Orhan Kemal CENGİZ
Yerinin dolması asla mümkün olmayan bir dostumu kaybettim.
Hayatımın bir parçasını kaybettim.
İlk defa, insanın çok uzun yaşamasının büyük bir işkence olabileceğini düşündüm.
Dostun ölüm acısının çok ağır olduğunu fark ettim.
Çok zor bir yazı bu benim için; bu yazının hakkını vermek, Tahir’i anlatabilmek, yazının “ayarını” tutturabilmek, çok zor.
Pazar akşamı Tahir’in sevgili eşi Türkan’a “İnsanlara Tahir’in nasıl birisi olduğunu anlattığımızda bize inanmayacaklar, öldüğü için arkasından böyle konuşuyoruz zannedecekler” dedim.
Onun öldürülmesini Hrant Dink cinayetine benzettiler. Çok benziyor gerçekten de...
Tahir de aynen Hrant gibi, bir cümlesi cımbızlanıp, hayatı boyunca durduğu yer, temsil ettiği değerler göz ardı edilip bir nefret nesnesi hâline getirildi. Her iki cinayette de aynı linç mekanizmaları işledi. Her ikisi de linçe uğrarken yapayalnız bırakıldılar; sonra o linçin parçası olanlar öldürülmelerinin arkasından aynı şekilde timsah gözyaşları döktüler...
Vicdanını kaybetmiş bir ülke burası; o yüzden Hrant da Tahir de bu ülkeye fazlaydılar, taşınabilmeleri mümkün değildi...
Hrant, Ermeniler için ne idiydi ise Tahir de Kürtler için oydu; her ikisi de bu ülkede halkların barışabilmesi umudunu temsil ediyorlardı; her ikisi de ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabilecek insanlardı.
Tahir, onu linç eden kurşun askerlerin asla anlayamayacağı bir insandı.
Tahir kadar büyük yüreği olan insanlar hiçbir davanın, hiçbir örgütün militanı, hiç kimsenin müridi olamazlar.
Siz, onun sizin “büyük davanızın” peşinden geldiğini zannettiğiniz bir anda, Tahir geri döner, kolu kanadı kırılanlarla, itilip kakılanlarla saf tutar.
Hiç kimse ondan, kendi davasına bir nefer çıkarmaya kalkmasın. Tahir’i bir karikatüre dönüştürmeden ondan bir nefer çıkaramazsınız.
Onun davası insan haklarıydı, barışın elçisiydi o...
Ben, Tahir’i 1998 yılında tanıdım. Kürt köylerinin yakıldığı, Kürt sokaklarında ölümün kol gezdiği zamanlardı. İnsanların çıtını çıkarmaya korktuğu zamanlardı. Bir avuç Kürt avukat, hayatı cehenneme çevrilmiş Kürtlerin davalarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmeye çalışıyorlardı. Bu davaların bir kısmında ben de görev aldım, korkunç bir insanlık trajedisi yaşanan Ormaniçi Köyü’nün yakılıp yıkıldığı davada İngiltere’den Tony Fisher’le beraber Tahir’e yardımcı olmaya çalışıyorduk.
Hayatımın en büyük travmalarından birisidir o dava. Tahir’in cenazesi vesilesiyle bir araya geldiğimiz dostlarımdan öğrendim ki, Tony de yıllarca bu davayı anlatıp dururmuş.
Korkunç bir kış günü, Şırnak’ın Ormaniçi köyü tamamıyla yakılmış, erkekler gözleri bağlı olarak kilometrelerce karda yürütülmüş; sonra da bütün gözetim merkezleri dolu olduğu için kapısı penceresi olmayan bir yere konulmuşlardı. Oturdukları yerlere kıçları yapışmıştı; bacakları kangren olup kesilmişti. Çok azını anlatıyorum; inanılması imkânsız bir gaddarlık vardı ortada...
Köylüler, AİHM’deki duruşmaya kesilmiş bacakları yerine koltuk değneklerine yaslanarak geliyorlardı. On beş yaşında bir çocuk da vardı içlerinde. Köyde kalanların da başına korkunç şeyler gelmişti; askerlerin attığı bir el bombası, küçük bir kız çocuğunun karnını yarmış, çocuğun bağırsakları dışarı sarkmıştı; sığındıkları camide bir kaç gün can çekiştikten sonra hayatını kaybetmişti bu kız çocuğu...
Tahir gitmiş, bütün bu insanlarla görüşmüş, hepsinin hikâyesini toplamış, bütün bunları AİHM’nin önüne kadar getirmişti. Büyük bir kahramandı o; Tony ve ben bir yandan tanık olduğumuz korkunç trajedinin altında eziliyor, bir taraftan da Tahir’i hayranlıkla izliyorduk. Sonra, büyük bir dostluğun tohumları atıldı aramızda. Duruşmada yaşananları konuşurken, bizim devletin tanıklarının anlattığı yalanları taklit ediyor, kahkahalarla gülüyor, bir yerden sonra beraber ağlamaya başlıyorduk.
Bizi travmatize eden bu dava, Tahir’in takip ettiği yüzlerce davadan sadece bir tanesiydi. Sonra köylülerin helikopterden atıldığı başka bir davaya girdik yine beraber. Tahir’le hep güldük, hep ağladık; Tony neden güldüğünüzü anlayamıyorum derdi; Türkiye denen bu tımarhanede bizim gördüğümüz traji-komediyi dışarıdan birisinin anlaması mümkün değildi...
Sonra, Tahir tek başına Türkiye’nin en korkunç davalarına girmeye devam etti; sırtından vurulan çocukların, JİTEM mağdurlarının sesi soluğu oldu.
Biz de Tahir’le kendi hayatlarımızdaki trajediler dâhil her şeye kahkahalarla gülmeye devam ettik.
Şu anda kafam çok dağınık tam ne zamandı hatırlamıyorum. Tahir’in kalp damarları tıkanmıştı; tahlillerini göstermek için Ankara’da tavsiye edilen bir hekime gittik beraber. Doktor tahlillere şöyle bir baktıktan sonra, “Her an kalp krizi geçirebilirsiniz” dedi. Hastanede rehin kaldık. Dışarıya çıkamadık. Bu rehine kalma işi o kadar komiğimize gitti ki, yine gülmekten gözlerimizden yaşlar geldi...
Sevgili Tahir, senin cenazen kalkmadan önce evine geldim. Çıkarken ayakkabılardan bir tekini kendimin, bir tekini de başkasının ayakkabısı giymişim. Bütün cenazen boyunca böyle dolaştım. Eğer halimi görseydin, yine kahkahalarla gülerdin eminim.
Tutuklanmak için hâkim önüne çıkarıldığında çok korkmuştum. Ceza evinde kalp krizi geçirirsin diye çok kaygılanmıştım. Sevgili Türkan, bütün ilaçlarını çantaya doldurup göndermişti sana. Keşke, tutuklansaymışsın, keşke cezaevinde kalsaymışsın.
Kızın Nazenin’in çığlıkları yüreğimizi dağladı cenazen boyunca. Dışarıdan bakanlar, basit bir baba kız sevgisi zannettiler. Senin ne kadar iyi bir baba olduğunu bilmiyorlardı. Nazenin’in yurt dışındaki üniversiteye kayıt olmak için göndereceği mektubu okumamı istemiştin. Nazenin’e “Sen hukuk okumak istiyorsun ama mektubunda baban gibi dev bir hukuk adamına, Türkiye’nin en büyük insan hakları savaşçısına bir satır bile yer ayırmamışsın” demiştim. Sonra beni arayıp, “Keşke daha pozitif konuşsaydın, Nazenin çok hassastır” demiştin. Onun çığlıklarını duyunca sevginin ne kadar derinlere işlediğini anladım...
Sevgili dostum, hayatımda asla doldurulamayacak bir boşluk bırakarak gidiyorsun.
Ölümün üzerine rivayetler muhtelif. Şu anda bütün parçaları birleştiremiyorum. Planlı bir suikaste mi kurban gittin, yoksa çatışma çıkınca, “fırsat bu fırsat” deyip ensene mi sıktılar, şu anda bilemiyorum, anlayamıyorum. Ama anlamak için elimden gelen her şeyi yapacağıma söz veriyorum.
Dostunu kaybetmek çok acı bir şeymiş Tahir. Seninle birlikte hayatımdan büyük bir parçanın kopup gittiğini hissediyorum. Duygularımı anlatacak kelimeler bulamıyorum. Ne desem kifayetsiz kalıyor.
Hoşça kal sevgili kardeşim. Sessizlerin sesi, kimsesizlerin kimsesi oldun. Hayatımda senin kadar merhametli bir insan tanımadım. Seni tanımış olmayı, dostun olmayı hayatımdaki en büyük ayrıcalıklardan birisi olarak görüyorum...
Hoşça kal sevgili Tahir...
Hoşça kal kardeşim..
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020