Ayhan ONGUN
LYS de yaşanan skandalın ardından sorumluluğu üstüne alarak görevinden ayrılan ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir nedeniyle, istifa denilen bir uygulamayı sonunda hatırlamış olduk.
“Yöneticileri, mesai arkadaşlarının başarısıyla övündüğü gibi hatalarının sorumluluğunu da üstlenmeli. Çünkü yönetici, kurumun itibarını korumalıdır. ÖSYM’nin tartışılmasının önüne geçmek için istifamı sunuyorum.”
Yukarıdaki açıklamayı yapan başkan belki de ilk kez ülkemizde “gerektiğinde istifa da edilebilirmiş” gerçeğini bir şamar gibi hepimizin suratına vurdu.
Yoksa! kimilerinin yaptığı gibi, olayı soğutmaya bırakıp, hiç üzerine almadan konuyu geçiştirebilirdi.
Bizlerde zaten alışık olmadığımız için, “niye kurumun başkanı istifa etmedi?” gibi bir sorgulama yapmazdık.
Ve hatta başkan istese, kurumdaki bazı görevliler hakkında soruşturma başlatıp, çok titiz bir yönetici edası ve görevinin gereğini yapmış olmanın derin iç huzuruyla! ortalıkta caka satabilirdi.
İşin doğrusu Sayın Ömer Demir le ilgili çok fazla bilgim de yok.
Ancak ülkemizin çok önemli bilimsel kuruluşlarında görev yaptığı herkesin malumu olan başkanın bu son davranışı bize unuttuğumuz kimi değerleri yeniden hatırlattığı için çok fazla ilgi çekti.
Toplumda en fazla eksikliğini hissettiğimiz bir değerin yeniden hayat geçirilmesi doğrusu beni yeniden heyecanlandırdı.
Ömer Demir’in siyasi kimliği, düşünce tarzı ya da hayata bakış açısından bağımsız olarak değerlendirdiğimizde yetki ve sorumluluk kavramlarının birlikte ele alınması gerektiğini bir kez daha görmüş olduk.
Öyle yöneticilerimiz var ki, neredeyse tüm yetkileri kendisinde toplar ama iş sorumluluk olunca hiç de üzerine almaz.
Öyle yöneticilerimiz de var ki, tüm sorumlulukları yıkarız üstüne ama en küçük yetkiyi ondan esirgeriz.
Oysa hepimiz biliriz ki, yetki ve sorumluluk birlikte olursa bir anlam kazanır.
Nedense biz ne bürokraside ne de siyasette bu dengeyi bir türlü kuramadık.
Ülkemiz açısından hayati öneme sahip kurumlarda öyle büyük yolsuzluklar, görev ihmalleri, hatalar yapılır. İş sorumlu aramaya geldiğinde kimseyi bulamadığınız gibi, çok zor da kalınırsa birkaç sıradan memur feda edilerek işin içinden çıkılır.
Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’nin yaşadığı en büyük darbe girişiminin ardından düğünlerde, davetlerde eğlenen komutanlara bir şey sorulmazken hala cezaevlerinde tahliye edilmeyi bekleyen askeri öğrenciler var.
Darbenin siyasi sorumlularıyla ilgili tek bir açıklama yapılmazken yüzbinlerce insanın pasaportuna el konuluyor, hiçbir gerekçe gösterilmeden.
Gencecik insanların hayatı, geleceği karartılıyor, kimsenin umurunda değil.
En iyimser ihtimalle tüm bu mağduriyetlerin üzerine yine her zaman olduğu gibi” pardon! yanlışlık oldu.” Denecek.
Gerekçe olarak da, Fetö denecek, terörle mücadele denecek ama yapılan yanlışların sorumluluğunu “ülkenin ali menfaatleri adına” hiç kimse üstlenmeyecek.
Terörle mücadele elbette gereklidir ve hatta zorunludur.
Ancak geçmişte alınan yanlış kararlar, verilen hatalı emirler yüzünden yaşamını yitiren o kadar askerimiz varken, niye istifa eden tek bir komutan olmadı?
Bırakın istifayı, bir özeleştiri bile yapmaya gerek görmediler.
Aynı keza, siyaseten yaptıkları yanlış ya da başarısızlık yüzünden istifa eden, özeleştiri yapan tek bir siyasetçi bileniniz var mı?
İşte o yüzden ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir’in istifasını önemsiyorum.
Belki bu anlamlı davranışın ardından kimileri utanır da istifa mekanizmasını hatırlar ya da birilerine hatırlatırlar.
Yaptığı görevlerinde ne kadar başarılıydı?
Bilimsel çalışmalarında ne denli objektif davranırdı, bilemem.
Ama bildiğim bir şey var ki, Sayın Demir Türkiye siyasetine ve bürokrasisine belki de yeni bir soluk getirecektir.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020