Ayhan ONGUN
“Bugün hayat AK Parti’nin parmakları arasından kaçıyor. Üstelik doğruları yapmak için her şeye sahip olduğu bir dönemde.”
Bu sözler Karar Gazetesi köşe yazarı, Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde başdanışman olarak görev yapmış, Etyen Mahcupyan’a ait.
AK Parti iktidarı döneminde görev yapmış kişilerden Erdoğan ya da parti politikalarına yönelik ciddi, objektif eleştirilere alışık olmayanlar için ilginç gelecek tespit ve değerlendirmeler yapan yazar, özellikle de çözüm sürecine ilişkin AK Parti’ye yönelik eleştirileriyle dikkat çekiyor.
AK Parti’nin barış içinde birlikte yaşama amacına yönelik bir dönem başlattığı çözüm sürecinden milliyetçi söylemlerle uzaklaşmaya başladığı gerçeği ve PKK ile mücadele adına tüm Kürtleri karşı cepheye iten uygulamaları, o alanda yeni oluşumlar ve yeni siyaset biçimlerini gündeme getireceğe benziyor.
Suriye’deki gelişmelerle birlikte ele alındığında Mahcupyan’ın da altını çizdiği bu olasılığın gerçekleşme oranı oldukça yüksek görünüyor.
Davutoğlu’nun görevi bırakmak zorunda kalma sürecinin de yeterince doğru analiz edilmediği bir gerçek.
Muhalefetin aynı anda hem Erdoğan’a hem Davutoğlu’na yönelik saldırıları, AK Parti de oluşması beklenen çatlağın çabuk fark edilip tez elden giderilmesi, Erdoğan’a karşı Davutoğlu’nun direnebilme ortam ve koşullarını yok ettiği gibi Erdoğan’ın etki alanını da genişletti.
Kendi oylarıyla iktidar olabilme şansı bulunmayan CHP nin bu sürece ilişkin bir öngörüsü olmadığı gibi, gerekli taktik hamleleri yapabilme becerisini de gösteremedi.
Erdoğan’ın şahsında AK Parti giderek ülke gerçeklerinden uzaklaşıyor.
Ancak bu yalın gerçeği fark edemeyen muhalefet partileri Erdoğan ve AK Partinin iktidar sürecini uzatmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Oysa dünyanın hiçbir yerinde bu kadar uzun süre bir siyasi partinin, üstelik de oylarını artırarak iktidarda kalması mümkün değildir.
Bu gerçeği görmezden gelip, her seçim yenilgisinin ardından kendi dışında herkesi ve her kesimi suçlama aczini gösteren muhalefetin aymazlığı yüzünden; AK Partinin, gerçeklerden uzaklaşan politikalarına rağmen iktidarda kalmayı sürdürmesi, ancak bizim gibi muhafazakar özellikleri yüksek ülkelerde mümkündür.
İçinde bulunduğumuz koşullarda önce bölgesel aktör olarak kendini kabul ettirmeye çalışan Erdoğan’ın; giderek küresel liderliğe soyunması, dünya ölçeğinde bir dolu güç odağını rahatsız ettiği gibi, Erdoğan ve çevresini de somut gerçekleri göremez hale getirdi.
Bugün dünyanın en büyük ekonomik ve siyasal güçlerinden biri olmasına rağmen Çin’in bile Erdoğan kadar iddialı çıkışlar yapmadığı, dünya liderliğine soyunmadığı dünyada, daha mütevazi ve gerçekçi bir liderlik çizgisi yerine tüm komşularımızı bile karşımıza alan egosantrik bir liderlik hevesi ne yazık ki, Türkiye yi her geçen gün biraz daha yalnızlaştırmaktadır.
İlk iktidar yıllarında olduğu gibi halkın somut taleplerine yönelik politikalar geliştiren, sosyal devlet anlayışına uygun projeler üreten AK Partinin yerini ne yazık ki, güç zehirlenmesinden kaynaklı, toplumda karşılığı olmayan politikalarla halktan kopmaya başlayan bir parti almakta.
Bu iktidardan kurtulmak isteyenler için belki olumlu bir durum görünse de, alternatifi oluşturulamadığı için ülkenin geleceği açısından bir dolu olumsuzluğu, belirsizliği de beraberinde getirebilir ve Türkiye daha büyük sıkıntılar ve sorunlarla karşılaşabilir.
Siyasi muhalefetin bu basiretsizliğini, açmazını bilen AK Parti bir süre daha bu sorumsuz tavrını sürdürebilir ancak toplumsal muhalefet daha ne zamana kadar bu gidişe tahammül edebilir?
Görünen o ki, Türkiye de AK Partinin alternatifini siyasi partiler değil, toplumun iç dinamikleri belirleyecek.
Eğer siyaset kurumu öncülük yapar, toplumsal muhalefetin önünü açabilirse bu süreç kısalabilir ve AK Parti iktidarının ömrü azalabilir.
Öte yandan, AK Parti olarak söylemek mümkün olmasa da Tayip Erdoğan, toplumdaki tepkileri dikkate alarak başkanlık inadından vazgeçebilir, çözüm sürecine yönelik olumlu adımlar atabilir, Kürt yurttaşlarla barışık politikalar izleyebilirse, iktidarını biraz daha sürdürebilir.
Ekonomideki durgunluk, komşularımızla ilişkilerimizde var olan sorunlar, Suriye ve mülteci krizi, terörle mücadele konseptindeki aşırılıklar, gelişmiş batı ülkelerini rahatsız eden kişisel çıkışlar, artık yalnızca muhalefeti değil, AK Partiye oy ve destek vermiş kesimleri de rahatsız etmeye başladı.
AK Parti bu gerçeklerden uzaklaşarak, kendi doğrularına yönelik politikaları sürdürmeye devam ederse, siyasi muhaliflerinden olmasa da toplumsal muhalefetten hiç ummadığı, beklemediği bir tepki alarak, kendi sonunu hazırlayabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020