Ayhan ONGUN
Gündemin çok hızlı değiştiği ülkemizde siyaseti takip etmek zorlaştığı gibi, gelişmeleri değerlendirmek de bir o kadar zorlaşıyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, gündem yaratma ve toplumu yönlendirme konusunda AK Parti ve özellikle de Erdoğan ekibi çok başarılı.
Her krizden başarıyla çıkma becerisi gösteren ve krizi fırsata dönüştüren Erdoğan ekibi gerektiğinde suni gündemler yaratarak hedef şaşırtma, muhalefeti oyalama işini de çok iyi yapıyor.
Bu taktik hamleyi fark edemeyen ya da kendisi gündem oluşturma becerisi olmadığı için mevcut gündemin peşine takılma kolaycılığını seçen muhalefet, doğal olarak iktidar karşıtlığı üzerinden muhalefet yapmaya devam ediyor.
Öteki üzerinden yapılan siyaset, kişi ve kurumları giderek kendi olmaktan uzaklaştırdığı gibi, toplumdan ve gerçeklerden de uzaklaştırıyor.
Böylesine halktan kopuk bir muhalefetin kendi içinde ortak bir dil kullanabilmesi, kalıcı projeler üretebilmesi, halkta karşılık bulacak politikalar geliştirebilmesi mümkün olamayacağı için, en küçük bir ayrışmada kırılmalar yaşanması çok doğal.
Öte yandan karşısında dirençli ve üretken bir muhalefet olmayan iktidarın, zaman içerisinde güç zehirlenmesine uğraması ve pervasız uygulamalara yönelmesi de doğal hale geliyor.
İktidar çevresinde oluşan bu güç birikimini tek başına kullanmak isteyenlerle, bu güçten pay kapmak isteyenler arasında paylaşım kavgasının çıkması da kaçınılmaz hale geliyor.
İlke ve ideolojiden yoksun bu gelişmeler, her iki tarafta da eninde sonunda kırılmalara yol açıyor.
Bugün yaşadığımız olaylar ve gündemdeki hızlı gelişmeler görünen o ki, yeni bir kırılma sürecini beraberinde getirecek.
Mecliste bu hafta içinde görüşmelerine başlanacak milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin düzenleme hem AK Parti, hem de CHP içerisinde yeni bir kırılma noktası oluşturacağa benzer.
HDP milletvekilleri, bir anlamda bu sürecin mağdurları durumunda olduklarından, onlar için bir kırılma söz konusu olmayacak.
MHP, olağanüstü kurultay ve bununla ilgili yasal süreçle meşgul olduğundan, kendi iç çekişmeleriyle uğraşmaktan bu konulara fırsat bulamıyor olma şansını kullanıyor diyebiliriz.
Kürsü dokunulmazlığının da ortadan kalkabileceği endişesiyle, vekillerin bu yetkilerini sorumsuzca kullanıyor olmaları fikrinin çatıştığı, geçmişte yaşanan olumsuz örnekler nedeniyle yeniden o kötü görüntülerin yaşanabileceği korkusu, toplumda çok derin çelişkilere neden oluyor.
Özgürlük mü, kamu güvenliği mi ikilemi arasında bocalayan halk; şimdi de vekillerle ilgili kin ve nefret söylemlerine devam mı, yoksa her konuda dilediğini söyleyebilen, yasaları hiçe sayan bir vekil yerine, yaşamın her alanında sıradan yurttaşlar gibi yasal yükümlülükleri olan vekil mi? ikilemi arasında kaldı.
Aslında meclis kürsüsünü pervasızca kullandıkları yetmiyormuş gibi, her fırsatta yasaları zorlayan, kişisel hırs ve çıkarları uğruna yasal boşluklardan yararlanma yolunu seçen vekiller, bu durumun halk nezdinde karşılık bulmadığı elbette biliyor.
Ancak halkın vekili olma yerine lider vekili olmak zorunda kalan vekiller, vatandaşın bu konularda ne düşündüğüyle pek ilgili değiller.
Onlar için liderin egolarını tatmin eden, gurunu okşayan, başkan ve adamlarına şirin görünecek söylem ve eylemler daha önemli hale geliyor.
Öyle olunca da siyasette kirlenme, kaypaklık, iki yüzlülük kaçınılmaz hale geliyor. İlkeli siyaset yerine, başkan ve adamlarına yaranma, onlara yakın durma, güce biat etme onlar için bir yaşam tarzı haline geliyor.
Bu durum, yukarıdan aşağıya siyaset kurumunun her alanına virüs gibi yayılarak, hastalıklı bir ruh hali, kaygan bir siyaset zemini, değişken bir politik iklimin oluşmasına neden oluyor.
Ne zaman ki, siyasetin en tepesindekilerde bir güç eksilmesi, bir zafiyet söz konusu olduğunda çok ender de olsa, kimi zaman siyaset kurumunda sorgulama, hesaplaşma gündeme gelebiliyor.
İktidar kanadında Erdoğan’ın yarattığı sınırsız güç ve çevresinde oluşturduğu koşulsuz biat anlayışından rahatsız olanların, parti içerisinde kendilerine alan açabilecek, muhalefet edebilecek bir ortam yaratma çabalarının son günlerde ete kemiğe büründüğünü görmek mümkün.
Bu çelişkilerden yararlanmak, oluşan çatlağı büyütmek yerine Erdoğan’a ve Davutoğlu’na aynı anda saldırma gafletine düşen muhalefet içerisinde de bu ilkesiz omurgasız, politikasız, toptancı muhalefet tarzından rahatsız olanların şu günlerde isyan bayrağını açmaları işten bile değil.
İçinde yaşadığımız şu günler; hem iktidar, hem de ana muhalefet partisi için önemli kırılmaların yaşanacağı günler gibi görünüyor.
Umarız olumlu değişimlere vesile olur.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020