Ahmet AY
Sykes-Picot ile çizilen sınırlarda Kürtlerin Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletlerine pay edilmesi üzerine başlayan yüz yıllık hoşnutsuzluk kangrenleşen bir sorun haline geldi.
Hıçkırıklarla belirlenen sınırlar yüzünden Kürtler çok dramatik parçalanmışlıklar, ayrılıklar yaşadılar. Yüzbinlerce insan özlemin, hasretin en dayanılmazını iliklerinde taşıyarak dünyaya veda etti.
Kürtlerin yaşadıkları topraklar tam da bugünler düşünülerek XX. yüzyılın ilk çeyreğinde çizilen haritalarla parçalandı. Hiçbir dini, ahlaki, ilmi, fiziki, siyasi, tarihi ilke ve ihtiyaç gözetilmeden köy ile mezra arasına çekilen yeni sınırlar yüzünden anne ile evladı ayrı ülkelere düştü. Binlerce aile bir sabah uyandıklarında yaya 10 dakika uzaklıktaki anne-babasının, kardeşinin, oğlunun, kızının evine pasaportsuz gidemez oldu, pek çoğu da ölünceye kadar gidemedi.
Suriye zaman zaman katletmeyi bildiği Kürtlerin Suriye’de yaşadıklarını bilmezken!, İran ve Irak Kürtlerin varlığı ve kültürü konularında ciddi bir sorun çıkarmamıştı. Bununla birlikte anadilde eğitim (daralmalarla birlikte) sadece Irak’ta serbest idi.
İran, 6 ay yaşayabilen Mahabad Kürt Cumhuriyeti sonrasında Kürtçe eğitime izin vermediği gibi, Kürtlerin kültürlerini yaşatmalarına da engeller koydu. Ama Şahlık İran devleti, adına Kürt denen bir halkın İran devleti sınırları içinde yaşadığını inkâr etmedi.
Bizde ise durum karma karışıktı. Osmanlı döneminde pek çok alanda “ötekilerin” lehine olan düzenlemeler gibi anadilde eğitim de Tevhid-i Tedrisat ve 1924 anayasası ile rafa kaldırıldı. İşin daha garibi 1924 anayasasının kabulünü takip eden yıllarda halk olarak adına “Kürt” denen bir etnisitenin varlığı da tarihe karıştı. Öyle ki“Kürtçe çığırmak dahi suçtur” yasağı CHP’nin bu ülkeye yaşattığı acı bir gerçektir. Bu konuyu uzatmak istemiyorum, cılkı çıktı. Artık yeni şeyler söylemek lazım.
Bütün yaşanan acılara rağmen dört ülkede yaşayan Kürtler arasında hayatından en çok memnun olanlar Türkiye Kürtleridir. Ticaret, iskân, eğitim, seyahat gibi konularda tek sorunsuz ülke Türkiye’dir.
Geçmişi çok kaşımanın artık bir yararı yoktur. Bu satırların sahibi yüzlerce yazı ile bu ülkede yaşayan 80 milyonun kardeşliğini esas aldı, bundan sonra da -hem de- daha çok kardeşliğin peşinde koşacağım. Özellikle ülkeyi yönetenler kardeşliği yaralayıcı ifadelerden kaçınmalıdırlar. Hele hele kimi donanımsız, çapsız, hasbelkader bir makam işgal edenlere kardeşliği zedeleyici açıklama imkânı tanınmamalı.
Türkiye bundan sonra bambaşka konuları konuşacak. Yazar-analist ve yorumcular güncelledikleri! uzmanlık! alanları olan “Kürtler ve devlet” konusunda mangalda kül bırakmayacak. Bundan sonra uzun süre kimileri, “Barzani nasıl yola getirilir?” konusunda dünya keşfini hedeflerken, kimileri de “Kürtlere karşı Haşdi Şabi ile güçlerimizi nasıl birleştireceğiz” konusunda kehanetlerini sunacak. Sanki daha düne kadar “Şii Irak hükûmeti ile el ele veren Şii terörist örgüt Haşdi Şabi Musul’da Türkmen katliamı yapıyor.” diyen kendileri değilmiş gibi.
Unutmadık,
Daha geçen aylarda Barzani yönetiminin talebi ile IKYB topraklarındaki Başika’da konuşlanan askerlerimiz için, “Türk askeri topraklarımızda ‘işgalci güç’tür, derhal Irak topraklarını terk etsin” diyordu İbadi.
Rahmetli Özal döneminden itibaren PKK’nın silah bırakması için Türkiye’nin devlet ve hükûmet olarak başlattığı bütün süreçleri sabote eden devletlerin başında “İran İslam Cumhuriyeti” geliyordu.
Düşman olalım demiyorum, doğru dost seçimi zor diyorum. Adımlarımızı bir stratejiye, yüksek stratejiye göre atmazsak Allah muhafaza gelecekteki kaybımızı hesaplayamayız. Gereksiz adımların, yanlış dost ve ittifakların bizi bir asırdır sürüklediği felaketleri görelim diyorum.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın dün, “Bugünün hırsı için yarınlarınızı heba etmeyin.” ifadesi geleceğe sağlıklı ve umutla bakmamızı sağlayacak niteliktedir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019