Ahmet AY
Bir örümcek türü olan karadul, avını yakalamak için önce zehirli salgısıyla gümüşe benzeyen bir ağ örer, karadula yem olduğunun farkında olmayan ve bu ağın pırıltısına aldanan böcek/kurban hangi tuzağa/ağa takıldığını bilmeden ağın ortasına doğru ilerler. Karadul avını öldürmek isteyinceye kadar av ölüm yolunda mutlu ve mesut bir şekilde ilerler ve ağdaki gümüşi rengin sarhoşluğuyla kendinden geçer. Karadul önce avını uyuşturur kanını emmeye başlar, lakin karadulun sefası burada bitmiyor. Sonrası mı? Merak ediyorsanız az bekleyin…
***
Kılıçdaroğlu'nun memleketini bu CHP yerle bir etmişti, devletin arşivlerine göre fare zehiriyle onbinlerce masum Tuncelili insanı bu CHP katletmiş, onbinlerce insanını bu CHP göçe zorlamış, Alevi kızların dramının filmlere konu olmasına bu CHP sebep olmuştu...
Bu Tuncelili (kendisi Dersim de diyemiyor) işte o CHP'nin başı olmuş ve sıkılmadan “kan dökülmeden olmaz” diyor. Memleketinin başına gelen bu felaketten sonra utanmadan, sıkılmadan kandan bahsediyor. İnsanın diyesi geliyor: Üzerine oturduğun o koltuk kandan yapılmış, hemi de Dersimli Alevilerin, Seyyit Rıza'nın, gencecik oğlunun ve onbinlerce Dersimlinin kanından be hey arlanmaz. Sen kimin kanını dökeceksin be hey maymundan türeme. Kimi kan akıtmaya çağırıyorsun be hey “karadul”un hamağı…
Biliyoruz, sizin geleneğinizde millete kulak vermek, milletle gelmek yoktur, sizde millete rağmenlik esastır. Bu yüzden yolunuz belli.
İnanın Kılıçdaroğlu, “başkanlık için referandum yapılır ve millet de evet derse ancak o zaman başkanlık olur” deseydi asıl o zaman şaşırırdım. Zira bunlar hiçbir dönem milletin ne isteyip ne istemediğine bakmadılar. Diktatörlüğün bütün zulmünü bu millete reva gördüler.
“Kan dökmeden olmaz”mış…
Mesele ne biliyor musunuz?
Pornografik yöntemlerin Genel Başkan'ı hangi ağa takıldığının farkında değil. Onu sahiplerinin belirlediği yöntemlerle Başkan yapan güçler, onun etrafını da nasıl sarılacağını da belirlemişlerdi.
Kılıçdaroğlu'nu önce “kaset” mahkûmu yaptılar. Ona selefi Genel Başkan'ına ihanet etme utancını yaşattılar. Bu utanca ortak olmak istemeyenlerin desteğini kaybeden Kılıçdaroğlu proje sahiplerinin elemanları tarafından kuşatıldı. O ise bu sarmalı kendisine biat-sevgi olarak algıladı. Dolayısıyla bu tarafta Kılıçdaroğlu'nun etrafına doladıkları çember yüzde 15 daraldı.
Baktılar ki Kılıçdaroğlu iradesini taşıyamadığı gibi dostlukları da taşıyamıyor. Etrafını ona sadık adamlardan temizlediler. Yanına sahte “parıltılar”, yani biatçiler-ortaklar verdiler, Kılıçdaroğlu “gümüşi ağ”da olduğu için bunu “yeni teveccühler” olarak algıladı. Yanına projeden yerleştirilen yeni elemanların dolduruşuyla saçmalamanın dozunu arttırdı. Öte yandan Sezgin Tanrıkulu gibi sahte “parıltı”ların CHP'nin Kürt meselesine bakışındaki alışılagelmiş yaklaşımını ihlal etmesi üzerine “parti Kürtçü bölücülerin kıskacında”diyerek Kılıçdaroğlu'nu köşeye sıkıştırdılar. Bu arada ulusolculara gün doğmuştu. Çünkü “parıltı” diye Kılıçdaroğlu'nun çevresine yerleştirilenler Kemalistleri, ulusolcuları da rahatsız ediyordu. Ulusolcular Kılıçdaroğlu'nun aleyhine Kemalizmi kullandılar. Kılıçdaroğlu, kendisiyle ittifak yapanların sahte ışıltılarına aldandığı için fark etmese de çember/ağ yüzde 50 daralıyordu.
Ayla Nazlı Aka olayından sonra Atatürk'le sorunlu bir atmosfer oluşturan güçler antikemalist tehlike diyerek yüzde 75'lik bir çember daraltması gerçekleştirdiler.
Strateji belirleme makamında olan ‘367'ci güçler Mehmet Bekaroğlu'nun Parti'den milletvekili yapılmasıyla çemberin ipini daha da sıktılar.
Paralel yapıyla işbirliği içine giren CHP'nin aynı zamanda terbiyesizleşen bir genel başkan tarafından yönetilemeyeceği diğer CHP'liler tarafından da anlaşılınca çember daralması Kılıçdaroğlu'nu tam olarak teslim alacak boyuta vardı.
Totalde % 90'ları bulan çember daralmasıyla Kılıçdaroğlu artık Kılıçdaroğlu olmaktan çıkmış, projecilerin “oğlanı” olmuştu. Kemal Müdür de etrafındaki gümüş renkli heyulanın verdiği şımarıklıkla –yoksa ahmaklık mı demeliydim? Hadi dememiş olayım- olan biteni anlamıyor, algılayamıyor.
367 Kabihi- pardon- Sabih'i hatırladınız değil mi?
Peki, Ağar ile Mumcu'yu meclise sokmayanları?
Hatırladınız. O gün o tezgâhı kuranlar bugün Müdür Kemal'in etrafını kuşatıp ona her istediklerini söyletiyorlar. Kemal efendi de Mehmet Ağar gibi, Erkan Mumcu gibi onlardan başbakanlık sözü almış, lakin bunun kanla absorbe etmesinin gerekliliğine inandırıldığı için ağzından kan damlıyor.
Sabih Kanadoğlu'na 367'yi buldurtan dönemin Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ydı, Neoconlar da destekledi. Şimdi de rol aynı, figüranlar farklı.
Düşünebiliyor musunuz? Genel Başkanı seks kurbanı olmuş, ama halef olan Kılıçdaroğlu seks malzemeleri ile partisinin haysiyetini, namusunu ayaklar altına alanların peşine düşmüyor. Hiçbir mitinginde, konuşmasında kendisine ulaştırıldığı iddia edilen Baykal'ın seks kasetinin faillerinden bahsetmiyor.
Neden?
Kimin çektiğini de, bu yolla kendisini genel başkan yapanları da iyi tanıyor, biliyor. Şimdi beraber iş tuttuğu bu adamlara neden hakaret etsin ve neden onları deşifre edeceğinin sözünü versin ki? Dedik dedik, ama Kılıçdaroğlu bu kadar da ahmaktır demedik.
Ha, karadul en sonunda ne mi yapardı?
Avını böler, parçalar ve yutar idi.
Aaaafiyet olsun.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019