Orhan Kemal CENGİZ
Yedi yüksek yargıcın, karar müzakere edilirken saatlerce sessiz kaldığı söyleniyor.
Ağızlarını açmamışlar, tek bir kelime söylememişler.
Sanırım cübbe giymiyorlar ama nedense benim gözümde hep aynı sahne canlanıyor.
Siyah bir kuzgunun başını kanatlarının arasına saklaması gibi, sımsıkı cübbelerine sarılmışlar, ve biz onların yüzlerinde ne ifade olduğunu göremiyoruz, seslerini duymadığımız gibi, gözlerimiz bakışlarıyla buluşamıyor…
İstanbul seçiminin iptali gibi, ülkenin kaderini değiştirecek bir karar müzakeresinde yargıçlar nasıl sessiz kalabilirler?
Aynı kurulda beraber çalıştıkları meslektaşlarına ve aslında kendi mesleklerine saygının en temel kuralı değil midir, böyle bir karara nasıl vardıklarını açıklamak?
Bütün bir topluma karşı böyle bir borçları yok mudur?
Koca bir kenti tekrar sandığa götürecek, bütün ülkenin gündemini kilitliyecek böyle bir kararı neden ve nasıl verdiklerini açıklamak, önlerinde “yüksek” yazan bu yargıçların hiç sorgulanamayacak bir ödevleri değil midir?
Orada, o karar müzakere edilirken sustukları gibi, bu yazının yazıldığı an itibariyle de YSK gerekçeli kararını açıklamamıştı.
Bir töre cinayetinin ardından, yerde yatan maktulün etrafında toplanmış, derin bir sessizlikle cesede bakan insanlar gibi bu yargıçlar…
Verdikleri kararla, “hukuk devletini” tam kalbinden vurup öldürdüklerini biliyorlar.
Bu cinayeti, yaptıkları mesleğin ve hukukun içinden bir yerden açıklayabilmeleri mümkün değil.
Ağızlarını açtıkları anda, söyleyecekleri her söz, “saçmalık”, “hukuksuzluk” denilip bir kenara konulacak.
Konuştukları anda, meslektaşları onlara, “biz daha iki gün önce Bursa Kemal Paşa seçimlerine sandık kurulu üyelerinin kamu görevlisi olmaması nedeniyle yapılan itirazı reddetmedik mi?” diye soracaklar.
“Bir sorun varsa bile bu bizim hatamız” diye çıkışacak meslektaşları…
Belki birisi çıkıp, “hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak bir hak iddia edemeyeceği evrensel hukuk kuralıdır; biz de kendi kusurumuza dayanarak insanların seçme ve seçilme haklarını ortadan kaldıramayız” diyecek…
Ama konuşmuyorlar, ağızlarını bile açmıyorlar; tartışmaya girmeyi baştan reddediyorlar.
Çünkü hukuk içinde konuşabilecekleri, tartışabilecekleri bir şey yok…
Yerde yatan maktulün hukuk olduğunu ve bu cinayetin kendileri tarafından işlendiğini çok iyi biliyorlar…
***
Keyfîlik, hukuk tanımazlık dalga dalga ülkenin ve her kurumun içine, zehirli bir sıvı gibi yayılıyor…
Adaletin terazisi o kadar bozuk ki, iş YSK’nın “suskunlarıyla” falan kalmıyor…
Cumhurbaşkanına biraz sert bir eleştiri getirdiğinizde, polis ertesi gün sabahın köründe evinizi basıyor ve demir parmaklıkların ardında buluyorsunuz kendinizi…
Ama, ülkenin muhalefet liderini linç etmeye kalkarsanız veya sırf birilerinin hoşuna gitmeyen sözler söyledi diye, tetikçilerinize sopalarla gazetecileri dövdürürseniz, yaptığınız yanınıza kâr kalıyor…
Çubuk’ta Kemal Kılıçdaroğlu’nu linç etmek istediler.
Sopaları, demir çubukları istiflediler; profesyonel ajitatörler, ahaliyi kışkırttı; Kılıçdaroğlu ve yanındakiler, linççi grupların içine doğru itelendi; içine sığındığı evin yakılması için çığırtkanlık yaptılar…
Ana muhalefet lideri, kıl payı kurtuldu bu linç girişiminden…
Cumhurbaşkanına eleştiri getirenleri tutuklama konusunda bir dakika tereddüt etmeyen yargı, ana muhalefet liderinin canına kast edildiğinde, ortada ciddi bir suç göremedi…
Cumartesi annelerini, açlık grevindeki insanların acılı analarını, tazyikli suyla dağıtan polis, linççi gruplar karşısında çaresiz kalıyor nedense…
***
Bu korkunç linç girişiminin cezasız kalacağı belli olunca, ülkenin dört bir yanında, tosuncuklar mesajı aldılar ve hemen yeni hedeflere yöneldiler...
Gazeteci Yavuz Selim Demirağ evinin önünde kafası gözü yarılarak sopalarla dövüldü.
Gazeteci İdris Özyol’u da öldüresiye dövdüler…
Bu ciddi suçlar karşısında, savcılar dünyanın en özgürlük yanlısı hukukçularına dönüştüler, bir tek kişiyi bile tutuklamadılar.
Hukuk, insanların canına kast edilmesi karşısında sessiz kaldı; yeni linçlerin yolu açıldı…
***
Linççileri hiçbir şekilde tutuklamayanlar, söz konusu olan, iktidarın canını sıkan, gazeteciler, politikacılar olunca, en yüksek Mahkemelerin kararlarına rağmen cezaevlerinin kapılarını bir türlü açmıyorlar.
Selahattin Demirtaş için AİHM’nin verdiği ağır mahkûmiyetin gereğini yerine getirmemek için hukuka takla attırdılar…
Üstelik Demirtaş kararında AİHM, 18. Maddeden de mahkûmiyet vermiş, yani, sen hak ve özgürlükleri hukuk dışı nedenlerle kısıtlıyorsun demişti…
AİHM’nin verdiği ağır mahkûmiyet kararına rağmen Demirtaş demir parmaklıklar ardında gün saymaya devam ediyor…
Aynı şekilde, AİHM’nin Mehmet Altan ve Şahin Alpay başvurularında verdiği karara uyulsaydı, bugün bir tane gazeteci hapishanede olmazdı.
AİHM bu kararlarında, nefret ve şiddete teşvik yoksa, bir gazeteciyi sadece yazıp çizdiklerinden dolayı, yakalayıp, tutuklayamazsın demişti.
Yani bu insanların özgürlüklerinin kısıtlanması için makul bir suç şüphesi bulunmadığına hükmetti AİHM…
Bu kararlar üzerine, aynı durumdaki tüm gazeteciler serbest kalacağına, AİHM’nin tutuklama için yeterli görmediği delillere dayanarak Altan ve Şahin’e en ağırından hapis cezaları verilebildi.
***
Geçenlerde AİHM başka önemli bir davada, Anayasa Mahkemesi’nin eski üyelerinden Alparslan Altan’ın haklarının ihlal edildiğine hükmetti.
Altan, AİHM önünde dile getirdiği şikâyetleri daha önce AYM önünde de dile getirmiş, ama bunların hiçbirisine itibar edilmemişti.
Kendi üyesinin bile temel haklarına saygı göstermeyen bir mahkemeden, biz sıradan bireylerin haklarını korumasını nasıl bekleyeceğiz?
***
Hakkımız, hukukumuz çiğnendiğinde nereye sığınacağız?
Tıpkı YSK gibi, ceza mahkemeleri de, öylesine önemli, korkunç çelişkiler karşısında sessiz kalıyorlar ki, insan bunları izlerken dehşete kapılıyor.
Ağır ceza mahkemeleri epey bir içeride yatırdıktan sonra, insanları serbest bırakıyor, ama savcılar itiraz ettiğinde, hiçbir neden göstermeden yeniden tutukluyorlar.
Büyükada davasında Taner Kılıç’ın başına bu geldi; Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar serbest bırakıldıktan sonra, dosyaya hiçbir yeni bilgi, belge girmediği halde, avukatlar yeniden tutuklandılar…
Bu mahkemelerin yargıçları da tıpkı YSK üyeleri gibi, bu akıl durdurucu kararları neden aldıklarını bir türlü açıklamadılar.
Neden sabah bıraktığınız insanları, akşam tekrar tutukluyorsunuz?
Bunları nasıl olup da bir gerekçe açıklamadan yapabilirsiniz?
***
Hukuk bizzat hukukçular eliyle katlediliyor.
Hukuk devleti, bir balyozla parçalanmış cam taneleri gibi, tuzla buz oluyor…
Türkiye, 2019 yılında hukukun üstünlüğü endeksinde 126 ülke arasında 109’uncu sıraya düştü…
Bir ülke hukuk olmadan nasıl ayakta kalabilir?
Temelleri çökmüş bir binayı kim ayakta tutabilir?
Hukuk yok olursa devlet denen şeyden geriye ne kalır?
***
Bir insanın bağışıklık sistemi gibidir hukuk.
O bağışıklık sitemini ortadan kaldırdığınızda, şu ya da bu hastalıktan dolayı ölüm ve çürüme kaçınılmazdır.
Bir insanın bağışıklık sisteminin bir doktor tarafından ortadan kaldırılması karşısında nasıl bir hayret ve dehşet duyacaksak, hukukun da hukukçular tarafından katledilmesi karşısında aynı hayret ve dehşeti duymalıyız.
Buna asla alışmamalı, bu hukuksuzlukları, hukuk devletinin katledilmesi için atılan adımları asla normalleştirmemeliyiz.
Kararlarını gerekçelerini açıklamayarak, yaptıkları hukuksuzluklara alışmamızı istiyorlar…
Alışmayacağız ve yaptığınız hukuksuzlukları normalleştirmeyeceğiz!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020