Ayhan ONGUN

Halkı yok sayarak halkçılık yapılmaz!
11.11.2015
1612

Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünde 77 yıl sonra bile hala onun arkasına sığınarak, onun sözlerini referans göstererek halkı küçümseyen, yok sayan ve hatta elinden gelse yok etmek isteyenlerin varlığı, belki de bu ülkenin en büyük ayıbı.

Özellikle de seçimler sonrasında gündeme gelen, sandık iradesine doğrudan karşı çıkamamanın mahcubiyetiyle halkı cehaletle, had bilmezlikle, doğru tercih yapamamak ya da aldatılmakla suçlayan; sözde eğitimli, aydın, okumuş kesimler 1 kasım seçimlerinin sonunda da yine halk iradesine saldırıyorlar.

“Cahillik, yenilmesi gereken en büyük düşmandır.”

“En büyük savaş, cahilliğe ve gericiliğe karşı yapılan savaştır.”

Bunlar Mustafa Kemal’in Cumhuriyetin ilk yıllarında, yani neredeyse 90 yıl önce söylediği sözler.

Yani teknolojinin olmadığı, iletişim ve bilgi paylaşımının imkansız olduğu, telefon, televizyon, bilgisayar gibi kitle haberleşmesinin daha ülkemize girmediği, çok sınırlı sayıda radyonun dışında vatandaşın birbiriyle iletişime geçmesinin, birbirinden etkilenmesinin mümkün olmadığı günlerde söylenmiş sözler.

O günlerde halkın siyasi tercihlerde zorlanmasından, yanlış tercihler yapmasından daha olağan ne olabilir ki!

Ama o cahil bırakılmış halk, özgürlük ve kurtuluş tercihini doğru yapmasını bildi ve Mustafa Kemal’in önderliğinde ulusal kurtuluş savaşında canını, malını ortaya koyarak bağımsızlık mücadelesine destek verdi.

Aynı halk, Mustafa Kemal den sonra gelen tek parti iktidarına karşı da demokratların yanında saf tutmasını bildi.

Gün geldi, milliyetçi cephelere karşı direnen yurtseverlerin haklı direnişine destek veren bu cahil! halk, Bülent Ecevit’in “toprak işleyenin, su kullananın” söyleminde somutlanan demokratik sol programa da yüzde 42 oy verdi.

Şimdi kendisine devrimci diyen kimi kibirli modernistler, geçmişte her koşulda sol muhalefetin yanında yer alan yoksul kesimlerin, varoşların, yani onların deyimiyle cahil halkın! şimdi niye AK Partiye oy verdiğini sorgulamak yerine o kesimleri aşağılamaya, yok saymaya çalışıyorlar.

Daha 5 ay önce altı milyona yakın oy alan bir partiyi yok saymaya çalışan MHP lideri Bahçeli’nin bu gün nasıl kendi kitlesi tarafından sorgulandığını, hesap vermeye zorlandığını hep birlikte görüyoruz.

Siz ne kadar cahil, bilgisiz, görgüsüz diye aşağılamaya, küçümsemeye, yok saymaya çalışsanız da bu güzel ülkenin güzel insanları;” ne yaparsa doğru yapar.”

Cahillikle mücadele etmek, toplumun eğitim düzeyini yükseltmek, yani cehaletle savaşmak elbette doğrudur ve mutlaka yapılması gerekir.

Ancak 5 ay önce AK Partiye dur diyen, muhalefete iktidar imkanı sağlayan bu halkla, şimdi “sizin niyetiniz iktidar olmak değil, bizi boş yere oyalamayın” diyerek yeniden AK Partiyi tek başına iktidar yapan halk, aynı halk.

5 ay önce “halk gerçeği gördü, sağduyusunu gösterdi.” diyenler bugün bekledikleri sonuç çıkmayınca neredeyse halk düşmanı kesildiler.

Tüm bunları söylediğim için kimileri benimle ilgili “halk popülüzmi yapıyor.” diyeceklerdir, eminim.

Ancak; ikiyüzlü bir tavırla halk düşmanlığı yapmaktansa, onların söylemiyle “halk popülizmi” yapmayı tercih ederim.

Bu da benim en demokratik, özgür tercihim!

Kaldı ki, Anadolu’nun en ücra köşelerinde bile herkesin elinde akıllı telefonlar, toprak damların çatılarında uydu antenler, dağdaki çobanın heybesinde tabletlerin olduğu bir coğrafyadan söz ediyoruz.

Öte yandan sandığa gidip, liderlerin belirlediği adaylar için siyasi partilerden birine oy pusulasında mühür basmayı, öğrenilmesi çok zor bir aritmetik problemi gibi sunmaya çalışanlar, ne kadar gülünç bir duruma düştüklerinin farkında değiller mi?

Üstelik de küresel dünyada, böylesine gelişkin bir iletişim çağında, kendinizi farklı gösterebilmek adına halkı cehaletle suçlamak, onun iradesine saygısızlık etmek hakkını kimden alıyorsunuz?

Bu zavallı zihniyetinize bile Atatürk’ü referans göstererek, bir asır önce söylediği sözlerden yola çıkıp, sözlerini çarpıtarak, ülkenin içinde bulunduğu durumun sorumluluğunu halka yükleme aczine düşüyorsunuz.

Mustafa Kemal,” cehaletle savaşın demiş, cahil bıraktığınız halkla değil!”

Bakın başka bir şey daha söylemiş Mustafa Kemal,

Biz cahil dediğimiz vakit, mutlaka mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğim ilim, hakikatı bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikatı gören hakiki âlimler çıkar.

Yani demem o ki;Halkı yok sayarak, halkçılık yapılmaz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar