan öldürmeyeceğini iddia ediyordu.
Bu insanlar sırf sakalı bıyığı IŞİD’çilere benzediği için öldürüldüyse vahim bir durum var ortada.
IŞİD’çi olsalar bile, yargısız infaz yapma yetkisini kendinde gören bir anlayışın kurbanı oldularsa başka bir vahamet söz konusu demektir.
Yukarıdaki örnekte olduğu gibi, PKK’nın şiddet kullanmasını sorgusuz sualsiz bir şekilde meşrulaştıran sorunlu bir anlayış var ortada ve bu anlayış içinde bulunduğumuz çıkmazın parçalarından birisini oluşturuyor.
Öte yandan dün Selahattin Demirtaş’ın söyledikleri de yine başka bir açıdan ciddi kaygı uyandıran tablo ortaya koyuyordu.
Demirtaş, barışçıl bir şekilde başlayan gösterilerin, Batman’da sivil kişilerin silahla göstericilere ateş ettiği haberi geldikten sonra çığırından çıktığını söylüyordu.
Demirtaş isim vermese bile Hizbullah uzantılı sivilleri kastettiğini anlıyoruz. 90’lı yıllarda bu örgütün nasıl palazlandığını ve neler yaptığını bilen herkes için oldukça kaygı verici bir gelişmeydi bu...
Demirtaş’ın şiddetten uzak durulması yönündeki çağrısı önemlidir. Bunun karşısında hükümetin de güvenlik kuvvetlerine, şiddet içermeyen gösterilere müdahalede bulunmama ve gösterilere diğer gruplardan yapılacak müdahaleleri engelleme talimatı vermesi gerekir.
Sorumlular yargı önüne çıkarılmalı
Ayrıca bu ölümlerin nasıl meydana geldiği, en kısa zamanda bağımsız ve tarafsız bir soruşturmanın konusu yapılmalı, sorumluları da yargı önüne çıkarılmalıdır.
Kürtler Kobani’nin barbar bir gücün saldırısına uğraması karşısında haklı olarak infial halindeler. Bu saldırıyı gerçekleştiren IŞİD’in bu kadar palazlanmasında Türkiye’ye biçilen rol ve Türkiye’nin IŞİD’le PYD arasında tercih yapmakta kafasının karışıkmış gibi bir görüntü vermesi bu öfkeyi daha da körüklüyor.
Ancak sokaklara yansıyan bu kaos ve şiddet ne politika değişikliği konusunda hükumetin üzerinde pozitif baskı yapıyor ne de Kobani acısının bütün Türkiye toplumu tarafından benimsenmesine yardımcı oluyor.
Şimdi hepimize sağduyulu davranma görevi düşüyor...
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020