Soma'ya bakarken bütün dünya yere düşmüş bir işçi ve onu tekmeleyen AKP'li bir bürokrat gördü.

AKP'liler bakınca, devletin arabasını tekmeleyen bir işçi gördüler; tonla dayak yiyen o zavallı işçi, kendisine karşı açılan ceza ve tazminat davalarından kafasını kaldıramadı…

***

Gezi protestolarına dünyadan bakanlar, korkunç bir polis şiddeti, ölen, gözleri çıkan genç çocuklar gördüler.

AKP'liler bakınca, camide içki içen sefahat düşkünlerini ve başörtülüleri yerlerde sürükleyen vandalları gördüler.

***

AKP'liler Zarrab'da hayırsever bir iş adamı görürken…

Amerikan hukuk sistemi aynı adamda uluslararası kara para aklayıcı bir dolandırıcı gördü…

***

Dünyadan bakanlar, dövülen, hapse atılan gazeteciler; el konulan gazeteler; yerlerde sürünen bir medya görürken…

AKP'liler dünyada en ileri basın özgürlüğünün Türkiye'de olduğunu görüyorlar…

***

O yüzden, sayın Cumhurbaşkanının yabancı misyon temsilcilerini azarlamasındaki mesele, kendisinin de cezaevine girmeden önce benzer şekilde yabancı diplomatlar tarafından ziyaret edilmiş olması…

Yani dün bir şeyi bugün bir başka şeyi söylüyor olması değildir…

***

Asıl mesele, artık AKP'lilerin ve sayın Cumhurbaşkanının gördükleri şeyle, dünyadan görünen şeylerin birbiriyle hiç alakasının olmamasıdır.

***

AKP'liler “casusluktan yargılanan gazetecileri ziyaret eden diplomatlar” görürken…

Dünyadan bakanlar, gazetecilik mesleğinin yargılandığı bir dava ve yargılamayı yapan mahkemenin üzerinde yürütmenin muazzam bir baskı kurduğunu görüyorlar.

***

Bütün iş, bu görüş farkında düğümleniyor…