Ahmet AY
Abdülhamid Han, “Onun gibileri yüzyılda bir ancak çıkar”dedikleri bir şahsiyetti. İnançlı, cesur, metanet, feraset ve basiret sahibiydi.
Hakkında en çok konuşulan padişahtır o, lakin II. Meşrutiyetten sonra gelen rejim onun hakkında olumlu yazanları cezalandırıyordu. Çünkü o dindardı, lehine yazmak onların “devrimci” yönetimlerini sıkıntıya sokabilirdi.
Osmanlı Devleti'nin en kritik sürecinde tahta geçmişti. Ekonomisi çökmüş, siyasi çalkantıların had safhada olduğu Osmanlı, aynı zamanda etnik ve azınlık grupların Avrupa'dan aldıkları destekle böl-paylaş planına karşı zor durumdaydı. Bulgarlar, Sırplar isyanlarla Balkanları kan gölüne çevirmişti.
Evet, İmparatorluk bu haldeyken bundan tam 140 yıl önce bugün 31 Ağustos 1876'da Sultan Abdülhamid Han tahta geçiyordu.
Sultan Abdulhamit Han Osmanlı Devleti'ni ayağa kaldırmak, hem Türk hem de Müslüman toplulukları kaynaştırmak, gaspçı Avrupalıların millete ve ümmete çöreklenmesini engellemek için çabalarken öz kardeş bildiği insanlar tarafından ihanete uğruyordu.
Zordu dönemi, özellikle zorlaştırılıyordu. Mesela Sultan Abdülhamid Han'ın dindar kişiliği, her dönemde olduğu gibi o dönemde de dini kisveye bürünmüş güruh tarafından devleti zayıflatacak boyutta istismar edildi.
Oysa Sultan sahip olduğu medeniyet tasavvuru gereği hem bilime, sanata, siyasete, ilme ağırlık verir, hem de yollar, köprüler, demiryolları, deniz taşımacılığı ile ulaşım ve ticaret kolaylığı gibi hizmetlere başlamıştı.
Tersane Konferansı'nın başladığı gündü, milletin ve devletin geleceğini düşünen Abdülhamid Han tahta geçtikten 3 ay 23 gün sonra Kanun-i Esasi'yi ilan etti. Buna en çok dini ve etnik unsurlar bayram etti. Sokaklara dökülenler İngilizlerle iş tutan Mithat Paşa lehine sloganlar atarak anayasayı benimsediklerini ilan etti.
Burada bir hinliği de kayda geçirelim: Mithat Paşa anayasayı kimi Avrupa devletlerinin kefaletine alarak Abdulhamit Han'ın bütün yetkilerini elinden almak istemişti. Bu, Osmanlı Devletinin bağımsız bir devlet olarak kalamaması demekti. Sultan Abdülhamid bunu fark ederek o maddeyi metinden çıkarıyor. Yazdıklarımızı ve bundan sonra yazacaklarımızı son yıllarda yaşadıklarımızla mukayese ederek okuduğunuzu tahmin edebiliyorum. Evet, bu okumayla karşınıza aynı filmin siyah-beyaz versiyonu ile renkli çekimi çıkıyor.
Devam ediyorum.
Sultan'ın söz konusu maddeyi reddedeceğini bilen Mithat Paşa akıl hocası da olanErmeni Odyan Efendi'yi İngilizler Abdulhamit Han'ı ikna etsinler diye Londra'ya gönderiyor. Yani İngiltere nüfuzunu kullanarak Kanuni Esasi'yi kendi kefaletlerine alsın ki gizli planları işlesin. Savaş lobinsin adamı (gibi davranan) Mithat Paşa Abdülhamid Han'ın istemediği, lakin birlikte çalışmak durumunda kaldığı bir Paşa idi.
Abdulhamit Han bir yandan Avrupalıların kışkırttığı etnik ve dini unsurlarla mücadele ediyor, öbür yandan içerdeki savaş lobisi ve hainlerle uğraşıyordu.
Tahta çıktıktan birkaç ay sonra Abdülhamid Han'ın bütün karşı koymalarına rağmen Ruslarla savaşı kışkırtan Mithat Paşa sonunda muradına erdi ve Rusların Doğu'da Erzurum, Batı'da da İstanbul Silivri önlerine kadar geldiği 1877-78/1293 tarihimizde “93 Harbi” olarak bilinen hezimete sebep oldu. Savaş sonunda Osmanlı'nın felaketi denilebilecek Ayestefanos/Yeşilköy Antlaşması imzalanıyordu.
Bütün bunlar yaşanırken darbeciler boş durmuyordu. Rus orduları henüz İstanbul'da iken uzun süre Avrupa'da yaşamış Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nden Ali Suavi, adamları ile daha iki yılı dolmayan Abdülhamid Han'a karşı 20 Mayıs 1878'de darbe teşebbüsünde bulunur. Hedef, Sultan'ın ağabeyi V. Murad'ı tahta geçirmek. V. Murad'ın akli dengesi oldukça bozuktu. Bu darbe ile gayeleri yönetimi tamamen ele geçirip Avrupalıların istediği gibi Osmanlı'nın paylaşımını hızlandırmaktı.
Darbeden sonuç alamayan Avrupa, istediğini almak için bütün azınlıkları kışkırtıyordu. Mesela Rusya'da Ermenice yasaklanırken Osmanlı teb'ası olan Ermenilerin dilleri Rus Çar'ı için sorun olmuştu. Hani “dinime tan eden müselman olsa bari” dedikleri bu olsa gerek.
Bu dönemde tek dertleri Abdülhamid'in tahttan indirilmesi olan Jön Türkler devlette görev aldıktan sonra değiştiler. Dağılan Jön Türklerin yerine Diyarbekirli İshak Sükuti,Azerbaycanlı A. Bedevi Kuran, Ohrili İbrahim Temo, Abdullah Cevdet veKafkasya'dan Mehmet Reşit İttihad ve Terakki'yi kuruyorlar. Avrupa'nın Abdulhamit Han'ı devirmesi için çalışan İttihad ve Terakki, bütün faaliyetlerinde gizliliği esas almıştı. Abdülhamid nasıl zor durumda bırakılacaksa onu yaptılar. İttihadçılar kimi zaman şifahen, bazen de mektuplarla yabancı misyonlara “istibdadı bitirin” diye yalvarıyordu. Balkanlara karargâh kuran İttihadçılar oradaki komitacılardan öğrendikleri bütün terör türlerini İstanbul'da gerçekleştirdi. Sultan Abdülhamid de 1905'te patlatılan tahrip gücü çok yüksek bombadan mucize gibi kurtulmuştu. Balkanlarda yaşanan ve kaybedilen savaşları geçiyorum.
Millete inancından dolayı kasıtlı olarak baskı uygulayan İttihad Terakki toplumu germeye devam ediyordu. Sultan adeta kuşatılmıştı. Açıklamaları bile basına yansımıyordu.
Ardından 31 Mart Vak'ası. Çok bilinmeyen yönleri var 13 Nisan 1909'un, yani Rumi 31 Mart'ın. Yakın geçmişte ilan edilen II. Meşrutiyet de yetmemişti. Sultan gitmeliydi Avrupalılara ve İttihadçılara göre ve Sultan Abdülhamid'i tahttan indirmek için her çirkefe başvuruyorlardı. Terör azıyor, millet kaosla bıktırılıyordu. Halk nezdinde bütün itibarları yerle bir olan İttihad ve Terakki Avrupalıların desteğiyle Selanik, Serez ve Drama'da İstanbul'a kanlı baskın için hazırlık yapıyordu.
Tabi, öncelikle bütün darbelerde olduğu gibi bunun alt yapısı tamamlanmalıydı. “Talebe” grubunu mobilize etmeyi başaran İttahad Terakki İstanbul'u 11 gün 11 gece inleten“şeriat isteriz” sloganlarıyla inletti. Buna faili meçhul cinayetler, gasp, yağma, rast gele kurşunlamalar ekleniyordu.
Peki, kimdi bunlar?
Ağırlıklı olarak er elbisesi giymiş subayların yanlarına aldıkları bağnaz ve gönüllü çetelerdi. Artık darbe startı verilmişti.
İttihad Terakki, merkezleri olan Selanik'te topladıkları ve büyük çoğunluğu Sırp, Makedon, Bulgar, Yunan, Arnavut çeteleri ve gönüllü fedailerden oluşan askeri birlikleri vagonlara bindirip İstanbul'a sevk ediyordu. III. Ordu Komutanı H. Hüsnü Paşa'nın komuta ettiği ordu İstanbul civarına konuşlanırken senatörlerden/ayandan pek çok kişi gidip komitacılarla Abdülhamid Han'ın hal'i için görüşmelerde bulunuyordu. I. Ordu gelen darbecileri engellemek için Padişah'tan izin ister, cennetmekân Abdülhamid Han,“Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmayalım” diyerek karşı çıkar.
Yazı uzadı.
Çetelerden oluşan İttihadçıların askerleri İstanbul'a girerler. Sıkıyönetim ilan edilir, sonra çeteler başta Yıldız Sarayı olmak üzere İstanbul'un tarihini talan ederler.
Darbeciler kontrolü ele geçirmiş, Abdülhamid Han'ı tahttan indirme fetvasını hazırlamaya başlamıştı. Elmalılı Hamdi'nin hazırladığı “fetva” dönemin Fetva Emini Hacı Nuri Efenditarafından “maddelerde yer alan gerekçelerden hiçbiri doğru değildir” diyerek reddedilse de Şeyhülislam M. Ziyaeddin'e imzalatılır.
Geriye kararı-fetvayı Sultan'a bildirmek kalıyor. Kardeş bildiği eski yaveri Esad Toptanî, yine yaveri ve lütüfdidesi Laz Arif Hikmet, ittifak ettikleri Ermeni Aram, Selanikli mebusYahudi Karasso ile birlikte Osmanlı Padişah'ı Sultan Abdülhamid'e darbe ile tahttan indirilişinin fetvalı kılıflısı olan hal' kararını bildirirler.
Böylece, milletini ayağa kaldırmak isteyen, İslam Dünyasının birleşmesi için çabalayan, bütün sıkıntılara rağmen millete hizmeti ihmal etmeyen Abdulhamit Han tahttan indirilerek Selanik'e sürgün edilir.
Şimdi bu yazıyı yeniden mi okusak diyeniniz çıkıyordur, eminim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019