Ahmet AY
Hazırlanan bayramlık elbiselerimizi yastığımızın arkasına bırakır uyumaya çalışırdık bayram geceleri. Elektrik olmadığı için gaz lambaları en kısık seviye olan xıznaya alındığında artık gözkapaklarımız da ağırlaşmaya başlar, bayram heyecanı yerini uykuya bırakırdı.
Önce sabah namazı için dünyanın bütün senfonilerine “dur!”diyen annemizin sesiyle uyanırdık. Abdest alıp sabah namazını kıldıktan sonra köy camisinin yolunu tutardık. İlk dikkat ettiğimiz şey akranlarımızın ne giydiğiydi.
Camiye varmadan, "Allahu ekber Allahu ekber, Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahi'l-hamd." teşrik tekbirleri duyulurdu. Allah gani gani rahmet eylesin, hem H. Ahmet Kurtaran amcamız, hem H. Saim Yolcu amcamız, hem de H. Ali amcamın sesi hem güzel hem de kuvvetli idi. Bu yüzden hoparlör olmasa da uzaklardan duyulurdu. Sesi çok güzel olduğu halde büyüklere hürmeten sesini yükseltmeyen H. Muhammed Yusuf Kurtaran ağabeyin bilahare gözyaşları ile büyüklere eşlik etmesi tek kelimeyle müthişti.
Rahmetli Babam namazı kıldırdıktan sonra minbere çıkar hutbeye başlardı:
"Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber…” ile başlayan bayram hutbeleri benim için biraz zor geçiyordu. Çünkü babam Kurban Bayramı Hutbelerinde İbrahim-İsmail as kıssasını anlatırdı. Bu kıssayı anlatırken duygulandığını kısılan sesiyle birlikte dudaklarının titrediğini hissederdim. Köylü büyüklerimizin içten ağlamaları zaten vaaz sürecinde başlamıştı.
Neyse zor kısım (hutbe) bitmiş, bayramlaşma başlıyordu. Bizler de bayramlaşmanın bitmesinden hemen sonra dışarı fırlar bayramın bütün güzelliklerini yaşardık. Önce belli evlerde verilen bayram yemeğine gider, sonra en yakın evlerden başlayarak bütün köyü ev ev gezip “Roşon şıma bimbarekıv/Bayramınız kutlu olsun.” diyor ve bayram şekerimizi, bazen de şeker yerine meyve ve yumurtalarımızı alıyorduk.
Büyükler yemekten sonra kurbanlıkları alıp uygun yerlerde tekbirlerle kesiyorlardı. Sonra en makbul şekilde dağıtırlardı.
Öğleden önce mezarlıklara gidilir, yakınların ruhlarına Kur'an okunur dua edilirdi. Zaten Halifan Köyü bütünüyle akraba olduğu için herkes her mezarın başına gider Fatiha okurdu.
Mezarlık ziyareti ile ilgili hiç unutmadığım ve anlatmamak için kendimi yıllardır tuttuğum bir anım var. Öyle ki şu an yazmakta zorlanıyorum.
Rahmetli babam ve diğer amcalarla, amcazadelerle Halifan Mezarlığına gitmiştik. Önce en büyük dedelerimizin mezarlarına, sonra rahmetli büyükbabamın mezarına geldik. Babam oturdu, okudu, okuması bittikten sonra uzun süre mezarın başında durdu, ayrıl(a)madı. Ben de yanına oturdum. Biliyorum, üzülmemem için ağlamıyordu, lakin gözleri doluydu.
Derken yavaş yavaş doğruldu, bana bakarak, “Ehmed'êm/Ahmed'im, babam küçük yaşta yetim kaldı, Şeyh Derviş dedeleri baktı, çok nazlı büyüttüler. Elhamdulillah genel sıkıntılar dışında dedeleri ona bir sıkıntı yaşatmadı. Lakin ben babasız kaldığımda 38 yaşımdaydım, 10 yıldır acı çekiyorum. Deden Mela Ömer ise küçük yaşta yetim kalmıştı, kim bilir o babasızlığın verdiği ne tür acılar yaşamıştı? Ve Resul-i Ekrem sav babasız dünyaya geldi, büyük acılar yaşadı. Kim bilir yetim kalmanın tarifsiz acısını yaşayan ne kadar üstelik bir de kimsesiz çocuk var..?” dedi ve diğer büyüklerle buluşup mezarlıktan ayrıldık.
Babamın acısını ben de 37 yaşındayken tattım, üzerinden 20 yıl geçti hala kendimi yetim görüyorum. Babamın çektiği baba acısını ancak onu rahmet-i rahmana uğurlarken anlamıştım. Üstelik annemi de 2017'nin ilk günü dar-ı bekaya yolculadık. Acısının geçmeyeceğini 20 yıllık baba acısından biliyorum. Rabbu'lalemin bizleri, cümle ehl-i imanı cennetinde buluştursun.
Evet, babalarının boğazı Budistler tarafından kesilerek “kurban” edilen binlerce Arakanlı çocuk bugünlerde yine kurban vermeye devam ediyor. Dünya kör, sağır, dünya üç maymunu oynuyor. Dün gazetemiz Medya Grup Başkanı Ahmet Zeki Gayberi köşesinde sormuştu ve cevabını da kendisi vermişti: “BM ne yapıyor peki? Hiç, Bosna savaşında yaptığının aynısını yapıyor. Olaylardan ‘Endişe' duyduğunu açıklayarak ‘tarafları tansiyonu düşürmeye' davet etti… Eğer soykırıma uğrayan, vahşice katledilenler Müslüman ise kimsenin umurunda değil.”
İşin daha acısı 1,5 milyarlık İslam Dünyası Budistlerin bu insanlık dışı katliamına kör ve sağır. Bir tek Türkiye bu vahşetin durması için çabalıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısına cevap veremeyecek acizlikteki İslam Dünyası liderleri Kurban bayramını kutlayacak.
İslam Dünyası “adamca ve Müslümanca” bir dünya olmadan bu acılar devam edecek. Hem de her bir yanımızı acıtarak.
Mübarek Kurban Bayramınız hayır ve selamete vesile olsun.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019