Ahmet AY
“Böyle stratejik ortak olmaz… Artık karşınızda Osmanlının hasta adamı, cumhuriyetin çömez devleti, ne 1970’lerin, 1990’lı yılların güçsüz Türkiye’si yoktur… Artık karşınızda Cumhurbaşkanından muhtarına kadar 2023 hedeflerine kilitlenmiş, 2053, 2071 vizyonuna inanmış bir millet var.” (Recep Tayyip Erdoğan)
ABD ile Türkiye arasında FETÖ, S-400, YPG/PKK nedeniyle başlayıp Papaz-Dolar olarak parlayan gerilim Ağustos ayı boyunca artış gösterdi. Bunun sebebi Türkiye’nin ABD’den gelen hadsiz ve hukuksuz taleplere “YES/OK SIR” demeyişidir.
Bu konuya döneceğiz, ama ilk önce gazetedeki köşemde yazı yazmadığım bir ay boyunca ne yaptığımı kısaca anlatayım. Dinlenmedim, gezdim, okudum, dinledim, sordum, üzüldüm, sıkıldım, cevapları not aldım.
Keza,
ABD ile yaşanmakta olan gerginliği, AK Parti MKYK’sını, önümüzdeki mahalli seçimleri, belediye başkanlarını, kayyumları, parti teşkilatlarını ve adayları konuştuk. Vatandaşların anlattıklarına yazılarımızda yer vereceğiz. Ama şimdi gündemle ilgili konumuza dönelim.
Olayları çarpıtmada, olayın aslını değil faslını ön plana çıkararak kamuoyundan kirli niyetini saklama konusunda mahir olan Amerikalılar, Türkiye ile yaşadıkları krizi “Rahip Brunson’ın serbest bırakılmaması” olarak lanse edip baştan itibaren yine o yanıltıcı, aldatıcı yönteme başvurdu.
10 Ağustos gecesi Avrupa’da bile bankalar kapalı, alışverişin sıfıra en yakın olduğu saatlerde Türk Lirası dolar karşısında adeta vurgun yedi. 4.6 olan dolar sabahın ilk ışıklarından itibaren 7 liraya kadar çıktı.
O gece yaşananları, yakalandıkları “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” hastaları dışındaki bütün uzmanlar, “Türk Lirası karşısında Dolar’ın aldığı değerin ekonomi literatürü ile izah edilebilecek bir yönü bulunmamaktadır” diyerek açıkladılar. Ve devamında, “Cari açık, dış borç, GSYH ve daha pek çok gösterge Dolar-TL paritesini bu seviyeye taşımaya yetmez” dediler.
Yani,
ABD ile yaşanan ve dolarda fahiş artışa yol açan krizi Türkiye ekonomisi ile izah etmek ciddi bir hata olur. Böyle yanlış bir izah ile krizin seyrine dair atılacak adımların da hatalı olması kaçınılmaz olur.
Evet, Türkiye ile ABD arasında yaşanan gerilim Pastör ile açıklanamayacağı gibi, doların aşırı değer kazanması da ekonomik parametrelerle de açıklanamaz. O zaman biz açıklayalım.
Nedenini-niçinini bir kenara bırakalım, siyaset bilimci rollerine girmeden, uluslararası ilişkiler doktrinine başvurmadan yani sizi gerekli-gereksiz kavram ve terimlere, anlaşılır-anlaşılmaz öncüllere-faraziyelere boğmadan açıklayalım:
ABD bizden Birleşik Devletler’e mut’i bir karakol devlet olmamızı istiyor.
Yanlış okumadınız, bizi daha önce “rol model ülke” olarak görmek isteyen stratejik ortak Amerika şimdi bizden “kul model ülke” olmamızı istiyor. Tabi ki biz de buna ”git işine” diye cevap veriyoruz diye kıyamet kopuyor.
Birleşik Devletler yanlış yapıyor, sapkın bir mezhebin siyaset üzerinde bu kadar etkili olmasına izin veren Amerika, dünyaya da kendisine de pahalıya mal olacak bir süreç hazırlıyor. Amerika büyük bir yanlışa doğru gidiyor. Bunu da “Hasta” dedikleri, “Yalancı, Rus işbirlikçisi” dedikleri Trump’a yaptırıyor Evanjelik-NeoCon ittifakı. Yaptırırken de “Amerika’yı yıkmakla” itham edilen Başkan Trump’a “yargılama”silahını göstermekten geri durmuyor.
Anladığınız gibi, iki Amerika’dan söz ediyoruz, şimdiki konumuz Evanjelik-NeoCon bileşenli Amerika. Yani Amerika var Amerika’dan içerü.
Bakınız,
2013-2017 döneminde CIA Başkanlığını yürüten Brennan ABD Başkan’ı Donald Trump hakkında neler söylüyor:
“Aldığın rüşvetler, ahlaki alçaklıkların ve siyasi yolsuzlukların ortaya çıktığı zaman aşağılanarak tarihin tozlu sayfalarında hak ettiğin yeri bulacaksın. Andy McCabe’i günah keçisi ilan edebilirsin, fakat Amerika’yı yıkamayacaksın, Amerika seni yenecek.” Bu da başka bir Amerika.
Küreselci Amerika ile ulusalcı Amerika karşı karşıya. Küreselci Amerika eski dünyanın pörsümüş kodları ile yeni bir dünya düzeni kurulamayacağını biliyor. Yeni dünya düzeni için eski dünyacılarla (Ulusalcı-milliyetçiler) kavgayı göze alan ÇUŞ’lar (Çok Uluslu Şirketler) dünya hakimiyetini 21. asırda kimseye kaptırmak istemiyor.
Bizimle olan gerginliği de size verdiğim sözden dönerek açıklayabiliriz.
Hani “kavramlara-terimlere… boğmadan” demiştim ya,
Şimdilik uluslararası ilişkiler terminolojisindeki bir kavramla yetinelim, ilerde yazacağım makalelerde de devamını getireceğiz:
Brinkmanship, yani rakibi aldığı karar(lar)dan caydırmak maksadıyla anlaşmazlığı tırmandırma stratejisi. Diplomaside “rakibi sürekli artan bir tehdit algısıyla karşı karşıya bırakarak istekleriniz doğrultusunda tavizler vermesini sağlamak veya rakibe geri adım attırmaktır.” ABD’nin bugün Türkiye ile gerilimi tırmandırmasının arka planında bu strateji yatıyor.
Başkan Erdoğan’ın Bişkek seyahatinde, "Bazı ülkeler, uluslararası meselelerin çözümünde diplomasi, diyalog ve çok taraflılık yerine; tehdit, baskı ve şantajı öne çıkarmaya çalışıyorlar.” derken o “bazı ülkeler”in brinkmanship stratejisini kastediyor.
Peki, birnkmanship stratejisinin riski yok mu?
Yani ABD bu strateji ile Türkiye’den bazı tavizler istiyorsa ve Türkiye buna rıza göstermiyorsa Türkiye ve bilhassa ABD için bir risk yok mu?
Pekâlâ var.
Onu da başka bir yazıda inşaallah.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019