Ahmet AY
İki gün önce Suriye'de Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında yürütülen El-Bab operasyonunda Esed rejimi tarafından gerçekleştiği “değerlendirilen” saldırıda ilk belirlemelere göre 3 asker şehit oldu, 10 asker yaralandı.
Olayın üzerinden tam gün geçmesine rağmen saldırı her yönüyle netleşemedi ve saldırının hangi amaçla yapıldığına dair belirsizlik var.
Biliyoruz ki Esed rejimi hem Rusya hem de İran'ın kanatları altında yaşıyor. Dolayısıyla bu saldırı Rusya ya da İran veyahut da her iki ülkenin onayıyla gerçekleşmiş olabilir. Zira Esed'in bu iki ülkeden en azında birinin izni, telkini olmadan kendi başına böyle bir saldırıya girişmesi mümkün görünmemektedir.
Bu hemen akla gelen iki ihtimal olsa da Suriye rejiminin aynı zamanda NATO'nun Türkiye'ye yönelik bir kumpasını geri çevirmeyecek durumda olduğu da göz ardı edilmemelidir. Bu kumpas yine bölgede ABD'nin yeni jandarması İran'ın Esed üzerinden gerçekleştirdiği bir oyun olduğunu şıkların arasına almalıyız. Buna bir de başka bir şık eklemek gerek: Saldırıyı Suriye değil, başka bir ülke gerçekleştirmiş ihtimali.
Peki, bu saldırıda taraf/lar neyi amaçlamış olabilirler?
İlk akla gelen konu Türkiye'nin Özgür Suriye Ordusu ile El-Bab'a yönelik operasyonuna tepki olma ihtimali ağır basıyor. Saldırı ile Türkiye'ye, “Daha da ileri gitme, El-bab'ı almaya kalkma.” denmiş olmalı. Çünkü saldırının planlayıcıları nezdinde “ÖSO El-Bab'ı ele geçirirse bir sonraki hamle Halep'tir” ihtimali düşünülmüş olabilir. Bu ihtimali değerlendirdiğimizde saldırının arkasında ABD-Rusya-İran birlikte olma ihtimali yabana atılacak gibi durmuyor.
Bundan sonrası,
Türkiye bu saldırının hangi amaçla yapıldığını bütün detaylarıyla değerlendirecek. Bundan sonra yeni saldırıların gelme ihtimal ve ağırlığını göz önünde bulundurduktan sonra misilleme hakkını dilediği zaman kullanacaktır. Ama kanaatim odur ki Türkiye kendisine yönelik bu saldırının bir oyun olduğunu, bu çirkin oyun ile Türkiye'nin Esed'le uğraşarak enerjisini hiçbir zaman değmez bir uğraşla heba etmesini isteyen güçleri tanımıştır. Bu sebeple Türkiye için Esed rejimine ait 3-5 asker öldürmenin zor bir tarafı olmamakla beraber bu hakkını kullanmakta aceleci davranmaması daha stratejik ve daha yararlıdır.
Yıllardır söylüyoruz, daha ağır saldıracaklar, yeni ve farklı saldırılar deneyecekler. Yoksa AB'ın komik olduğu kadar adil olmayan ve çok önceden bilinen kararının açıklanmasına saatler kala Suriye'de askerlerimize saldırılır mıydı? Keza Adana saldırısı aynı saatlere denk getirilir miydi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın saldırı günü yaptığı konuşmasında iki asrı aşkın süredir yaşadığımız çöküş ile ilgili açıklamasına bakalım:
“Yitik kaybedildiği yerde aranır. Bunu unutmayacağız. Gerilememiz ve çöküşümüz hangi alanda başladıysa dirilişimiz de oradan olacaktır. İlim ve bilimde üstünlüğü kaybeden bir ülkenin ileri gitmesi mümkün değildir.” Bu tespit yol haritamızı belirler niteliktedir. Düştüğümüz yeri, düşüş nedenlerini öğrenmemiz ve kalkışa geçmemiz Batı için ürkütücü olmuştur. Bu sebeple Batı bu kez hem elemanları ile hem de bizzat kendisi geldi. Hani “TOPUNUZ GELİN” diye çağrıda bulunmuştuk ya, geldiler.
Çare ne?
Rusya'nın en saygın gazetelerinden Argumenti Faktı, "Dünya tekrar güçlü liderlere gereksinim duyuyor. Rusya'da Putin, Türkiye'de Erdoğan ve Amerika'da Trump. Üçü de anlaşarak birlikte dünya düzenini sağlamalı. Peki, yapabilirler mi?" diye soruyor. Pek tabiidir ki “lider”ler sahip oldukları özellikler sayesinde rüzgârların yönünü değiştirebilirler. Bugün dünyanın kabul ettiği bir gerçek de dünyanın liderlik(ler)den mahrum kalmasıdır.
Bu mahrumiyet Avrupa'nın genlerinin daha çok bozulmasına sebep oluyor. Bu Avrupa Parlamentosu, Rusya'nın kaç zamandır medya vasıtasıyla AB karşıtı propaganda yürüttüğünü ve bunun önleminin alınmasında gecikmenin daha büyük zararlara yol açabileceğini ifade ediyor. Türkiye ile müzakereleri donduralım diyen AP, aynı toplantıda Rusya'yı, “AB ülkeleri arasında farklılık ve çatışmaları kullanarak AB'yi bölmeye çalışmak ve propaganda yapmak”la suçladı. AB'nin yapısal krizleri derinleştikçe bilhassa kurucu üye ülkelerin saldırganlaşması kaçınılmaz oluyor.
Çare A. Faktı Gazetesinin önerisinde. Ortadoğu, Baltık civarı başta olmak üzere dünyanın pek çok bölgesindeki sorunları bu üç liderin çözmesi dışında çözüm getirecek bir şık bulunmamaktadır. AB/D bu şıkka razı olmaz ve bizi çökmenin eşiğindeki AB'nin dışına atmayı düşünüyorlar ise sadece alınırız!
Bakınız,
Rus senatör Aleksey Puşkov aynı gün AB kararı ile ilgili yaptığı açıklamada, "Avrupa Parlamentosu ardı ardına Türkiye ve Rusya gibi AB için önemli olan iki ülkeye karşı tasarıları onaylıyor. Moskova ve Ankara'yı yakınlaştırmak için bundan daha iyi bir seçenek olamaz" demiş.
Biz ne diyoruz peki?
“Gerilememiz ve çöküşümüz hangi alanda başladıysa dirilişimiz de oradan olacak.”
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019