Ahmet AY
Öyle bir ülkeyiz ki dünyanın en büyük 20 ekonomisine sahip ülkelerin devlet ve hükümet başkanları bu ülkeye gelir, bu ülkenin bir şehrinde en görkemli bir organizasyona katılır, Fransa’daki katliama rağmen bütün dünyanın gözü bu ülkede olur, ama biz bunları yazacağımıza aramızdaki fitnelerden söz etmek zorunda kalıyoruz.
G20 zirvesi hakikaten güzeldi, fevkaladenin ötesinde bir görkemle başladı, aynı güzellikte devam etti ve güzel bir şekilde neticelendi. Dönem başkanı olan Türkiye alışılmışın dışında bir organizasyon gerçekleştirdi. Görselliği için söylediklerimi aynen zirvenin muhtevası için de söyleyebilirim. Toplantılar, “olsun da bitsin” yerine, dünyanın geçmekte olduğu süreçlere, karşılaştığı badirelere ayrıldı.
G20 zirvesinde Başkan Erdoğan açlara, fakirlere, işçi-işverene, teröre, zulme, sömürüye oldukça geniş yer verdi. “Kâr-kazanç” ve “fedakârlık, paylaşma” vurgularının dört bir yanını çerçeveleyen Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, katılımcı devlet ve hükümet başkanlarına, işverenlere adeta insanlık (ölmedi) dersi(ni) verdi.
Bütün bu güzelliklere rağmen fitneciler boş durmadılar. Bu toplantının sürdüğü gün ve saatlerde Cumhuriyet ve Sözcü gazeteleri Paris katliamını Türkiye’ye mal etmek için yarıştılar. “Katliamın Türkiye ile bağlantıları” başlığı ihanetin şahıydı. Fransa “Olay Belçika ve Yunanistan’da planlandı” derken bizimkiler neredeyse Katil Erdoğan diyeceklerdi. Diğer medya ise başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun “gölgede kaldığı” fitnesi ile uğraşıyordu.
Doğrudur, Sayın başbakandan ziyade Sayın Erdoğan öndeydi, doğru olan da buydu. Devletin en tepesinin ev sahipliği gayet normal. Bunlar Erdoğan-Davutoğlu ilişkisini anlamayacak kadar Türkiye ve Ak Parti gerçeğine yabancıdırlar. Değil ise zaten adını koymuştuk; fitnecilik…
Evet, 3 yıldır adı konmamış bir savaş halinde Türkiye, kendi vatandaşlarının ihanet savaşında. Kazara –ki gayet mümkündür- Paris’i kana bulayan teröristlerden biri Türkiye üzeriden Avrupa ülkelerine diğer göçmenler gibi gitmiş ise bizim ihanet medyası “Alın size belge, adam Türkiye’den gitmiş” yani Türkiye bu saldırıyı yap(tır)mıştır diyecek. İşte biz bunları yazmalıydık, bu konuları takip etmeliydik. Veee,
G20 Zirvesinde Türkiye'nin ağırlığıyla Esed’in ipinin nasıl çekildiğini,bu yüzden Putin’in yerinden kımıldayamayacak hale geldiğini yazmak varken biz geçen haftadan beri Fetullah Gülen’in “gübresini” konuşuyoruz. Tevrat’tan mı, Talmud’dan mı? Kabala’dan mı Haham’dan mı? Ya da başka heretik yapılardan, inançlardan mı..? Cehennemin dibinden deyip geçebilecekken yüzlerce yorum yapıldı Gülen gübresine.
Aslında haksız da değillerdi, ama dediğim gibi, Fransa katliamı ve G20’den daha önemli olmamalıydı bu gübre. Bakın işte, bundan şikâyetçi olan ben de “gübre”ye tutuldum.
Doğrusu Avukat dostum zahmet edip yazmasaydı, bana yollamasaydı, Gülen ve gübresini birkaç cümleden fazla yazmayı düşünmezdim, lakin bu dostum öyle güzel değinmiş ki paylaşmadan duramadım.
“F.Gülen daha önce de bir kez tekrarlamıştı muhataplarına beddua ederken GÜBRE olsunlar sözünü” diyor dostum. Demek ki adam “gübre”den anlıyormuş.
“İslami kaynaklarda dualarda ya da beddualarda muhatabına ‘GÜBRE olsun’ şeklinde bir dua ya da beddua şekli bulunmamaktadır” diye devam eden dostuma diyorum ki;
Adamın İslamilik diye bir derdi var mı ki duasında, bedduasında “Müslümanlık/ta” şartı aransın? Yok.İcabında Müslüman, Yahudi, Hıristiyan gibi olunca böyle olur. Sözde Allah'a, özde İsrail'e yaslanıp güvenenlerden ne beklersiniz? Devam edelim:
“Ancak aşağıda bildirdiği Yahudilerin şu an inandığı ve kullandığı Tevratlarında GÜBRE sözcüğüyle karşılaşıyoruz. Peki nasıl?
Tevrat’ta Filistinlilere nasıl zulüm edilmesi, işkence yapılması gerektiği sıralı şekilde belirtiliyor. Kadınlara ve kızlara tecavüz edilmesi, erkeklerin kılıçtan geçirilmesi ve kanlarının sarhoş oluncaya kadar içilmesi, vücutlarının paramparça edilerek birbirinden ayrılması, çocuklara babalarının önünde işkence yapılması gibi. Devamında da ‘bunlar gömülmeyecekler, toprağın üstünde gübre gibi olacaklar’ şeklinde devam etmektedir. Peki, Tevrat’ta olan bir beyanı F.Gülen neden BEDDUAYA çevirip, medyaya servis ediyor? Mesaj sadece cemaatine verilmek istendiğinde bu dualar notlarla bir şekilde cemaate ulaştırılıyor. Öyleyse; Genel kanaat o ki,
Sadece Ülkemizde değil uluslararası arenada köşeye sıkışan F. GÜLEN bu mesajı YAHUDİ LOBİSİNEvermektedir. Bu mesajla:
Ben size çalışıyorum, bana yardım edin mesajıdır. Tevrat-Yeremya, Bab: 26, Ayet 4, s. 739. ‘Ve onlar gömülmeyecekler; toprağın üzerinde gübre gibi olacaklar; leşleri de yerin canavarlarına ve göklerin kuşlarına yem olacaklar’ diyormuş. Tevrat’ta Filistinlilere karşı yapılacak katliamlar anlatılırken, onların gübre olacağı beyan edilmektedir.”
İşte bizler de bu hezeeyanları üzerinden günlerdir (ve belki de daha haftalarca sürer) kafa patlatıyoruz. Haksız sayılır mıyız bilmem? Ama bildiğim bir şey var ki F. Gülen sadece beddua olsun diye Yahudice “istimdat/imdat” dilemiyor. PDY Türkiye’de S.O.S verirken Fetullah Gülen’in tahrif olmuş Tevrat’ı esas almasını yadırgamamak lazım.
Velhasılı kelam, Gülen kendisini bitirdiği gibi, kendisine güvenen, halisane hizmetinde bulunan ve aynı zamanda çevresinde de muteber olan insanların itibarını, haysiyetini yerle bir etti.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019