Orhan Kemal CENGİZ
Yunan sahil güvenlik botu gelmiş, Türkiye karasularının içine girmiş, ağzına kadar insan dolu bir botu mızrak sokup batırıyor.
Çoluk, çocuk, kadın, yaşlı demeden bu insanları denizin ortasında ölüme terk ediyorlar.
Bu korkunç acımasızlık ve insanlıktan çıkma hali karşısında söyleyecek bir söz bulamıyorum.
* * *
Karaburun açıklarında mültecilerin imdadına Türkiyeli balıkçılar yetişiyor.
Hepsini o küçük balıkçı teknesine almak mümkün değil, bir balıkçının“Sadece çocukları alıyoruz” diye bağırdığını duyuyorum videoda...
Sonra Türk sahil güvenlik botu geliyor ve insanları toplayıp götürüyor; bilmiyorum farkındalar mı, Yunanlı görevlilerin işlemek üzere olduğu toplu bir cinayet Türk yetkililer tarafından engelleniyor.
* * *
Fakat benim kafamda deli sorular dolaşıyor bu videoyu izleyince...
Yunan sahil güvenlik botu hangi cüretle Türkiye karasularına girip böyle bir suçu işleyebiliyor?
Türkiye kendi karasularında işlenen bu suç karşısında neden devlet düzeyinde tepki vermiyor? Yoksa verdi de ben mi duymadım? Verecek mi böyle bir tepkiyi?
* * *
Mülteci-Der eski Başkanı dostum Av. Taner Kılıç’ı aradım, bu konuya ilişkin değerlendirmesini sormak için.
O, bu bot batırma işinin ilk defa yapılmadığını, çok daha korkunç vakıalara tanık olduğunu anlatıyor. Mesela Yunan sahil güvenlik botunun mültecileri plastik kelepçelerle ellerini bağladıktan sonra denize döktüğü bir olayı anlatıyor.
Taner de, Türkiye’nin kendi karasularında işlenen bu suçlar karşısındaki pasif tutumunu anlayamadığını ve bugüne kadar bu konuya ilişkin hiçbir açıklama duymadığını söylüyor.
* * *
Yabancı bir ülkenin yetkililerinin Türkiye karasularına girip insanları denize dökmesi karşısında takınılan sessiz tutumun herhangi bir izahı var mı gerçekten?
Türkiye hem uluslararası hukuku hem de kendi ceza yasalarını ihlal eden bu tür insanlık dışı uygulamaları yüksek sesle protesto ederse, kendisinin işlediği hak ihlallerinin de daha fazla mercek altına gireceğinden mi korkuyor? Neden bu tür insanlık dışı uygulama ve suçlara göz yumuyor?
Gazze’deki, Mısır’daki mağdurlar için gözyaşı döken Cumhurbaşkanı, Başbakan, kendi ülkelerinin sınırları içinde bir yabancı ülkenin gerçekleştirdiği katliam girişimi karşısında neden sessiz kalıyor?
Var mı bütün bunların bir izahı? Bir yetkili bize çıkıp, bu sessizliğin sebebini açıklayabilir mi acaba?
Not: Bana bir hafta müsaade. Müteakip hafta görüşmek üzere.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kaybetseler de bırakmazlar mı?
6.05.2023 - Neden Türkiye’den göçüyorlar?
17.04.2023 - MUHALEFETİN SEÇİMİ KAZANMASININ FORMÜLÜ
28.05.2022 - Siyasi suikastleri kimler yapacak?
13.10.2021 - Yeni 6-7 Eylül ne zaman olacak?
9.09.2021 - Sonuç sekize yedi ama AYM kendi sonunu hazırlıyor
30.12.2020 - Muhafazakâr yıkıcılık
23.12.2020 - ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU’NU NEDEN SUSTURMAK İSTİYORLAR?
21.12.2020 - AB’nin küresel yaptırımları ve Türkiye
15.12.2020 - Kılıçdaroğlu’nu, CHP’yi aşan dava küçücük bir adliyeye sığıyor
3.02.2020
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























serdar baran
Sayın yazarın bu çağda ve bu teknolojiye ve iletişim çağına rağmen 20. yüzyılın 1925 versyonunda kalmasına doğrusu böylesi özgür ve demokrat bir sitede yazmasını yakıştıramadım. Neden mi? Birincisi PKK "Zerdüş" demiş. Cehalete bak. PKK içinde Zerdüş olsa bile 1 bilemedin 2 kişyiyi geçmez. Örgütün içinde yüzde 75 bütün benliği ile şafii (cehiller için açıklıyorum şii değil) mezhebine mensup, bir çoğu beş vakit namazını kılan sunni müslümdır. "Bölge insanını ayırın" sözüne de gülünür.