Kurşun askeri bilirsiniz,

O meşhur “kurşun asker”i,

Çocuk oyuncağı olanından.

Hani şu iki yana açık kolları ile dans eder gibi duran prensese âşık olan “kurşun asker” vardı ya.

…

Durun durun, hani şu çocuklara oyuncak olan, başına gelmeyen iş kalmayan ve en sonunda çocukların bıkıp ateşe attıkları kurşun asker.

Hatırlamayanlar şöyle de düşünebilirler;

Oyuncakla işi bittikten veya oyuncaktan bıktıktan sonra çocukların çöpe ya da ateş ocağına attıkları oyuncaklar…

Hatırladınız değil mi?

Hah! O işte.

Kurşun asker oyuncak olur, oyun bitince kenara bırakılır. Hatta bazen de direkt çöpe de atılır.

Ne mi anlatıyorum?

Diyorum ki;

Millî Görüş geleneği hiçbir zaman “kurşun asker” olmadı.

Millî Nizam Partisi siyasi kimliğinde Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca ile başlayan, Fazilet Partisi olarak Recai Kutan ağabeyle devam eden ve maalesef en son SP’nde Temel Karamollaoğlu’nun, “Millî Görüş biziz” dediği o sağlam, essah damar yarım yüzyıllık siyasi tarihinde asla ve kat’a;

1.Hiçbir güce stepne olmadı,

2.Hiçbir kir(lin)in köpüğü olmayı kabul etmedi,

3.Hiçbir beşerî gücün karşısında eğilmedi.

4.Hiçbir zaman kukla olmadı…

Peki,

Bugün için aynı şeyi söyleyebilir miyiz?

Maalesef, ama binlerce kere maalesef hayır, söyleyemiyoruz.

Andolsun ki bunu yazmamayı dilerdim,

-Millet artık öyle görmese de- kendisini Millî Görüş çizgisinde kabul eden Karamollaoğlu başkanlığındaki SP’nin bugün içine düştüğü amorf durum, bu ülkenin siyaseten katili CHP’nin, yine bu ülkeyi işgal, bu devleti darmadağın etmek için insanlık tarihinin daha önce yazmadığı ihaneti sergileyen FETÖ’nün sözcüsü İYİ PARTİ’nin stepnesi, köpüğü, kuklası gibi.

Temel Karamollaoğlu için “Madımak provokatörü, Madımak katillerinin avukatı”gibi yakıştırmalarda bulunan CHP’nin stepnesi olmak “Millî Görüş’ü ben temsil ediyorum” diyen partiye mi kaldı?

Karamollaoğlu, Küreselcilerin -yeni dünya düzeni için- “Milli olan her ne varsa ortadan kaldırılması gereken unsurlar” olarak kabul ettiğini bilmiyor mu?

Bunu bilmiyorlar ise,

Haçlı Dünya’nın yıllarca terör, terör, terör diye anırdıktan sonra şimdi Türkiye’ye karşı bütün terör örgütleri ile iş birliği yaptığını da mı bilmiyor?

Hadi diyelim bunu da bilmedi! Peki,

Bütün terör örgütleri ile Türkiye karşıtlığı temelinde anlaşan, birleşen Haçlıların aynı zamanda FETÖ ile CHP ile İYİ Parti ile ittifak ettiklerini de mi bilmiyor?

Kusura bakmayın,

Bunu da bilmiyor ise partiyi kapatmasısın, ama bir iyilik yapıp SP’nin Gençlik Kollarına bıraksın. Zira onlarla konuşuyorum, rahmetli Erbakan Hoca’mızın izinde, basiretli bir gençlik.

Neymiş efendim?

AK Parti’nin yanlışları varmış, doğrudur. Bence de AK Parti’nin dün de yanlışı vardı, bugün de var, yarın da olacak. Çünkü insanoğlu ve işleri kusursuz, yanlışsız, hatasız olmaz, olamaz.

Ama Allah için söyleyin,

AK Parti’nin kurulduğu günden bugüne kadar yaptığı bütün yanlışları toplasanız CHP’nin millet, devlet, din, iman, ekonomi, siyasi vs alanında yaptığı bir yanlış kadar zararlı, tehlikeli olabilir mi?

Ya İYİ Parti’nin FETÖ döküntülerini toplayıp piyasaya çıkması kadar zararlı olabilir mi?

Fındık kadar beyni, mercimek kadar vicdanı ve ilkokul 1. sınıf öğrencisinin çantasını dolduracak kadar bilgisi olan bir insan bu sorulara evet der mi?

SP, Türkiye siyasi tarihinin en şerir, en tehlikeli, hele hele 15 Temmuz FETÖ işgal girişiminden sonra daha da tehlikeli olan CHP ile ve FETÖ tetikçisi olmayı üstlenen İyi Parti ile ittifak yapacak ise buyursun yapsın.

Hatırdan çıkarmaması gereken önemli bir husus da,

Bu süreçteki bu ittifak sair dönemler gibi bir ittifak değildir.

Türkiye’nin zorbalara karşı direndiği, tam bağımsızlığını perçinlemek için Haçlı Dünya ve içerideki uşakları ile savaştığı ve yeni bir dünya kurulurken bu yeni dünyada bu aziz millete yaraşır bir yerde olmayı canı pahasına savunduğu bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı CHP ya da İyi Parti ile yahut da ikisi ile ittifaka gitmek tarihine, inancına, değerlerine, siyasetine, vicdanına terstir SP’nin.

Bütün bunlara rağmen Saadet Partisi bilmediğimiz! bir saikle gidip bu parti/lerle ittifak yapacak ise yapsın.

Ama Allah’a hesap verecek günü, ondan önce de bu aziz milletin soracağı hesabı son bir kere düşünsün. Çünkü bazı hataları iyilikler silse de, kimi hatalar var ki dünya durdukça ve ruz-i mahşerde hata sahiplerinin yakasını bırakmaz.

Torunları bu hatadan dolayı dedelerine sadece ta’n etmekle yetinmez,

Bilin istedim.